BASİRET
Adamın
birisi, kuyumcuya gelerek:
- Altın tartacağım, bana terazini versene, dedi.
Kuyumcu
dedi ki:
- Babacığım
haydi git işine. Bende kalbur yoktur.
Adam:
- Alay
etme benimle, senden kalbur istemedim ki , terazi istedim , dedi
Kuyumcu:
- İstiyorsun
ama , dükkanımda süpürge filan yoktur , dedi.
Adam
iyice kızmış olarak dedi ki:
- Yeter
yahu!... Alay etmeyi bırak. Ben senden terazi istiyorum, sağırlık
numaraları yapma. Ne işi yokuşa sürüp , olmadık şeyler söylüyorsun?..
Bunun
üzerine kuyumcu dedi ki:
- Sağır
filan değilim. Söylediklerini de aynen duyuyorum. Dediklerimi manasız
sanma. Sözünü duydum ,
lâkin ; sen kuvveti , kudreti kalmamış bir ihtiyarsın .Hiç şüphem
yok ki , zayıflıktan ellerin titreyecek
... Tartacağın altın da külçe filan değildir zaten ... Kırık
dökük, belki de tozdur . Ellerin titreyecek tartarken , yerlere dökeceksin.
Sonra gelip : “ Bir süpürge ver de, toza, toprağa karışan
altınlarımı süpüreyim , diyeceksin .“ Altını süpürüp, bir araya topladıktan sonra da :”Güzelim;
kalbur isterim.” Diye tutturacaksın. Ben işin sonunu önceden gördüm
. İyisi mi, haydi sen başka bir yere git!...
Mesnevi:
3.Cilt - Sayfa:132-133 |