|
DOĞAN
VE BAYKUŞLAR
Bir
doğan yolunu kaybetti , kaza ve kader galip gelip viranede baykuşların
arasına düştü ve bir söylentidir gitti
:
-Kendinize
gelin ; doğan kuşu yerinizi , yurdunuzu almaya geldi!...
Kızgın
mahalle köpekleri gibi hepsi başına üşüştüler doğanın... her
biri, birer tarafından çekiştirerek başına vurmaya , güzelim
kanatlarını yolmaya başladılar.
Doğan
diyordu ki :
-Baykuşlara
bunlar gibi yüzlerce vîrane bağışlamışken , bu muameleye layık
mıyım?. Boşuna tasalanıp
kendinize kıymayın , buralarda kalıcı değilim. Şu harabeler
sizin gözünüze hoş görünebilir , lâkin benim yerim padişahın
yanıdır.
Baykuşlardan
biri dedi ki :
-Doğan
sizleri evinizden barkınızdan etmek için hile yapıyor. Kendini
isteksizmiş gibi gösteriyor ama aldanmayın. Hırsından balçığı
pekmez gibi yer. Sakın ola ayıya kuyruğunuzu kaptırmayın. Bizler
gibi saf olanları yoldan çıkarmak için padişahtan , padişahın
yolundan bahsediyor!... Hiç
, bir kuşcağız padişahla düşüp kalkar mı? Bir parçacık
aklınız varsa sözünü dinlemeyin onun. Padişahın ,
adamlarıyla kendini arıyor olduğunu söylemesi de bir ham hayalden
, malihulyadan başka bir şey değildir. Ne padişahın , ne de
vezirin cinsindendir kendisi!... Buna ancak ahmaklar inanır!...
Doğan
dedi ki :
-Bir
tüyüm bile kopsa, padişah
baykuş yuvasının kökünü kazır ... bırakın baykuşu , başka
bir doğan beni incitirse ; doğan başlarından tepeler yapar.
Hayalim ; padişahın gönlündedir , bensiz duramaz. Öyle bir doğanım
ki ; Hüma bile bana hayran olurken , baykuş da kim oluyormuş ki sırrımı
bilsin!... Ama bir zamanlar baykuşlarla hemdem etti de beni , onlar
da doğanlaştı. Bana
yapışın da , baykuş olsanız bile doğanlaşın. Kimin derdine
derman olursa o padişah ; ney gibi feryad eder, sessiz kalamaz. Mülk sahibiyim ben , başkalarının yemeğini yemiyorum . Padişah
benim davulumu çalmakta , davulumdan çıkan ses de : İrciî ‘dir.
Hâşa
, padişah cinsinden değilim , böyle bir iddiam olmadı. Fakat
O’nun tecellisiyle , O’nun nûruna
sahibim. Cinsimiz , padişah cinsinden olmadığı için varlığımız
, onun varlığına büründü, yok oldu!... Varlığımız kalmayınca
da ; tek olarak O’nun varlığı kaldı. Ben O’nun ayağının
altında bir toz gibiyim. Can
da , canın nişaneleri de toprak oldu. O’nun ayak izleri kaldı üzerinde!...
-Başı
dik kişilere tac olmak için o izi bul, ayağı altında toprak ol.
Şekle aldanma ; sûret nicelerinin yolunu kesti. Can bedenle birleşmiştir
ama, can bedene benzer mi hiç?... Can ; canlar canını taşır ...
Kulun “Yarab!...” sözüne , Allah’tan “Lebbeyk!..”
cevabı geldikten sonra , nasıl olur da “Yarab!..” demekte kusur
eder?... Fakat bu “Lebbeyk!..” öyle bir hitaptır ki , işitmezsin
lâkin , baştan aşağıya kadar bütün vücudunla tadabilirsin!...
Mesnevi
: 2.Cild - Sayfa : 86 -....- 91
Hamdi CENİK/İSTANBUL
|