mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

BİLÂL'İN ÖLÜMÜ

Yüzüne ölüm rengi çöken Bilâl , zayıflıktan hilale dönmüştü.

Karısı:

-Ah...ah!.. Bu ne elem, bu ne keder!.. dedikçe, Bilâl:

-Hayır... hayır!... Bu ne zevk, bu ne neş’e!. Şimdiye kadar hayattan elem duymaktaydım, ölüm nasıl bir zevktir, nedir... nedir, bilir misin?.. Ama sen bunu nereden bileceksin?.. diye cevap verirken yüzünde nergisler, güller, lâleler açmaktaydı.  Sözünün doğruluğunun şahidi ; nurlu yüzündeki parlak gözleriydi sanki. Gönlü kara olan adamlar O’na baktıklarında simsiyah yüzünü görürlerdi ama, hakikatte O, insanların gözbebeğiydi. Gözbebeği de siyah olur ya!... Aslında yüzü kara olanlar ; hakikati göremeyenlerdir. Zaten dünyada can gözüne sahip olanlardan başka, o gözbebeğini kim göre bilir ki?... Gözbebeğini görmek için ; gözbebeği olmak lâzımdır. Olamayanlar, onun rengini nasıl görüp de anlayabilir ki ?.. O gözbebeğine sahip olanlardan başka herkes, mertebesi yüksek olanları taklit eder, fakat hakikati bilemez.

Karısı:

-Ah... ayrılık, ah... ayrılık  !... dedikçe , Bilâl :

-Hayır, hayır!... Vuslat, vuslat!... diyordu.

Karısı:

-Bu gece gurbete gidiyorsun, soyunun sopunun gözünden kaybolacaksın, diyince , Bilâl :

-Hayır, hayır!... Bu gece ruhum gurbet ilinden, vatanına kavuşacak, diye cevap verdi.

Karısı :

-Gayri senin yüzünü nerede göreceğiz , diye sordu.

Bilâl dedi ki .

-Hakk’ın Has kullarının halkasında. Aşağılara değil, başını kaldırıp yukarılara bakarsan Allah Haslarının halkasını görürsün. Yüzük taşının yüzüğe nur saçtığı gibi ; âlemlerin Rabbi de  o halkayı nurlandırmıştır.

Karısı:

-Bu ev yıkıldı artık , yazıklar olsun, diyince, Bilâl:

-Buluta bakma, aya bak, aya. Akrabam kalabalık, ev de küçük... Allah, daha mamur hale getirmek için yıktı, dedi.

Mesnevi:3. Cilt - Sayfa:287-288-289
Hamdi CENİK/İSTANBUL

ANASAYFA