mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

CENNET

Bir kadın vardı ; her yıl bir çocuk doğurur , fakat çocuk altı aydan fazla yaşamaz, daha üç-dört aylıkken ölür giderdi. Kadın feryat ederek :

-"Yarabbi!... Bu çocuklar bana dokuz ay yük oluyor ...  ancak üç - dört aycağız bir ferahlık veriyor , sonra ateşlere terk ediyor .  Nimet tez zamanda uçup gidiyor elimden. "  diyor, Hak erlerine ağlayıp yalvararak, çocuklarının ölümünden şikayetkâr oluyordu.  Bu surette tam yirmi oğlu oldu, öldü.

Bir gece rüyasında kadına ebediyet yurdunu, güzel, kusursuz, yeşillikler içinde ki cenneti gösterdiler.

Nihayetsiz nimetlere cennet dedim, bağ, bahçe dedim.  Çünki orası bağ,bahçelerin toplandığı yer, nimetlerin aslıdır. Yoksa ne bağı?... Orada ki nimetleri ne gözler görmüştür, ne de hayale gelmiştir!.. Ancak bir misaldir bunlar ki ; anlamakta âciz olanlar bir koku alsınlar, anlasınlar!

Hasılı kadın cenneti görüp, mest oldu. Teselliyle kendinden geçti. Köşkün birisinde kendi adının olduğunu fark etti , kendisinin olduğunu sandı. Ama dediler ki:

-Bu nimet ; canını feda etmede tereddüdü olmayan ve  fedakârlıkta doğruluktan ayrılmayan kişinindir. Bu kuşluk kahvaltısından yemen için bir hayli hizmet etmen gerekir.  Fakat sen Allah'a sığınmada tembellik ediyorsun. Bütün bu musibetler de sana , yaptıklarına  karşılık olarak Allah tarafından verilmiştir.

Kadın:

-Yarabbi!... Yüz yıl ve istersen daha fazla zaman benden kan dök, evladımı öldür ... razıyım , dedi.

Yavaş yavaş, adım adım o bahçeye girince bütün çocuklarını orada gördü de , dedi ki:

-Yarabbi!... Ben kaybetmiştim ama sen kaybetmemişsin!.

Evet ... insan ; gaybı gören gözlere sahip olmadıkça insan olamaz. Her meyvenin içi kabuğundan iyidir. Teni kabuk , sevgiliyi iç bil. İnsan pek lâtif bir içe sahiptir. İnsansan bir an olsun O' nu ara!...


Mesnevi:3. Cilt - Sayfa:277-278-279
Hamdi CENİK/İSTANBUL

ANASAYFA