mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

CUHA İLE CENAZE

Çocuk ölen babasının tabutu önünde ağlamakta , kanlı yaşlar dökmekteydi :

- Götürüyorlar seni baba!. Toprağın altına koyacaklar !. Öyle dar, öyle elemli bir yere götürüyorlar ki  ; ne halı var orada ne hasır . Ne geceleyin bir ışık , ne bir dilim ekmek , ne mamur bir kapı , ne de sığınılacak bir komşu  olmayacak!. Damına çıkacak  yol da bulunmayacak . Halkın öptüğü , değer verdiği cismin ; o elemli yurda , amansız eve nasıl gidecek ?... Orada ne bet kalır , ne beniz!... diye o gidilecek yerin vasıflarını sayıp döküp ağlarken Cuha babasına dedi ki :

-Vallahi babacığım bu adamı bizim eve götürüyorlar !.

Babası :

-Ahmaklık etme Cuha , dedi.

Cuha bunun üzerine :

-Hiç kızma , şu nişaneleri dinlesene : Ne hasır var , ne ışık , ne yemek var, ne kapısı , ne içi , ne de dışı mamur.

Halkta da böyle bir çok âlametler bulunduğu halde , bu nişanelerden hiç birini görmezler. Kibriya güneşinin ışığından mahrum olan gönül evi Yahudilerin canı gibi dar ve karanlık , muhabbetin zevkinden mahrumdur. Böyle bir gönülde kalmaktansa mezar daha iyidir.  Gönül mezarından çık artık . Ey şuh ve neşeli olan can ; sen dirisin , diri oğlusun.  Vaktin Yusuf’usun, zindandan çık , göster yüzünü. Yunus gibi tespih et .

Mesnevi : 2.Cilt - Sayfa :239-241
Hamdi CENİK/İSTANBUL

ANASAYFA