|
ET
VE KEDİ
Bir
gün adam; akşam eve gelecek konuğu için, sıkıntıya girerek aldığı
yarım okka eti getirerek karısına
verdi. Kadın, hilebaz ve kötü niyetli
biri idi. Adam eve ne getirirse harcar, telef eder, adam ise
sesini çıkarmazdı. Kadın, kocasının getirdiği eti kebap yaptı,
şarapla birlikte sildi, süpürdü. Akşam kocası konuğuyla geldi,
bir hayli oturup ta, bir faaliyet göremeyince, karısına:
- Misafire yemek çıkarmak lazım. Et nerede?.. Getir, sofrayı kur
da yiyelim, dedi.
Kadın dedi ki:
- Eti şu kedi yedi. Git yine et al getir de, ondan yemek yapalım
misafir için, dedi.
Hayretler içinde kalan adam, kediyi yakaladı, kantarı getirtti,
tarttı. Yarım okka geldi. Bunun üzerine karısına dönerek:
- A hilebaz kadın , dedi. Et yarım okka idi, kedi de yarım okka.
Oysa, et kadar fazlalığı olması gerekmez mi?..
Eğer bu kedi ise; söyle bana, et nerede?... Yok eğer bu et
ise var, her tarafta kediyi ara!...
Bayezid de bu ise, o ruh nedir?.. O; o ruhsa, şu suret kimdir?... Her
ikisi de odur. Fakat mahsulün aslı, tanedir. O saman çöpü,
kudretidir. Allah hikmeti zıtları bir biriyle kaynaştırdı. Ruh;
bedensiz bir iş yapamaz, badenin de ruhsuz soğur, donar. Kalıp
meydandadır da canın gizlidir.
Mesnevi:5.Cilt-Sayfa:278-...-280
|