|
GÖRE
Sofiler
arkadaşlarından birini şeyhe şikayet ettiler :
-Ey
ulumuz medet!... Bu sofiden öcümüzü al , dediler.
Şeyh
:
-Neyinden
şikayetçisiniz ?... diye sorunca , dediler ki :
-Üç
kötü huyu var şeyhim . Konuşmaya
başladığında çan gibi susmayı bilmez , boyuna söyler durur.
Yemeğe girişti mi yirmi kişinin yediğinden fazla yer . Yatıp
uyuduğunda da Ashabı Kehf’e benzer .
Şeyh
o fakire yüzünü çevirip dedi ki :
-Ne
halde bulunursan bulun , itidali koru. İşin hayırlısı orta halli
olandır. Yoldaşlarına pek yüklenme , çok söz söyleme , ayrılığa
sebep olur. Arkadaşlarının
yanında ol , sohbetlerini özlemişçesine yanlarına koş. Çamaşırcıya
, elbise satanlar muhtaçtır. Ya çıplakları bırak , bir
tarafa çekil, yahut onlar gibi elbiseden vazgeç. Yok ... eğer
tamamiyle soyunamıyorsan bari elbiseni azalt , orta halli ol!...
Fakir
sofi özürler dileyerek şeyhe durumunu anlattı . Bu anlatış Hızır’dan
mirastı. Onun himmetiyle güzelce , yerli yerinde oldu. Dedi ki :
-Orta
yol hikmetse de , bu orta hallilik de
nasiptir. Su
deveye göre azdır ama fareye göre deniz sayılır. Birisinin dört
ekmeğe ihtiyacı olur da iki yahut üçünü yerse bu orta
halliliktir , dördünü yerse , kaz gibi hırsına esir olmuştur. On
ekmeğe iştahı olan altı ekmek yerse bu orta halli bir yiyiş olur
, lâkin benim elli ekmeğe ihtiyacım var, senin altı yufkaya, eşit
değiliz ki!... Sen on rekat namaz kılınca usanırsın , ben beş yüz
rekat kılsam usanmam. Kimi mescide yürümeye istek duymaz, kimileri
Kâbe’ye yaya gider. Birisi
o kadar cömerttir ki gönlü bulanmadan tüm malını , hatta canını
verir... öbürü bir dilim ekmek verebilmek için can çekişir.
Bu orta halli oluş , sona göredir. Önü , sonu belli olan şeye
nispetledir. Sonsuzun önü sonu nasıl olur
?.. Önü sonu olmayanın , ortası nasıl olur?... Sözlerim
kargalara göre kuru bir iddiadan ibarettir. Sineğe göre dolu
tencere ile boşu birdir , yeter ki içinde bir katra artık olsun.
Lokman gevher olduktan sonra çekinme , istediğin kadar ye. Çok yediğinden
şikayet edilen bir şeyh , halkın kötü zannını gidermek için leğen
isteyip kustu , içi
inciyle doldu. Basiret sahibi şeyh böylece , az akıllı halka ancak
anlayabilecekleri türden , gözle görülür misal getirmek istedi.
Midende temiz olan da , pis olan da murdar
hâle geliyorsa , boğazını kilitle , anahtarını da sakla. Lokma ,
eğer ululuk nuru haline geliyorsa ne dilersen yesin ... ona helâldir!...
Mesnevi
: 2.Cilt - Sayfa : 269 -....- 274
Yansıtan:
Hamdi CENİK/İSTANBUL
|