mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

İNCİ TANESİ

Gemide bir derviş vardı , gerçek bir er kişi idi. Seyahat esnasında bir kese altın kayboldu , orada bulunan her kes aranırken , birisi dervişi işaretle :

-Bu uyuyan yoksulu da arayalım, dedi. Para sahibinin derdinden onu da uyandırdılar :

-Bu gemide bir kese altın kayboldu. Herkesi arıyoruz, seni de arayacağız , kurtuluş yoktur. Haydi hırkanı çıkar da kimsenin kuşkusu kalmasın, dediler.

Derviş :

-“Ya rabbi  , şu aşağılık kişiler kulunu töhmet altında bırakıyorlar, fermanını eriştir , dedi.

Dervişin gönlü dertlenir dertlenmez denizin her tarafından yüz binlerce balık baş çıkardı. Hepsinin ağzında bir inci vardı ... ama ne inci!... Her biri bir memleket haracı sanki. Tabii Haktan geliyor, eşsiz olmalıdır. Derviş  bir kaç tanesini alıp , gemiye attı. Sonra da yükseldi , havada , padişahlar gibi taht üstüne bağdaş kurup oturdu, dedi ki:

-Yürüyün gidin , bakalım bu ayrılıktan kim ziyan edecek?...Gemi sizin , Hak benim.  Yoksul bir hırsız sizinle birlikte olamaz değil mi?... Ben hoşum ; Hak’la çift , halktan tek!... O ne beni hırsızlıkla töhmet altına alır, ne de yularımı bir gammaza verir.

Gemidekiler dediler ki :

-Ey ulu, sana bu yüce makamı ne yüzden verdiler ?

Derviş dedi ki :

-Yoksulu zan altında bırakmak , hor ve hakir bir şey için Hakkı incitmek yüzünden!!!... Hâşa bu yüzden değil. Ululara tâzim ettiğimden... çünki yoksullar hakkında kötü zanna hiç düşmedim. Haklarında “Abese” suresi gelmiştir. Yoksulun yoksulluğu dünyalık için değildir. Hak’tan başka hiçbir şey olmadığından; onlar da yokluğu , yoksulluğu benimsemişlerdir.

Mesnevi : 2. Cilt - Sayfa :267 -....- 269
Yansıtan: Hamdi CENİK/İSTANBUL

ANASAYFA