mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

MECNUN -3-

Mecnun ; bir köpeğin etrafında dönüp dolaşıyor, onu öpüyor, okşuyor,ululayıp , ağırlıyor, saf şekerden şerbetler içiriyordu. Üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokmayı adet edinen biri yanına gelerek dedi ki:

- A ham Mecnun!.. Şu yapmakta olduğun şey delilik ve sersemlikten ibarettir. Köpeğin ağzı daima pis şeyleri yer. Ardını bile diliyle temizler.
Köpeğin ayıplarını bir hayli saydı, döktü. Zaten  ayıp gören ; gayb âleminin kokusunu bile alamaz!...

Mecnun dedi ki:

- Sen baştan başa sûretten, cisimden ibaretsin. Gel, bir de benim gözümle bak!..Bu köpek , bence Hakk’ın çözülmez bir tılsımıdır. Bu köpek; Leylâ’nın mahallesinin bekçisidir. Himmetine bak,gönlüne, canına, irfanına dikkat et ki neresini seçmiş, neresini yurt edinmiş?.. O benim mağaramın yüzü kutlu köpeği, hatta o benim derttaşım , gamdaşım!... Onun mahallesinde yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile ulu aslanlardan yeğdir. Ey köpeklerine aslanların köle olduğu sevgili; anlatmaya imkan yok ki!... Sus vesselam!.

Dostlar : Sûretten geçerseniz , her yer sizin için cennettir ;gül bahçesi içinde, gül bahçesidir. Sûretini kırdın, yaktın mı ; her şeyin sûretini kırmayı öğrendin demektir!..O zaman her sûreti kırar, Haydar gibi, Hayber’in kapısını çeker, koparırsın!... 

Mesnevi:3. Cilt - Sayfa:45-46

ANASAYFA