mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

MİSAFİR

Birisine ansızın bir konuk geldi. Ev sahibi; sofra çıkardı, ağırladı, izzet ikramda bulundu. Mahallelerinde sünnet düğünü vardı. Erkek konuğunu bırakamadığından, eşinin sünnet düğününe yalnız gitmesini kararlaştırdılar. Kadın çıkmadan önce de, kocası gizlice dedi ki:
- Bu gece iki yatak ser. Bizim yatağımızı kapı kenarına, konuğunkini de duvar dibine yaparsın.
- Olur a iki gözüm, baş üstüne. Sen meraklanma. Hizmetlerinizi yapar, güler yüz gösteririm, dedi kadın.
Yatakları yaptı, sünnet düğününe gitti. İki erkek evde kaldılar. Ev sahibi çerez, meyve ne varsa çıkardı, hem sohbet ettiler, hem atıştırdılar. Bir birlerine başlarından geçenleri anlattılar, ta gece yarısına kadar. Konuğun iyice uykusu geldi, yatmak üzere soyunup, ev sahibinin bir şeyler söylemesine fırsat bırakmadan, hemen kapı ağzına hazırlanan yatağa girdi, yatıp uyudu. Adam da utancından, “senin için diğer yatağı hazırlamıştık, oraya yat...” diyemedi. Bir müddet sonra da misafir için hazırlanan yatağa kendisi girerek uyudu.

Dışarıda hava iyice bozmuş, dünyada ne kadar bulut varsa bir araya toplanmıştı sanki. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, evine dönen kadını sırıl sıklam yapmış, içeri girince anadan doğma soyunarak, kapı ağzına kendileri için hazırladığı yatağa girdi. Yatanı kocası zannederek, bir kaç kere istekle öptü, dedi ki:
- Korktuğum başıma geldi. Yağmur, çamur yüzünden konuk bir yere gidemedi, kakıldı başımıza kaldı!...
Konuk bu sözleri duyunca sıçradı kalktı, dedi ki:
- Yolcu derhal geldiği yere dönmeli. Ben gidiyorum. Allah size hayırlar versin. Ayakkabım var, çamurdan korkum yok!..
Kadın o soğuk sözü söylediğine pişman oldu, dedi ki:
- Lütfen, hoş gör. Ben şaka olsun diye söyledim o sözleri. Yalvarıp, yakardı, lakin fayda etmedi. Konuk yola  düşüp, bunları hasret bıraktı.
Adam da, kadın da yasta kaldı adeta. Adam bundan sonra utancından evini konuk evi haline getirdi. Ama ikisinin de gönlünde ki o konuğun hayali her an derdi ki:
- Ben Hızır’ın dostuyum... Sizlere yüzlerce cömertlik hazinesi saçacaktım, fakat ne yapayım, kısmetiniz değilmiş!...
Konuk evine her gün nasıl bir yüce konuk gelirse, onun gibi her an da sana bir fikir gelir. Fikri, bir adam say. Çünki; adam, fikirle değerlidir, diridir. Sabırlı ve her şeye razı olan Eyyub, tam yedi yıl, Allah konuğu olan belayı hoş tutmuştu. O’ da Allah’a şükürlerde bulunarak:
- Eyyub’un sevgililerini öldürdüğüm hale, sevgisinden bir kere bile yüzünü çevirmedi. Allah ilmine vefakarlıkta bulundu, bela ile adeta; sütün balla kaynaşması gibi kaynaştı.
"Ey yaradanım; o belaların şerrinden sakla beni . O yüzden gelecek ihsanları bana haram etme. Lütuflara kavuştur. Uğradığım belalara, lütfet de hamd edeyim ki, geçip giderse hasret çekmeyeyim..."

Mesnevi:5.Cilt-Sayfa:297-....-301

ANASAYFA