mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

YÜZSÜZ MÜFLİS

Evi barkı, kimi kimsesi olmayan, her şeyini  kaybetmiş bir müflis zindana düşmüştü. Kafdağı gibi tamahı yüzünden , ne yapar ne eder , bir bahane bulur , hiç çağrılmadan zindandakilerin yiyeceklerine ortak olurdu. Şerrinden kimsenin bir lokma ekmek yemeye takati kalmaz, hemen tutup  yarısını koparıverirdi.

Hak davetini almamış olan , sultan bile olsa gözü açtır. Mürüvveti ayaklar altına alan , rahata kavuşma umuduyla nereye kaçsa ,önüne bir âfet çıkar. Hakk’ın halvet yerinden başka dinlenilecek yer yoktur. Kurtuluşu olunmayan dünya zindanında ayakbastı parası alınmayan, hapishane dayağı atılmayan bir köşe  yoktur. Ama hayallere dalmışsa ; yılan ve akrepler bile munis olur. Çünki hayal; değersiz şeyleri altın gibi gösteren bir kimya, bir aldanıştır.

Zindandakiler nihayet kadının anlayışlı vekiline şikayette bulunarak dediler ki:

-Kadıya selamımızı götür. Sofra serildiğinde bu cehennem boğazlı adam, sinek gibi çağırılmadan gelip konuyor. Altmış kişinin yemeği ona yetişmiyor.  Ne söylersek söyleyelim duymazlıktan geliyor. Kıtlığa benzeyen bu adamdan elaman!.. Ya bu sığırı zindandan defetsin, yahut doyması için vakıftan maaş tayin edilsin. Efendimizin ömrü bereketli olsun!..

Tatlı sözlü vekil Kadı’nın yanına giderek şikayetleri anlattı. Kadı o adamı çağırttı, arkasından da kendi adamlarına tahkikat yaptırdı. Zindandakilerin şikayetlerinin haklı olduğunu anladı.  Müflise dedi ki:

-Sahipsiz kalası herif, hemen zindandan çık, evine dön!..

Müflis dedi ki:

-A efendim!.. Benim evim barkım , senin ihsanından ibarettir. Eğer beni zindandan sürecek olursan , yoksulluktan öldüm say!..

İblis : “Yarabbi , beni kıyamete kadar yaşat!.. Ben bu dünya zindanında rahatım!... Yaşat ki düşmanımın evladını tepeleyeyim!... Kimin îmandan nasibi varsa , onun azığını gâh hile ile , gâh aldatma ile elinden alayım da, pişmanlıktan feryada başlasınlar!... Bazen yoksullukla korkutayım onları , bazen güzelliklerinin saçlarıyla bağlayayım yollarını, gözlerini !..” demişti.

Kadı:

-Müflisliğini ispat et!.. deyince,

-İşte, bütün zindandakiler tanıktır, dedi müflis.

-İyi ama , onlar zaten senden şikayetçi, şerrinden  kurtulmak için yalan yere şahitlik edebilirler, dedi Kadı. Mahkemede bulunanların hepsi adeta bir ağızdan:

-Biz onun hem müflisliğine, hem de kötülüğüne şahidiz, dediler.

Kadı hükmünü verdi:

-Her tarafa tellallar çıkarılsın , yanında da bu adam dolaştırılarak , müflisliği ilan edilsin. Kimse ona veresiye bir şey satmasın ve borç tek kuruş bile vermesin. Çünki iflası bence sabit olmuştur. Birisi hilesine uğrar da bu yüzden dava etmeye kalkışırsa bilsin ki , artık onu hapse atamam.

Allah , İblisin müflisliğini Kur’an’da bildirmiş ve her tarafa yaymıştır. “O ; hilebaz , müflis ve kötü sözlüdür!... Onunla ortak olma , oyunlara girişme!... Alışverişinde kârınız olmaz!...” Artık âdemoğlu da iflası sabit oluncaya kadar bu dünya hapishanesinde kalır...

Oduncu gariban birinin devesini getirerek o kıtlığı bindirip ,  kuşluk çağından akşama kadar her tarafı gezdirdiler , halka teşhir ettiler. Bir yandan da tellallar halkı uyarma görevlerini yerine getirdiler.

-Duyduk duymadık demeyin !... Bu ; müflis , kalp , kötü adamın biridir!... Hiç bir şeyi yoktur!... Hile ve aldatmakta mahirdir!... Uyanık olun , onunla arkadaşlık etmeyin !... Satmak için öküz bile getirse , bilin ki çalıntıdır!... Aldanır da dava etmeye kalkışırsanız, biliniz ki zindana atılmayacaktır!...

Akşam vakti müflisi deveden indirerek, sahibi olan gariban oduncuya teslim ettiler. Zavallı aptal oduncu dedi ki :

-Evim uzak , vakit de geç oldu. Kuşluk çağından beri devenin üzerindesin, arpadan filan vaz geçtim , bari bir kaç avuç saman ver.

Yılışık yılışık gülümseyen müflis dedi ki :

-Senin hiç aklın yok mu?.. Şimdiye kadar niçin gezdik , anlamadın mı?... Müflis olduğumun ilanını dağ taş duydu da sen mi duymadın?... Her halde tamah gözlerini de kulaklarını da kapamış!...

Münadiler akşama kadar bağırdılar da, onun kulağı tamahla dolu olduğundan duymadı hiç birini. Allah ; güzellikten, kemalden, cilveden hangisini isterse göze onu gösterir. Onun fermanı olmadıkça, o dermandan derdine yarayacak bir renk göremez, bir koku duyamazsın. Allah’ı can-ı gönülden istiyorsan ; varlıktan yokluğa dön!... Hak sanatının tezgah evi, mademki yokluktur... o halde tezgah evinin dışında ne varsa değersizdir!...

Mesnevi : 2. Cilt - Sayfa : 45 -....- 56
Hamdi CENİK/İSTANBUL

ANASAYFA