MUSA
İLE ÇOBAN
Musa
a.s. yolda bir çoban gördü. Şöyle söyleyip duruyordu :
-Ey
kerem sahibi Allah’ım!... Neredesin ki sana kul , kurban olayım!...
Çarığını dikeyim , saçını tarayayım!... Elbiselerini yıkayıp
, bitlerini ayıklayayım , süt ikram edeyim sana !... Elceğizini öpüp
, ayacığını ovayım , uyku vaktin gelince yerini süpüreyim!... Bütün
keçilerim sana kurban olsun!... Bütün nağmelerim , heyheylerim
sanadır Allah’ım!.
Çobanın
böyle saçma sapan şeyler söylediğini duyunca Musa a.s:
-Kiminle
konuşuyorsun , diye sordu.
Çoban
da:
-Bizleri
ve bu yeri göğü yaratanla , diye cevap verdi.
Musa
a.s:
-Vah
, vah!... Sen sersemlemişsin!... Daha müslüman olmadan kâfir olmuşsun.
Allah’ın her şeye Kaadir olduğunu biliyorsun da bu
hezeyanlar nedir ?... Amcana , dayına mı söylüyorsun bunları?...
Ayağa muhtaç olan çarık giyer , büyüyecek olan süt içer .
Allah’ın sıfatlarında cisim sahibi olmak ve ihtiyaç var mı
ki?... El , ayak bizler için övgü vesilesidir lâkin , Allah’a
nispet ettin mi kusur olur!... Akılsız dost zaten düşmandır.
Çoban:
-Ya
Musa , ağzımı bağladın , pişman oldum , dedi ... elbiseleri yırtıp
çöllere doğru giderken öyle bir ah çekti ki ...
Musa
a.s’a vahiy geldi :
-Kulumuzu
bizden ayırdın . Sen ulaştırmak için mi geldin , yoksa ayırmak için
mi?.. Gücün
yettiğince ayrılığa basma. Her kese farklı huy verdim.
Ona metih olan söz sana zem olabilir. Ona göre bal , sana göre
zehir olabilir . Ey Musa ; edep bilenler başkadır , canı , ruhu
yanmış âşıklar başka. Yıkık köyden haraç , âşar alınmaz. Hatalı söz söylerse
bile , ona hatalısın deme. Sarhoşlardan
kılavuzluk arama. Aşk şeriatı
bütün dinlerden ayrıdır. Âşıkların şeriatı da Allah’tır, mezhebi
de.
Musa
a.s. Allah’tan bu azarı duyunca çöle düşüp , çobanın arkasından
koştu , izini aradı. Buldu
. Dedi ki :
-Müjdemi
ver . Allah’tan izin geldi. Hiç bir sebep ve tertip arama. Gönlün
ne isterse onu söyle. Emniyete ermişsin sen.
Çoban
dedi ki :
-Ey
Musa , o sözden geçtim ben artık. Kendi gönlümün kanına bulandım.
Bir kamçı vurdun, atım şahlandı kâinatı aştı . Şimdi benim
ahvalim söze sığmaz. Zaten
söylediğim de benim halim değil ki!... Aynada bir sûret görürsün
ya, o senin midir, aynanın mı ?... Neyzen ney üfler. Bu nefesten
ses çıkar. Neyden midir bu?... Kendine gel kendine!... Allah’ı övsen
de bunu çobanın lâyık olamayan övüşü gibi bil. Senin övgülerin
belki çobana göre daha iyidir ama, Allah’a nispetle onun da bir değeri
yoktur. Anışımın
makul olması Allah’ın Rahmetindendir. İstihaze olan kadının
namaz kılması gibi bir ruhsattan ibarettir.
Onun namazına nasıl kan bulaşmışsa , senin Allah’ı anışına da benzetiş ve zannediş bulaşmıştır.
Kan pistir ama bir parpacık suyla temizlenir. Fakat içteki pislikler
öyle midir?...
Mesnevi
: 2. Cild - Sayfa : 132 -...- 139
Hamdi CENİK/İSTANBUL
|