mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

RAHMET

Çöl ortasında yaşayan , ibadete dalıp kendinden geçmiş bir zahit vardı . Hacılar civar şehirlerden gelerek oraya ulaştılar . Yerin katılığı , zahidin mizacının yumuşaklığında kaybolmuş ... çölün samyeli de adeta ona ilaç kesilmişti. Hacılar ortamın olumsuzluğuna karşı zahidin selamette olmasına şaştılar. Kum üstünde namaza durmuştu , ama ne kum ?!... Sıcağından tencerede ki suyu kaynatacak halde!... Zahide bakanlar sanki onun yeşillikte , gülistanda , ayağının altına ipekler serilmiş , samyeli sabah rüzgarıymış gibi olduğu halde rahat ve huzur içinde namaz kıldığını görürlerdi. Kendinden geçmiş zahidin namazının bitmesini beklediler. Neden sonra istiğraktan ayıldı , kendine geldi. Hacıların içinde gönül gözü açık birisi vardı , zahide baktığında elinden , yüzünden sular damladığını , elbiselerinin apdest suyundan ıslanmış olduğunu gördü ve sordu :

-Bu su nereden ?.

Zahit elini kaldırıp :

-Gökten!... dedi.

Hacı :

-Ey din sultanı ; sırlarından birini göster de zünnarlarımızı keselim , bu müşkili hallet ki yakîne erelim . Etrafta ne kuyu ne de ip göremiyorum. İstediğinde su bulabiliyor musun , yağmur yağdırabiliyor musun ?...dedi.

Zahit gözlerini göğe kaldırarak dedi ki :

-Ey mekansızlık âleminden mekan yaratan, ey “Rızkınız göktedir” sırrını ayan eyleyen !... Bana gökten kapı açtın, rızkımı gökten aramaya alıştım. Ya rabbi!... Hacıların duasına icabet eyle!...

Zahit bu münacaatta iken gökte latif bulutlar oluştu. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Gölcükler oluştu . Bulutlar göz yaşı döküyordu adeta. Hacılar mataralarını doldurdular.  İçlerinden bir kısmının inançları güçlendi ,  bir kısmının hayretten yakîni arttı , bir kısmı da bu kerameti kabul etmedi nâkıs kaldı.

Mesnevi : 2. Cilt - Sayfa : 291 - 292
Yansıtan: Hamdi CENİK/İSTANBUL

ANASAYFA