mevsol.gif (323 bytes)

mevsag.gif (324 bytes)

SIĞINAK

Kış geldiğinde köpek soğuktan ezilir , büzülür , perişan bir hale gelir.

- Kışa dayanamıyorum artık!.. Sağ olurda yaza erişirsem ; dişimle, tırnağımla çalışıp , çabalayacağım, taştan bir kulübe yapacağım der.

Fakat yaz gelip te vücudu ısınıp, kellesi kemiği yerine geldiğinde, ilikleri kızışıp, derisi gerildiğinde  kendini kos kocaman görürü de:

- Ev yapayım yapmasına da... ben hangi eve sığarım ki?.. der.

İrileşir, ayağını çeker, tembel tembel; karnı tok , sırtı pek , kendine güvenmiş bir halde gölgeye çekilir, aklı:

- Bir ev yapmalısın!... dedikçe;

- Söyle be yahu!... ben nasıl olur da bir eve sığabilirim , diye cevaplandırır kendi sorusunu.

Sen de bir belaya , musibete düştüğünde büzülürsün, hırs kemiklerin bitişir, küçülür kalırsın da:

- Tövbeden bir ev yapayım, kışın o evceğizde barınayım , dersin. Fakat dertten kurtuldun da, hırsın büyüdü mü; köpek gibi ev sevdası geçer gider. 

Nimete şükretmek; nimetten daha hoştur. Şükreden kişi, hiç şükretmeyi bırakır da nimet sevdasına düşer mi?... Şükür nimetin canıdır , nimet ise deriye benzer. Çünki; seni  sevgiliye kadar ulaştıran , şükürdür. Nimet insana gaflet verir, şükürse uyandırır. Padişahın şükür tuzağıyla, nimet avlamaya bak !... Şükür nimeti ; gözünü doyurur, seni bey yapar. Bu suretle de yoksullara yüzlerce nimet bağışlarsın. Hakk yemeğinden ye, doy ki; senden oburluk,tamah, ve şuna buna  ihtiyacını arz etme illeti son bulsun!...

Mesnevi:3.Cilt - Sayfa:234-235
Düzenleyen: Hamdi Cenik

ANASAYFA