BENİ
TAVAF ET
Hac
vakti yaklaşmış , Şeyh Bayezid Mekke’ye doğru koşa koşa
yollara düşmüştü. Yolunun üzerinde ki şehirlerde basiret sahibi
, gönlü açık erler arıyordu. Çünki biliyordu ki ; buğday
ekerse saman da elde eder. Lâkin saman ekerse
buğdaya sahip olamaz. Hacca gider, Kâbe’yi ziyaret ederse
Mekke’yi de görürdü. Miraçtan maksat dostu görmekti.
Bu arada arş da görünürdü, meleklerde.
Yeni
bir mürit ev yaptırmış , Pir de görmeye gelmişti. İmtihan amacıyla
dedi ki:
-Eve niçin
pencere açtın?
-Işık
gelsin diye , cevabını alması üzerine:
-O bir
ferdir. Gerçekte bu pencereyi ezanı duymak için açmış olmalıydın!...
der.
Bayezid’de
seferde vaktin Hızır’ı olan kişiyi bulmak için uğraşmakta, öyle
bir er kişi aramaktaydı. Derken
; vücudu hilal gibi
incelmiş , gözleri görmez , fakir , aile efradı kalabalık birine
rastladı. Onda erlerin halini , kalini buldu. Âdeta rüyasında
Hindistan’ı görmüş file benziyordu. Uyurken yüzlerce neş’e ve zevk âleminde dolaşmakta!...
Şaşılacak şey!... Gözünü açınca nasıl görmez?... Rüya
denince neler açığa çıkar?... Gönül uykuda pencere kesilir.
Bayezid
o pirin huzuruna vardı , oturdu. Pir:
-Ey
Bayezid!... nereye gidiyorsun?... Gurbet pılı pırtısını nereye
kadar çekip sürükleyeceksin, dedi.
Bayezid
de:
-Hac
mevsimi. Kâbe’ye gidiyorum, diye cevap verdi.
Pir:
-Yol
masrafı olarak yanında ne var ?... diye sorunca , Bayezid:
-İki yüz
dirhem gümüşüm var. Ridamın ucuna sım sıkı bağladım ,
işte şuracıkta duruyor, dedi. Bunun üzerine Pir
dedi ki:
-Ey cömert
kişi ; etrafımda yedi kere tavaf et. Bu tavafı da Hac tavafından
makbul bil. Bana ver o dirhemleri . Bil ki ; Hacc ettin , muradın hasıl
oldu. Umre ettin ; ebedi ömre nail oldun!.. Sâf bir hale geldin ;
Safa’ya koştun , Say erkanını yerine getirdin. Hakk hakkı için
söylüyorum ki ; O, beni kendi evinden daha üstün , daha makbul kılmıştır.
Kâbe her ne kadar O’nun Lütûf
ve ihsan evidir ama , benim vücudum da O’nun sır evidir.
Kâbe kuruldu kurulalı içine hiç girmedi “O” !... Halbuki bu
eve , benim vücuduma o ebedi diri olan Allah’tan başkası gelmedi.
Beni gördün ya!... Bil ki Hakk’ı gördün. Doğruluk
Kâbe’sinin , hakiki Kâbe’nin etrafında tavaf ettin. Bana hizmet
etmek Hakk’a hizmet etmektir, O’ nu övmektir!... Sakın
Hakk’ı benden ayrı sanma!... Gözünü iyi aç ta bana
öyle bak ki , beşerde Hakk nûrunu göresin...
Bayezid
nükteleri dinledi. Altın bir küpe gibi kulaklarına taktı.
Bu yüzden derecesi yükseldi , fazileti arttı . Hakikat yolunun
sonuna erişmiş olan Bayezid , artık ondan sonra bir son düşünülemeyecek
olan bir makama vardı.
Mesnevi
: 2. Cilt -
Sayfa : 170 -...- 173
Hamdi CENİK/İSTANBUL
|