Çözüm Ne?

 

Tüm bildiğimi sandığım gerçeklere rağmen bunların zıddını hayal etmiyor muyum? Kendimde ciddi ve istikrarlı hiçbir değişiklik yapmamama rağmen, bir gün sihirli değnekle her şeyin birden bire  farklılaşacağını hayal etmiyor muyum?

Peki, nereye kadar bu hayal?.. Hani ne zaman kılacağım o çok güzel namazları? Ama şimdi değil çünkü, acelem var. Gerçi, acelem olmadığı zaman da genelde hızlı kılarım ben namazları...

Eğer sınav yukarıdan yazılı olarak gelseydi durumum o kadar vahim deðildi. Yani, biraz daha Velayet, Nübüvvet ve Risalet mertebeleri üzerine çalışıp biraz da Rical-i Gayb'ın üzerine çalışsam, herhalde 100 üstünden 90 filan alırdım. Münker ve Nekir'in yapacağı sözlü sınava da yeteri kadar çalışsam 3’te 3 yapardım herhalde. Ama uygulamalı sınavı bir türlü beceremiyorum. Yani, o kadar çalışıyorum, ezberliyorum ki konuları sular seller gibi.
Ama sınav bir başlıyor, bütün bildiklerimi unutuyorum sanki. Yani diyorum, bazen, nereye kadar devam eder bu hayat böyle? Cevap vermeme gerek bile yok. Böyle devam ederse bol kâbuslu gelecekler bekliyor beni. Peki değişim ne zaman? Şimdi değil; çünkü yapacak daha o kadar çok iş var ki!.

Çözüm ne? Çok basit. Hani o Evliya, ermiş hikâyelerinde geçen ermiş babalardan birine rastlarsam bir gün, onun her dediğini yaparım sonuçta o da beni erdirir herhalde. Yani illa ki yanıma gelmesine de gerek yok; rüyama filan girse de olur, onun her dediğini yapmaya hazırım, yeter ki gelsin.

Hani gelirse mesele yok da, ya gelmezse ne yapacağım ben? Şu saate kadar arayan soran olmadı, bu saatten sonra da olur mu bilmem. Çevreme bakıp moral bulmak mı çözüm? Bazen gözümü kapatıp, şuur dünyamı görmeye çalışıyorum. Ama beynime gelen tüm uyarılar göz kapağımın kırmızı rengi ile sınırlı. “Yapılacakları bilip de yapmamanın sebebi nedir?” diye düşünürüm ara sıra.

Ölmeden evvel yapmam gereken şeyleri yapamadan ölmekten korkuyorum. Nasıl bir vehim ki bu, insanın yapması gereken şeyleri fütursuzca ertelemesine sebep oluyor. Hayatımızın hiçbir zaman arzuladığımız gibi sakinleşmeyeceğini bilmek ve her ne yapılması gerekiyorsa "hemen", "şu an" yapılması gerektiğini anlamak acaba sorunlarımın çözülmesine yardım eder mi? Sanki üst mertebelerden birini tanıyınca, onun kolları, kanatları altında Cehennemin o yoğun azabından kurtulunalacakmış hissi yok mu! “Yani bizi başı boş bırakmaz herhalde orada.”

Sonra bütün Evliyaların,Peygamberlerin ruhuna o kadar dua okuyorum ki, bir tanesi sahip çıksa inşallah...Bir de yedilerden, üçlerden birisi sahip çıksa vallahi Mardiye'ye bana mısın demem. Bir de yetmişine kadar yaşasam...

Çünkü ellisinden sonra yapacak çok işim var.

Metin Güneş