Dilinizden Hiçbirşey Anlaşılmıyor

 

-          Ne konuşuyorlar anlıyabiliyormusun?

-         Hayır. Yabancı bir dil olması lazım.

-         Hangi dil?

-         Tam bilmiyorum ama İspanyolca olması lazım!..

-         Bize bir şeyler soracak galiba.

-         Ne sordu?

-         Bir şey anlamadım ki.

-         BİZ SİZİN DİLİNİZDEN ANLAMIYORUZ...

-         Anladılarmı acaba?

-         Bilmem

-         Neyse boşver biz kendi dilimizden konuşan insanların yanına gidelim.

Hiç böyle bir konuşmaya şahit oldunuz mu bilmiyorum, belki olmuşsunuzdur, belkide Bi-zati-HU yaşamışsınızdır böyle bir anı.

Gerçekten zor iş dilinden anlamak

Zor iş bir makinanın dilinden anlayabilmek, makinanın ustası olabilmek, onu iyi dinleyebilmek. Makinanın marj dişlisinin aşındığını, üç beş gün sonra makinanın marj basmayacağını anlayabilmek, motorun yağ yaktığını üç beş gün sonra rektefeye çekileceğini anlamak. Zor iş gerçekten makinanın ustası olabilmek, makinanın hakkını verebilmek.

Ya beslediğiniz evcil bir hayvanınız oldu mu? Konuştunuzmu onunla, dinleyebildiniz mi onu? Verbildiniz mi onun istediklerini, onun HAKKını... Yemeğini, suyunu, sevgisini... Yoksa zulum mü ettiniz ona, dinleyemediğiniz kadarı ile... Yoksa bilinçli olmadığını konuşamıyacağınımı düşündünüz!? Onun da bir hal duası olacağı aklınıza gelmedimi hiç?...

Ya hiç müzik aletiniz oldu mu? Konuşabildiniz mi acaba onunla, konuşturabildiniz mi? Anlatabildimi sizin duygularınızı, yoksa bir köşedemi bıraktınız. Dinleyemediniz mi onu da?  Acaba verebildinizmi onun Hakkını, yoksa onada mı zulmettiniz...
Siz hani hiç zulmetmezdiniz!...

Peki hiç insanları dinleyebildiniz mi? Zor iş insanları dilinden anlamak, belkide en zor insanın dilinden anlamak . İnsanın ustası olmak, İnsanı tanımak doğru teşhiste bulunup ona göre tavsiyelerde bulunmak, İnsan sarafı olmak zor iş galiba...

Ya beyninizi dinlediniz mi hiç, sordunuzmu neden , niçinini? Alabildiniz mi cevaplarınızı ? Düşündürtebildiniz mi bari beyninizi? Gerçekten verebildiniz mi beyninizin HAKKINI...

Evreni dinledinizmi peki hiç... Konuşabildiniz mi onunla saatlerce bir DOST bir arkadaş gibi.. Anlıyabildiniz mi ondaki sırları... Verebildinizmi acaba EVRENİN HAKKINI...

Ya yaşamı dinleyebildiniz mi hiç... Çok büyük bir kalabalık ve gürültünün içinde... Biraz geri çekilip sakince dinleyebildiniz mi onu acaba... Verebildiniz mi acaba yaşamın hakkını...

Ya ZATInızı dinleyebildiniz mi hiç.. Zatınızın sessizliğini duyabildiniz mi?  Verebildiniz mi acaba zatınızın hakkını.

Ya ilminizi dinleyebildiniz mi karşılaştığınız olaylarda.... Yoksa ilminize, bilginize tam tersi bir davranış mı koydunuz karşılaştığınız olaylarda... Verebildiniz mi acaba ilminizin hakkını...

Ne kadar büyük bir yükün  altına girdiğinizi acaba fark edebildiniz mi?
Kur’an ın Hakkı...
Rasulunüzün Hakkı...
Dostunuzun hakkı...
Çölde  kaybolan bir keçinin hakkının üzerinizde olduğunu fark edebildiniz mi acaba...

Zor iş tüm varlığın dilinden anlamak, çok kapasite istiyor bütün dilleri konuşmak, En iyisi bugünden başlamak bir dil kursuna bugün Fransızca, yarın İspanyolca günden günde güne artırmalı beyindeki tüm nöronların aktivitesini ondan sonra bütün evrenle konuşmalı,

yetmemeli evren bize sonsuzluğu bulmalı sınırsız BENliğimizle....

24-3-2001
Hasan Demir