Muhteşem Orkestra..

Müzik terimi Yunan mitolojisinde bilim ve sanat tanriçasi MÜZ isminden kaynaklanmaktadir. Temasini sesin olusturdugu, duygu ve düsünceleri yansitan en güçlü sanat türü olarak tanimlanir. Veya sesle kurulan, duygularin, imgelerin, simgelerin, tasarimlarin sesle anlatildigi bir iletisim biçimi. Çagimizda müzik, sonsuz sekilde kullanilabilme özelligi yüzünden sanat olarak kabul edildigi gibi, bilim olarak da görülür, çünkü basli basina bir konusu, kurallari ve bir yöntemi vardir.

Insanlarin sosyal yapisina uygun olarak gelisen müzik, o topragin ve insanlarin ortak duygu ve düsüncelerini yansitir, kosullara ve yasayisa göre yönlenip, gelisir. Mesela Konfüçyüs'e göre Müzik gök ve toprak arasindaki ahenktir.

Ilk uygarliklarda müzik Tanri armagani ve kutsal sayilirdi. Dinsel törenlerin esasini tarihde ve bu gün de müzik olusturur.

Bu bilgilerde sonra gelelim bizim anlatmak istediğimize, anlatmak istediğim klasik müzik ve bu müziğin yaşamla olan paralelliği.

Klasik müziği dinlemek bana nedense her zaman büyük bir zevk vermiştir!..

Orkestra içinde sanki birbirinden bağımsız şekilde  birbirine üstünlük sağlamaya çalışan müzik aletleri. Ve bu müzik aletlerinin çıkarmış olduğu notaların sayısız kombinazyonu.ve sonunda bir kaos gibi görünen sayısız aletlerin çıkarmış olduğu sayısız nota düzenleri.

Sadece yedi nota ve bu notaların vuruş değerlerine göre oluşan muhteşem bir senfoni,

İşin ehli içinse bu senfoniyi seyretmek tam bir zevk. Kişi bu seyir içerisinde o kadar büyük bir zevke dalıyor ki, müziğin nağmeleri içinde adeta kendini kaybedip zaman mefhumunıu yitiriyor.

Bu seyreden için böyle, birde bu nağmeleri yaratan, yöneten ve yönetiğini seyreden orkestra şefi varki onun haline kimsenin vakıf olması mümkün değil.

Dışardan izleyen bir çoban ise, kendine göre kaos denilebilecek bu müziği dinleyen insanlara AHMAK gözüyle bakması.

Oysa birine GÖRE kaos diye algılanan şey diğer bir kişide ise başlı başına bir sistem olduğu bu verdiğimiz örnekle çok daha iyi anlaşılabilir.

Notaların belirli dizilimleri ile oluşan ve topu topu yedi notanın varlığından varlığını alan bu müzik senfonisinin varlığını sadece yedi notadan aldığına inanmak o kadar güçki.

Düşünebiliyor musun hayat da böyle bir senfonin dile gelişi olduğunu. Alllah ın 99 esmasından varlığını alan alemler her biri kendi içinde bir müzik aletinin çalmış olduğu notalar gibi kendini meydana getiren esmaları zorunlu olarak dile getirişi.

Bir ağaç canlı olması yönüyle hayy ismini dile getirişi ve bu ismin ağırlıklı olarak ortaya çıkmasıda sanki notanın değeri gibi düşünülebilir. Aynı şekilde bir tohumken dahi ağacın tümün bilgisini içermesi dolayısıyla alim isminin ağaçtan açığa çıkması.Ve ağacın ihtiyaç duyan canlılara oksijen vermesi yönüyle canlıları rızıklandırması ve bu yönü ile de rezzak olması, ve aynı zamanda ağaçta bulunan güzelik kimilerini cezbedmesi yönüyle vedud ismini ortaya koyması gibi bir sürü kombinezesyon üretilebilir.

Her bir var olan varlık bu 99 ismin belirli oranlarda ve belirli terkiplerde birleşmesinden oluşmuştur. Kimisi üç isimi açığa çıkarır kimi beş ismi ve bunlar sanki birbirlerinden bağımsızcasına kendi manalarını yani notalarını ortaya koymak için çalışır. Orkestranın tümünü görmeyen bir göz olaylarda çeşitli aksaklık ve kaos olduğunu düşünür. Bazıları eksik yönlerinden dolayı kişileri yada olayları eksik ve kusurlu görür oysa orkestra başlı başına bir bütündür ve bu bütün içindeki tüm olaylar bir ahengin sadece parçalıdır.

Böceğin ortaya koyduğu nağmeler.

Ağacın  ortaya koyduğu nağmeler

Dünyanın ortaya koyduğu nağmeler.

Güneşin ortaya koyduğu nağmeler.

İnsanın ortaya koyduğu nağmeler.

Seyreden için gizemli bir dünya büyülü bir cennetir. Bu seyir içinde kendini kaybetmiş.

Kimileri buna AŞK şarabı demiş. Kur'AN da ise biz onlara sarhoşluk vermeyen şarabtan vereceğiz diyerek bu hali yaşayan ve yaşayacaklara işaret etmiştir.

Birden yaşamın müziği çalmaya başlıyor. Ve siz bu müziği sessizce dinlemeye başlıyorsunuz. Herkesin kulakları kapalı bu müziğe karşı çünkü semi ismi yani duyan işiten ismi kendilerinde kemali ile açılmamış. Kimsenin duymadığı bir müzik ve notaları sizi alıp başka bir aleme götürüyor.

Birisi birisine üstünlük sağlarken diğerini kahretmesi yönüyle kahhar manası nı ortaya koyarken.Tüm mahlukat kendi lisanı ile notalarılını çalmaya başlar vedud, hakim, fettah cebbar ... Orkestranın birden bire alçalan ve birden bire yükselen ritmi gibi yaşam da tıpkı bir orkestra gibi kendi notalarını evren ismi altında çalmaya başlıyor. Siz bunları hisediyorsunuz görüyorsunuz duyuyorsunuz ama yan tarafınızdaki aynı göz aynı kulak olmasına rağmen bunlardan bihaber.

Yorumsuz seyirdir bu anlatığım.

Hiçbir yorum katmadan nasıl dinleniyorsa klasik müzik,

Yaşamın notalarını duyabilmek içinde, yorumu kaldırmak gerekir.

Toplumun bize vermis olduğu değer yargılarını, bu değer yargılarının oluşturmuş olduğu duyguları tek tek  bilininçten silinmesi gerekir. Nasılki kulağın pasının silinmesi için bol bol müzik dinlenmesi gerekiyorsa, anca o zaman müziğin notaları kulakta deşifre edilip anlamlı hale geliyorsa.

Aynı şekilde bilincin pasını silecek şey ise ilim nurudur.  Bilinç bu nur ile yıkanırsa ancak  kendini bu notalar aleminde yavaş yavaş bulmaya başlar. Beyine yerleşmiş ve bilincin birimselliğe ve bedenselliğe kaydıran tüm veriler bir format atılarak formatlanması gerekir.

Hz isa nın Kişi anasının karnından iki kere doğmadıkça göklerin melekutuna ulaşamaz sözü beynin anne karnından çıktıktan sonra bir kez daha formatlanarak ilim yüklemesi yapması anlamındadır.

Bu anlatıklarımdan sonra

Dileyimki bizede seyretirilsin.

İyi seyirler.

HASAN DEMİR 
İ.T.Ü. Fizik mühendisi