Samimi Bir İtiraf...
Nerden başlasam bilmiyorum ancak birşeyler de söylemem gerek.
Sizden yazdığım email için tüm kalbimle çok ama pek çok özür dilerim.Aslında sizin beni affettiğinizi düşünüyorum.Ne yazık ki ben kendimi. edemedim.
Kendime mazeret uyduracak da değilim.
“Keşke”lere de sığınmıyorum.Sadece kendime kızgınım.
Bana çok iyi oldu bir ders oldu diye de düşünüyorum. Ancak vicdanım çok rahatsız – o kadar ki resminize bakarken (söylediğim söz nedeniyle) utanıyorum .Olmaması mümkünmüydü bilmiyorum. Ama bir kere oldu işte.Aslında biliyorum çenemi tutsaydım olmazdı-bu kadar basit)
Kendi terbiyesiz üslubuma kızgınım.Buna içerliyorum.
Sizden kaçıyor değilim yüzüm yok, nankörüm çünkü...
Hz. Muhammedin “ keşke “ konusunda bizlere yaptığı uyarıyıda asla aklımdan çıkarmıyorumGözümdeki yeriniz değişmemiş. Allaha olan olan inancım ise badireli her olayla biraz daha sabitleşmiş hatta daha da artmıştır..
Mutlak varlık samediyet yönüyle ihtiyaçtan beridir. Ama benim şahsen ona çok ihtiyacım var.
Bu nedenle bu ilimden kaçan ,uzaklaşan, kızgın bir tavır değil benim ki, saygısızlığımdan utanmadan ötürü....
Ne söyleseniz ne yapsanız az bu nanköre.Allahıın verdiği ilmin ,emeklerin karşılığını daha iyi kullanabilmeliyiz. Herşeyden önce bu ilmi içimize sindirebilmeliyiz.
Galiba işin püf noktası burası .
Allahın ahlakı ile ahlaklanan biri için geçerli olamaz bu davranışlar.. özür dilemek ve samimi bir ititrafta bulunmak istedim.
Hepsi bu.Bu yazı ile bile insanlara “yük” olduğumu sanmamın bilinci içinde, mutlaka söylemem gereken şeylerdi bunlar diye düşünüyorum.
Sevgi ve saygılarımla..
İsmet Arın
02/11/2000