Sınav
Özünde, aslında , sonsuz bilginin sahibi olan insan , fiiller, oluşlar boyutuna doğduğu andan itibaren, kendinde aslen mevcut olan bilgileri , gelişme sürecinde, kademeli olarak açığa çıkartmakta ve hedefine varmak için gelişimini sürdürmektedir. Her birim,hangi gaye ile varolmuşsa, o gayeyi gerçekleştirmek için gerekli bilgileri, uygun ortamlarda açığa çıkaracak ve yaşamına o doğrultuda yön verecektir. Bazı birimler maddeye yönelik programlandığından, bilgilerini sadece maddeye dönük olarak açığa çıkaracaklar ve bu yönde gelişme göstereceklerdir. Kendini tanımak üzere programlanan Bazı birimler de bilgilerini bu yönde açığa çıkaracaklardır. Bilginin açığa çıkarılması, bilinçli kullanım ile eş anlamlıdır ve bunun için de eğitim gerekmektedir.
İlim aslen kendinde olduğu için Öğretici , açığa çıkarıp kullanabilmeyi öğrenmesi açısından da Öğrenici vasfını haiz olan İnsan için, sınavsız bir eğitim düşünülemez.
İnsanın ,bilgilerini kullanmayı öğrenmesi ,araba kullanmayı öğrenmeye benzemektedir. Kursta nazari bilgilerle yüklenmiş sürücü,direksiyon başına geçince arabayı sağa , sola savurmaya başlar ,biraz gittikten sonra direksiyon hakimiyetini sağlamayı başarır. Boş ve düz yolda işler iyi gider de kendini iyi şoför zannediverir. Uzun,zahmetli ,taşlı ,topraklı ,kavisli bir yola girince acemilik ortaya çıkar. İşin nazariyat ve başlangıç bölümü bitmiş , gerçek tatbikat başlamıştır. Direksiyonu sıkıca kavrar,bir yandan da “bu yol da nereden çıktı önüme şimdi!” diye düşünmeye başlar. Ardından bir kavisle karşılaşır ,kızar, kim yaptı bunu der. Hızlı gidince taşlar camlara sıçramaya başlar, “kim döktü bu taşları yola!” diye öfkeden deliye döner. İlerledikçe görür ki ; yine kavis , yine taş , yine taş , yine kavis. Anlar ki o yol orada hep var. Kendiliğinden oluşmuş Kavisiyle , taşıyla. Kendisi o yoldan geçen sınav yolcularından yalnızca biri. “Dünya böyle yollarla ve benim gibi yolcularla dolu,şimdi bu yolda ,öğrendiklerimi yerinde kullanamazsam, araba da zarar görecek ben de ve ben hep acemi sürücü olarak kalacağım...” diye düşünür, bilgisini kullanır, yolu geçip sınavı kazanır. Bilgiyi kullanamayan sürücü ise, arabayı devirir, hem zarar görür,hem de tekrar sınava girer. İnsan da kendi bineğinde , direksiyondaki sürücü gibidir. Hedefine varmak için yola çıktığında,yolu bazen otobandan,bazen stabilize yoldan ,bazen dağ yolundan , uçurum kenarından geçecektir. Bu yolların , Doğanın , yalnızca kendi şartlarını oluşturmasından kaynaklandığını ,doğanın otobandan geçene torpil yapmadığı gibi uçurum kenarındakine de kin , garez duymadığını idrak etmeli , yolları usta bir sürücü olmak için sınav pisti olarak kabul etmelidir. Bineğini , bilgisini kullanarak girdiği yolların şartlarına göre süren , sınavı vererek hedefine erken ulaşacaktır. Bilgisini kullanamayanın sınavı ise ,zor gelse de öğrenene kadar devam edecektir.
Av. Aytül Ardor