Suya Sabuna Dokunmadan...

  

Bir yerlerde bir eksik var,

Bir şeyler yolunda gitmiyor ,

“Krallar değişmeden , değişmeli insanlar” diyenin sözü hala kulaklarımızda

ama bir türlü değişemiyor insanlar.

“İki dağ yer değiştirir derseniz inanırım , ama bir insan huy değiştirir derseniz inanmam” diyen bunu doğrularcasına.

Kozmozun en önemli ve ilk anayasası Değişmek oysa. Neden kozmozun değişimi özellikle bizim yakınımızdan geçmiyor ? Geçiyor da biz mi kabızız yoksa!…

Sanırım kabızlık biz Türk insanına mahsus bu değişim konusunda. Yıllardır sürüp giden trafik sorunu , nice canları aldı. Her defasında lanetlercesine trafik canavarı adlı hayali canavarı daha da canavarlaştık her konuda.

Kozmozun Türkiye üzerinden geçen kanadının , okşaması idi sanırım bu .. Kaderimiz .

Birileri , tren yolları yapalım , geliştirilsin  demir ağlar , hızlandırılsın vagonlar dedi. Mantıklı çözüm sundular , ama otobüs ağaları kendi ceplerine girecek paralara feda ettiler milyonlarca insanı , izin verdirmedi kozmozun kanatlarının okşadığı para babaları.

Bu da kaderimizdi.

 Liderlerimiz (?) nerdeyse Jurrassic Park’ı gezerken göreceğiniz  dinozorları kıskandırırcasına , doğduğumdan beri başımızdalar , bizde alışmışık onlara , kazanmışık bağışıklık , onların koltuğa olan bağışıklıkları kadarıyla.

Demokrasi zaten yalan Edirne den girip Kars’ tan çıkana kadar , konuştukların yazdıklarınla , daha suçlusun otobüs ağalarından , almasan dahi onlar gibi milyonlarca can…

 Düşünce suçlusu diye bir kavram var  bu ülkede , birileri düşünüyor diye birileri korkuyor.Korkuncada suçluyor. Korkanlar o kadar fazlaki , birde suni gücü ele almışlar , çıkarmışlar kendi çıkarlarına göre birSÜRÜ  yasa(k) ve güdüyorlar insanları. Nitekim çoğu insanda  güdülmekten yana , tabi alışkanlığı bozan bir kaçı çıkınca otomatik suçlu oluyorlar güdülenler yanında…

Güttüm, güdüldüm , güdüldünüz. Hayat sürmekte…

 Birileri Din adına güdecek , birileri de çok sevdikleri diğer birileri adına , ama sonuç aynı.

Güttüm , güdüldüm , güdüldünüz.

 Hadi artık biraz düşünelim !… Aman ha bu cümleyi sakın ola dışınızdan yüksek sesle söylemeyiniz.

 Çetin Altan’ın çokca terennüm ettiği fikirleri arasında Türkiyenin genç nüfusunun büyük bir bölümünün mesleksiz olduğu vardır. Evet  doğru , hem de çok.

Gazetelerde daha önceleri şöför aranıyor diye ilanlar çıkardı, ve birileride mesleğin ne denince şöförüm derdi. Ama artık şöförlük denilen bir meslek yok , zaten  o bir meslek değildi. Şimdi ev kadını, doktor, mühendis , dişçi, sanatçı, hatta ülkemizde kör ve topallar ve dahi kolu olmayanlarda şöförlük yapmakta.Yani meslekleri bir daha gözden geçirmekte fayda var.

 Ama birde Çetin Altanın dahi söylemediği bir olay var ki , en tehlikeli olanı bu,

Artık mesleksiz insalar değil, İnsanlık vasfını yitirmiş kitleler üremekte ve meslek sahibi olarak sarmakta her yanı.

 Kızılay gibi köklü bir kurumun başında okumuş-meslekli non-insanlar var .

Bakıyorsun 1930 larda gelen yardımı bile dağıtamamış ihtiyac sahibine , çürümeye terketmiş , kokulu ambarlarda….

Neden bu duyumsamazlık , neden mi?  

Eğitimden , görgüden , KADERİMİZ den..

 Adı önemli değil , sen , ben veya o ama KADER aynı , zira birileri Türk toplumunu formatlamış bu yaşam biçimine – veya yaşamama biçimine…

Değişmez bir insan , yer değiştirse de iki dağ …..

Ama krallar değişmeden değişmeli insanlar.

 Nereye başvuracağız , değişmek için.. Elbette kimseye , kendinizden başka .

İnsana elinle yaptığından başkası yoktur…

Klavuzumuzda , kozmozun ahlakı ile ahlaklanmış ,kendini değiştirmeyi başaran insanların yolu olsun.

Hayrettin ZOR