Rayb, Gayb ve Nasıl Bakara
Bismillâhirrahmânirrahîm1. Elif. Lâm. MÎm.
2. O kitapki; onda asla RAYB yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.
3. Onlar GAYBa inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz RIZIKlardan Allah yolunda harcarlar.
4. Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de YAKİNEN inanırlar.
5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
ONDA RAYB YOKTUR. Bu Ayet, Şifreleri çözen “ilk”lerden bir anahtardır. Anahtarı bir kaldıraca benzetirsek bu ve benzeri ayetler Kaldıracın İSTİNAT noktasıdır.
Rayb kelimesi içinde; şüphe, çelişki, yamukluk, yanlışlık, yetersizlik, ayıp, riya ifadeleri bulunuyor. Dikkat edin bu kitap, içiçe yedi kat makro ve mikro alemleri birbirine tam uyumla (Rahmana secde) halinde yaratan (fatırı ssemavati vel ard) tarafından şekillendirilmiş ve indirilmiştir. O, buna kadirdir. Buna şüphesi olanın kalbinde hastalık vardır ve kesinlikle RAYB (şüphe, çelişki, yamukluk, yanlışlık, yetersizlik, ayıp, riya) kendisindedir.
Kendisinde Rayb olmayanlar, Rabbiyle ve onun indirdiğiyle tam tatmin olanlardır. İşte bunlar zaten Rabbiyle, kendisiyle ve kitabıyla doğru yolda bulunanlardır.
ONLAR GAYBEN İNANIRLAR. Bu ayet, gerçek takva ehlini tarif ediyor. Bunlar; Şeklen değil, gözle görünmeyen şekilde İÇTENlikle KALP VE AKIL ile, (kalple ve beyinle) samimi bağlılıkla İnananlardır.
Ayrıca Burada GAYB, Kainatta olduğu gibi, (sadece gözle görülebilen değil) kur’an içinde de, okunurken gözle görünmeyen GAYBİ manasının da bulunduğunu gösteriyor. Muttakiler için bu kitap içinde, kendilerince akıl ve kalple algılanıp basiretle görülebilecek ve mana olarak işitilebilecek muhteşem zahiri ve batıni gerçeklerin bulunduğunu da ifade ediyor. (Her ikisinide yamultmadan olduğu gibi, doğru olarak anlamak, işitmek, kabul etmek ve yaşamak gerekir.)
Salatı ikame etmek, salat üzere kaim olmak nedir?: Salat, Vuslattır. Birleştirmektir. Ayrılığı kaldırmaktır, önce kafalardaki kavramları birleştirmelidir. Kainattaki kavramlar ile Dindeki kavramlar ayrı değildir. Din, Rahmanın sistemidir. Kainat, Görünen ve görünmeyen yönleriyle Rahmanın yarattığı büyük bir eserdir ve O yarattığı için onun kitabı olduğuna inanırız. Kuran, yine Onun indirdiği kitaptır. İkisi arasında ayrılık olmaz, ancak birbirini açıklar.
Var olmak kavramı, Allahın VÜCUD sıfatıdır. “Var olmak” onun “Vücud” sıfatından AYRI veya gayrı bir kavram değildir. Kainat, Varlık ve Hayat kitabıdır. Allahın Zati (vücud) ve Subuti (Hayat) Sıfatlarının ve diğer Esmasının, içinde bulunduğumuz boyuta yansımasıdır.
Allah ile Rasulü arasını ayırmamak ve Onunla kendimizi ayırmamak. Rasulullah Muhammed Aleyhissalatü vesselam, Mümin insan içindeki “Allah Ruhu”dur. Ona tabi olmalıdır. Mümin insanın hakikati ve aslımız O dur. Böylece O, bizden ayrı değildir, içimizdedir. Fakat bizim nefsimiz, O değildir.
Kılınan Namazlar, Salatın görünen kısmıdır. Sadece bu şekilde kalırsa yetersizdir.
İnfak edilecek, Verilecek Rızık, Aslen Allahtan gelen, hem maddi yiyecek ve giyecekler ve hemde manevi Rızık olan İlim ve takvadır. “Su”dur. Suyun afaki manası, maddi rızıktır. Gaybi manası, “İlim”dir. Böylece Su, Semadan inen Rahmettir. Onunla yeryüzü Hayat bulur.
Soru:
namaz nasıl kılınır? Hac ibadeti nasıl yapılır? Gibi soruları kurana dayanarak nasıl
cevaplıyacağız..?Cevap: Kuran ölçüleri koymuştur 1- Allahtan bir DELİL olan Ayetler 2- ŞAHİTLİK
itibar edilecek ölçüler bunlardır. Şimdi namazın NASIL kılındığı sahabenin ve ümmetin birkaç kişiye dayanan rivayeti ile bugüne gelmemiştir. Sahabenin tümü değişik şekillerde namazı kılarak sonrakilere, bizzat yaparak ve şahitler olarak aktarmıştır.
Nasıl kılındığı, kuranda yazılmamasının HİKMETleri bulunuyor. NASIL? Sorusuna kurandaki cevap bizce şudur: Allah, israil oğullarına bir BAKARA kesmelerini emrediyor.
Yahudilerin Cevabı NASIL BİR BAKARA? Ne renk? Ne şekil? Vs........
Halbuki en iyisini, en semizini, en güzelini tut, kes. Hayır! nasıl nasıl nasıl.........
Rabbimiz burada olduğu gibi namazın ve haccın nasıl yapılacağını birer ayetle istese açıklardı
fakat onun yerine bir BAKARA İBRETİ sundu. Hikmetine sual olmaz.
İşte korkulacak mudill tecellisi ve mekre karşı mekir burada “NASIL” sorusundadır ve kalpte hastalık eğilimi olanlar bu mekre girerler.
Bizce, bildirilmeyen ŞEKİL önemli değil İÇTENlikle yönelim, KABUL ve haşyet önemlidir.
Soru:
yüz yıllar boyu bu iman halinde olan başka mahallerden de aynı manaların zurur etmesi gerekmez mi?...
Cevap:Allah kime ne gösterirse o kişi onu görür. onun ilminden izni olmadıkça kimse bir şey ihata edemez. Ne zaman, nerede, kime, ne olur, ne verilir bilemeyiz. Bilenlerinde bildirmesine izin verilmemiş olabilir.
Bir örnek; Hz. Ali ile Ömerin kabe civarında bir konuşması oluyor: Hz. Ömer diyorki şu kabenin altındaki yer hazinelerini çıkarıp insanlara dağıtsak. Hz. Ali diyorki, hayır ya ömer, onlar ahir zamanda çıkarılacaktır.
(Dikkat edelim kabenin altındaki yer hazineleri, Kur’andaki hakikat hazineleridir.) aynı manaları bulup açıkça değil fakat ima, işaretler ve müteşabih sözlerle ileten ve dile getiren zatlar, bulunuyor. Bizler, biiznillah, Rahmeti haber veren öncü esintiler olabiliriz.
(yazdıklarımız, anladıklarımızdır ve elbette ayetler sadece bu manadadır demek değildir. Hatalarımızın bağışlanmasını diler. Kabul ederseniz kardeşiniz için dua isteriz. Sizleride tefekküre, yardımlaşmaya ve paylaşmaya davet ederiz.)
Selam ve Saygılarımızla,
Turisina
http://afyuksel.com
25.04.2001