Aldatan her zaman aldanır
Nazım Akpınar
 

Günümüz dünyasında yaşanan olumsuz gelişmelerden biri de şüphesiz ki iftira ve karalama faaliyetleridir. Gerek görsel medya yoluyla, gerek yazılı basın aracılığıyla, gerekse internet üzerinden yayınlarla hakikat ehli sürekli taarruza maruz kalmaktadır. Aslında bu tür propaganda faaliyetleri yeni değil.İlk insandan bu yana her zaman ve zeminde Risalet kanalından sistemin gerçeklerini anlatan zevat, bu tür iftiralara ve karalamalara maruz bırakılmışlar.Aslında en büyük kötülüğü kendilerine yapıyorlar.Zira seslenişte olan, sistemin kendisi. İftira atanlar, misyon sahibi insanların zahir özelliklerinde takılarak onların sistemin gerçeklerini dillendirdiklerini göremeyerek asıl hüviyetlerinden perdeli kalıyorlar. Bu nedenledir ki Risalet bilgilerini değerlendiremeyerek en büyük cezayı yaşamak durumundalar.

Düştükleri en büyük handikap ise insanları aldatırken farkında olmayarak bizzat kendilerinin aldanması. Nedir Allah aşkına bu hırs, bu öfke, bu nefret?... İnsanların zihinlerini bulandırarak onları yanlış yönlendirip elinize ne geçecek? Ne kazanacaksınız hüsrandan başka? Nereye kadar gidecek bu karanlık çabalar? Soru soruyu doğuruyor şüphesiz.

Akılları sıra eleştiri yapayım derken alay ederek pirim kazanacaklarını sanıyorlar. Halbuki kendileri komik duruma düşüyorlar, ama farkında değiller.Eleştiri getirirken bile başarılı olamıyorlar.Eleştiri yapacakları kişinin düşünce sistemini komple ele alarak irdelemeleri gerekğinin  bile farkında değiller zavallılar.Oradan buradan cımbızla çeker gibi birbiriyle direkt ilgisi olmayan konuları seçerek yansıtıyorlar.Bu da haliyle kafaları daha da karıştırıyor.Örneğin kimileri mezhep takıntısında.Mezhebi olmayanları neredeyse dinsiz olarak görüyorlar.Halbuki bu mezhep takıntısı  dinin temelini teşkil eden Tevhit öğretisinden perdelenmeye yol açıyor.Kimilerine göre ilmihal bilgisi ölçü kabul ediliyor.Bir insanın dindar sayılması ilmihal bilgilerini özümsemesine bağlı.Mantığa bakarmısınız! Kimileri, akıllarınca sünneti ölçü aldıklarını zannedip tamamen şekilci ve kalıplaşmış Müslümanlık anlayışını peygamber sünneti diye yutturmaya çalışıyor. Daha sayayım mı bilemiyorum.Onlara göre dini en iyi bilen de kendileri.Hamakatın bu kadarı!...Pes doğrusu!Kendilerine sorsanız “La İlahe” ne demektir.Cevap bile veremezler.Zira verecekleri cevap belli.”Allah’tan başka ilah yoktur” diyecekler. Halbuki Allah’ın ilah olmadığı vurgulanmış, kimin umurunda!Velhasıl, bu tarz yaklaşımlar tamamen asılsızdır ve bir kısır döngüye sebep olacağı da kesindir.Size isnat niteliğinde bu tarz yaklaşımlardan birkaç örnek verelim.Ne demiş bu zatı muhteremler ibretle bakalım:

Bir Müslüman’ın dinini öğrenmedeki ilk basamağı itikat ve fıkıhtır.Tefsir değil! Birinci temel yanlış burada! Fıkıhsız ne tefsirin, ne  hadis-i şeriflerin ne de tasavvufun faydası olur.Buna ilmihal bilgileri denir.Fıkıh: İçinde bulunduğu hallerle ilgili ”hal” ilmini öğrenmektir (İbn-i Abidin,c.1,sh:29)Fıkıhsız tarikat da olmaz, insanı mazallah zındıklığa götürür!Kendisini tasavvufa nasıl vermiştir? Hocası, mürşidi var mıdır? Zannetmiyorum” Bir başka örnek:

“ Kurân veya hadiste olmayan HER ŞEY, “KİŞİSEL YORUMDUR”, yani “FETVA”DIR ve kimseyi bağlamaz DİN ADINA!.
Hele hele, Kurân’da veya Hadiste olmayan bir konuya ilişkin kişisel yorumunun(fetva) Din hükmüymüş gibi uygulatılmaya kalkışılması, insanlara en büyük zulümdür!.” Tespitine karşı:

(Şu satırları yazan biri olmaktansa, ölmeyi; yeğlerim!Ne kadar gelmiş geçmiş İslam alimi, sahabe, evliya, müftü varsa hepsine -haşa- zalim dedi!1400 senedir bu ümmet, elhamdülillah, sağlam nakil ve icazet zinciri ile bu dini doğru anladı ve tatbik etti.Şimdi bu Teymiyye kılıklı herifler, aslında fetvaya karşı çıkarken yaptıklarının yine ve yeni fetvalar olduğunu göremeyecek kadar sığ olduklarını göremiyorlar.Kendi kişisel yorumlarıyla, insanların kafalarını karıştıran iman hırsızlarıdır bunlar!
Hz. Mehdi (as) ile ilgili zırvalarına değinmeyeceğim bile. Mehdi ile, müceddid, müçtehid kavramlarını bile birbirinden ayıramayacak kadar şaşkın!)

Şu ifadelerdeki basitliği ve sığlığı görebiliyor musunuz? Ne demek lazım böyle anlayışlara? Taktiri siz sevgili okuyuculara bırakıyoruz.Aslında böyle zihniyetleri kale bile almamak lazım.Çamur at izi kalsın anlayışıyla kendi basitliklerini böyle düzeysiz eleştirilerle gizlemeye çalıştıkları kesin.Sözüm ona isnat ve iddialarını temellendirdikleri görüş ise şu:

İslami konuların bilimsel olarak ifade edilmesi ve bu nedenle konuya yabancı olan Müslümanların aşağılanmak istenmesi.Yani gelecek neslin içinde yaşadıkları döneme göre yetiştirilmesi için gayret edilmesi insanları aşağılamak oluyormuş bu anlayışa göre.Pes doğrusu!El insaf.Elinizi vicdanınıza koyun ve değerlendirin.Başka sözüm yok böyle insanlar için.Selam ve dua ile…

 

 

 
 
Samsun -30.09.2008
ahad103@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com