İkinci soruya cevap ise şudur: Bizim gördüğümüz her şey,
aslında Allah’ın varlığından olduğu için, biz
gördüklerimizle aslında Allah’ın varlığının bazı
yanlarını görürüz; bu bakımdan Allah’ı görmüyor değiliz,
görürüz, ancak bunun idrakinde değilizdir. (
“Fe eynema tuvellu fesemme
Vechullah”(2/115) “Her ne yana dönerseniz Allah’ın
vechi oradadır”). Yine Hua hu ching’de, buna
benzer olarak, “Dünyalar ve parçalar, bedenler ve
varlıklar, zaman ve mekanlar:/ Tüm bunlar Tao’nun geçici
ifadeleridir/ Görünmez, kavranmaz olan Tao,/ Herhangi
bir çözümleme ve sınıflandırmanın ötesindedir/ Aynı
zamanda, nereye bakarsan bak onun hakikati oradadır./
Aklınla ondan vazgeçer ve kalbinle ona sarılırsan;/ O
içinde sonsuza dek yaşayacaktır” denir. Yani,
yine Fahreddün-i Iraki’nin deyişiyle: “Hiçbir şey
göremezsin ki, her neye bakacak olsa, ondan evvel veya
ondan sonra veya onun içinde veya onunla beraber Allah’ı
da görmemiş olsun.” diyebiliriz. Ancak
gördüğümüz şeyler, bizim algı kapasitemize göre
olduğundan, şeyleri ancak kesitsel özellikleriyle
görürüz (çünkü evreni, beş duyu ya da kesitsel algı
araçlarımızla algılarız); öz yönünden, latif olan
yönünden (ki yine Kur’an’ın ifadesiyle, kadim Uzakdoğu
dinleriyle paralel bir gerçek olarak, “Alah latif
olandır.”) göremeyiz. Bu tamamen algı kapasitemizle
alakalı olup göremediğimiz için görmeme değildir.
Gördüğümüzün aslını görememedir. Ayrıca, Allah’a tamamen
dışından bakamadığımız için de bu idrake erişmiş olsak
bile yine bazı yönlerini görürüz, ama bir bütün olarak
göremeyiz. Bu da hiçbir kulun yani yaratılmış olanın
Allah’ı yani yaratanı hakkıyla bilemeyeceği gerçeğinin
sonucudur. “Ennennase kanu biayatina la
yukinun”(27/82) “İnsanlar
ayetlerimize ikan sahibi olamadılar.”, “Allah’ı hakkıyla
idrak edemediler.” (22/74) . Zira Tao te cihing’de
de Yol için “Örümcek ağı gibi varlığı belli belirsiz
ortada dolaşır; O’nun kavranılması yıkılması demektir.”
denir. Yaradanın yaratılanlar tarafından hakkıyla
bilinememe durumu, Taoizmde adsızlık olarak
tanımlanmakta ve bu tanımı taoist yorumculardan Lin
Yutang(10) “Anlatılabilen Tao, mutlak Tao
değildir”, Chung Liang Huang(11) “Sözü
edilen Yol, sonsuz Yol değildir”, Fung Yu Lan
“Tao’lanan Tao, değişmeyen Tao değildir” diyerek
açıklamaktadırlar. Tao te ching de Tao’nun bu
tanımsızlığı, “Bütün dünya, yol çok büyük ama
bütün tanımların dışında, diyor./ Yol, büyük olduğu için
bütün tanımların dışında.” denerek vurgulanır. |