Son 20 küsur yıldır Çukurova’da buğday
ve mısır hasadı sonrası toprakta kalan
bitkisel artıklar yakılarak toprak bir
sonraki üretim için işlenmektedir. Anız
yakılması il oluşan sera gazı içerikli
duman kadar yanma sonucu oluşan kül
(karbon) rüzgârın etkisiyle Adana kent
merkezler başta olmak üzere bölgenin
üzerindeki sis ve dumanın yaratığı koku
her yıl milyonlarca insanı haftalarca
rahatsız etmektedir. Dumanın yaşlılar,
çocuklar ve hatta yetişkinlerin bile
solunum yapmasını zorlaştırmaktadır.
Hemen her gün hepimizin evlerinin içine
nüfuz eden kül ciddi kirlilik
yaratmaktadır.
Son birkaç gündür çok sayıda
vatandaşımız telefon ve e-posta ile konu
gündeme getirilmekte ve nelerin
yapılacağı soruluyor. 2009 yılında Adana
Vali yarımcısının başkanlığında, ilgili
kurumların ve benimde içinde bulunduğum
bir çalışma gurubu bir rapor
hazırlayarak anız yakılmasının
sonlandırılması istenmişti. Anız
yakılmasının yasa ile kolluk kuvveti ile
değil, çiftçilere anız yakılmasının
zararlarına olduğunun anlatılması, anız
yakılmasının alternatif yaklaşımlarının
olduğu, tarım Bakanlığına proje
çerçevesinde çiftçilere destek olunması
konusunda belgeleştirildi. Ancak ne
yazık ki o günden bugüne hiçbir şey
değişmedi. Her yıl aynı şekilde hasat
sonrası anında çiftçiler gündüz
saatlerinde anız yakmakta. Bu konuda
yapılan küçük şikâyetler ise ne yazık ki
dikkate alınmamaktadır.
Anız Yakılmadan da Toprak İşlenebilir
Değişik vesileler ile buğday, birinci ve
ikinci ürün mısır hasadının, makineyle
mümkün olduğunca toprak düzeyine yakın
yapılması gerektiğini belirtildi.
Hasattan sonra bitki artıklarının
geliştirilen makineler yardımıyla
parçalanarak toprağa karıştırılmasının
en doğru yöntem olduğunu belirtildi.
Genelde üreticiler toprağa organik madde
kaynağı olacak sap samanın toprağa
karışımı uygulamasının masraf olacağı
gerekçesiyle ilkel olan yakma işlemini
tercih ettiği görülüyor. Adana kamuoyuna
ve çiftçilerine, hasat sonrası yakılan
anızın tarları yeniden üretime
hazırlamak için toprak işlemeyi
kolaylaştıracağı düşüncesinin yanlış
olduğunu birkaç kez Ziraat Fakültesinin
öğretim üyeleri tarafından anlatıldı.
Anızın yanması ile kısa bir südre
gevşeyen toprak kısa süre sonra yeniden
yaratılan trafik ve ıslak işleme ile
toprak sertleşen ve çiftçi tabiri ile
kesekleşen arazinin fiziksel verimliliği
düşmektedir. Sertleşme toprağın tarıma
elverişsiz hale gelmesine yol açıyor.
Anız yakmanın, çiftçilere, toprağın
gördüğü zarar nedeniyle kazandırmak
şöyle dursun daha çok zarar verdiği
bilimsel veriler ile ekonomik ve
ekolojik olarak ta belirlenmiştir.
Çiftçi organik maddesini yakmakla
parasını yaktığını slogan haline
getirdik. Ayrıca 'Türkiye'nin tarım
arazilerindeki organik madde içeriği,
iklimin etkisi ve ağır toprak işleme
aletleri kullanılarak yapılan tarım
teknikleri sonucu, yüzde 1-1,5
düzeylerine kadar gerileyip, yüzde 80
oranında fakir toprak sınıfına girmesine
yol açtığını belirtik. Toprağın olmazsa
olmaz unsurlarından biri olan organik
madenin kaynağı olan ve toprağın kendi
ürettiği bitki materyalini organik
maddeye dönüştürmesi önemlidir. Modern
toprak biliminin temel hedefi toprağı
sömürmek ve organik madde içeriğini
düşürmek değil, tam tersine toprağı
eksilenden daha fazlasını kazandırarak
güçlendirmek ve sürdürülebilirliğini
sağlamaktır.
Bu yıl buğday ve mısır veriminin düşük
olması berberinde hayvan yemi olarak
talep edilen saman ihtiyacı da
artmıştır. Çiftçilerimizin buğday ve
mısır anızını yakmak yerine değişik
teknikler ile anızlar toplayıp samana
dönüştürmeleri buğday ve mısır geliri
kadar ek gelirde getireceği açıktır.
Anız yangınları, ürünün tadı ve kokusunu
da yok ediyor
Tarım arazilerinde anız yıkılması
sırasında oluşan yüksek ısının,
topraktaki yararlı maddeleri yok edip
meyve ve sebzeleri
kalitesizleştirilmektedir. Toprağın
bitkiyi besleyen ve verimli olan
atıklarının yakılması sonucu ortaya
çıkan yüksek ısı, organik ve humin
maddeler ile mikroorganizmaların yok
olmasına yol açıyor. Bu durum, uzun
sürede toprağın kalitesini ortadan
kaldırmakla birlikte, organik artıkların
yanması, organik madenin ve yararlı
mikroorganizmaların ortamdan elimine
olması ile toprakları kalitesizleştirip
daha fazla gübrelemeye bağımlı hale
getiriyor. Yakma işleminin aynı zamanda
tek yönlü mineral gübre uygulamalarını
teşvik etmektedir. Artan kimyasal gübre
talebi yıldan yıla artmakta ve kimyasal
gübre ve ilaç kullanımının ütün
kalitesini olumsuz yönde etkilediğini
değişik şeklerde anlatıldı.
Genelde aynı toprakta hasad sonrası
yakma işleminin üst üste 4-5 kez
tekrarlanması durumunda, topraktaki
kalitenin geri kazanımını uzun yıllar
alacak şekilde zorlaştırdığı biliniyor.
Bu şekilde kısa dönemlik bilinçsiz
uygulamalar sonucu Çukurova’nın bir
dönemlerinin bereketli tarım
arazilerimiz fakirleşiyor. Anız
yakılması ile toprakta azalan organik
karon toprağın yapısını ve kalitesini
bozmakta bunun sonucu doğrudan ve
dolaylı yoldan tarlada üretilen karpuz,
kavun, domates, salatalık gibi meyve ve
sebzelerdeki tat ve kokusu da
bozulmaktadır.
Çevre Kirlenmektedir
Çiftçilerimiz bilmeden topraklarımızı
fakirleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda
çevreyi ve atmosferi de kirleterek
birçok yönden olumsuzluklara neden
olmaktadırlar. Atmosfer salınan sera
gazları toplum sağlı kadar hepimizin
geleceğini etkileyecek olan iklim
değişimlerine yol açacak düzeyde
yüksektir. Bölgede yüz binlerce dekar
alanda yanan anızın çıkardığı gazların
miktarı ciddi bir tehdit oluşturacak
düzeydedir. 1.7 milyon insanın yaşadığı
Adana kentinin anız külleri ile
kirlenmesi sonucu binlerce hanede
binlerde ton su ve deterjan kullanılarak
çevre başka bir şekilde
kirletilmektedir.
Çiftçilerimize Önerimiz
Yeniden çiftçilerimizin anız yakma
yerine hasat sonrası anında topraklarını
toprak tavı kaçmadan işlemeleri, bugünkü
bilim ve teknolojik imkânlar içinde
doğrudan ekim, anızların parçalanarak
toprağa karıştırılması önerilecek en
uygun yöntemdir. Yapılması gereken,
öncelikle hasat makinelerinin hasadı
mümkün olduğunca toprak düzeyine yakın
yapması. Arta kalan anız artıkları da
yine geliştirilen makineler yardımı ile
parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır.
Öneri olarak;
Hiçbir şekilde yasaklara taraf olmadım,
ancak bu anız yakılması olayı zorunlu
olarak caydırıcı önlemlerin alınmasını
gerektiriyor. Artık toplum sağlığı ciddi
şekilde zarar görmektedir. Çok sayıda
insan anız yakılmasının yaratığı duman
ve külden şikâyetçi. Öncelikle
yetkililerin başta ilgili çevre yasasına
dayanarak anız yakılmasını kesinlikle
yasaklamalı.
Her yönü ile sakıncalı ve zararlı olan
anız yakılması temelden yasaklanmalıdır.
Bir vatandaş olarak bu durumdan
şikâyetçiyim ve yetkililerin önlem
almasını talep ediyorum.
Adana’da bugünlerde çoğumuz nefes
almakta zorlanıyoruz. Aynı havayı
teneffüs etiğimize için sanırım Adana’da
ki yetkililer de bizler kadar rahatsız
oluyorlardır. Ancak bu konuda ne
düşünüyorlar bilmiyorum ancak vatandaşın
artık bu rahatsızlığa tahammülü yok.
Umarım yetkililer vatandaşın sesine
kulak verirler. Bu konuda bizlere düşen
sorumluluğu da şimdiden yerine getirmeye
hazırım.