Anız yakılması yasaklanmalıdır...

Prof.Dr. İbrahim Ortaş
 

Son 20 küsur yıldır Çukurova’da buğday ve mısır hasadı sonrası toprakta kalan bitkisel artıklar yakılarak toprak bir sonraki üretim için işlenmektedir. Anız yakılması il oluşan sera gazı içerikli duman kadar yanma sonucu oluşan kül (karbon) rüzgârın etkisiyle Adana kent merkezler başta olmak üzere bölgenin üzerindeki sis ve dumanın yaratığı koku her yıl milyonlarca insanı haftalarca rahatsız etmektedir. Dumanın yaşlılar, çocuklar ve hatta yetişkinlerin bile solunum yapmasını zorlaştırmaktadır. Hemen her gün hepimizin evlerinin içine nüfuz eden kül ciddi kirlilik yaratmaktadır.
Son birkaç gündür çok sayıda vatandaşımız telefon ve e-posta ile konu gündeme getirilmekte ve nelerin yapılacağı soruluyor. 2009 yılında Adana Vali yarımcısının başkanlığında, ilgili kurumların ve benimde içinde bulunduğum bir çalışma gurubu bir rapor hazırlayarak anız yakılmasının sonlandırılması istenmişti. Anız yakılmasının yasa ile kolluk kuvveti ile değil, çiftçilere anız yakılmasının zararlarına olduğunun anlatılması, anız yakılmasının alternatif yaklaşımlarının olduğu, tarım Bakanlığına proje çerçevesinde çiftçilere destek olunması konusunda belgeleştirildi. Ancak ne yazık ki o günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Her yıl aynı şekilde hasat sonrası anında çiftçiler gündüz saatlerinde anız yakmakta. Bu konuda yapılan küçük şikâyetler ise ne yazık ki dikkate alınmamaktadır.

Anız Yakılmadan da Toprak İşlenebilir
Değişik vesileler ile buğday, birinci ve ikinci ürün mısır hasadının, makineyle mümkün olduğunca toprak düzeyine yakın yapılması gerektiğini belirtildi. Hasattan sonra bitki artıklarının geliştirilen makineler yardımıyla parçalanarak toprağa karıştırılmasının en doğru yöntem olduğunu belirtildi. Genelde üreticiler toprağa organik madde kaynağı olacak sap samanın toprağa karışımı uygulamasının masraf olacağı gerekçesiyle ilkel olan yakma işlemini tercih ettiği görülüyor. Adana kamuoyuna ve çiftçilerine, hasat sonrası yakılan anızın tarları yeniden üretime hazırlamak için toprak işlemeyi kolaylaştıracağı düşüncesinin yanlış olduğunu birkaç kez Ziraat Fakültesinin öğretim üyeleri tarafından anlatıldı.

Anızın yanması ile kısa bir südre gevşeyen toprak kısa süre sonra yeniden yaratılan trafik ve ıslak işleme ile toprak sertleşen ve çiftçi tabiri ile kesekleşen arazinin fiziksel verimliliği düşmektedir. Sertleşme toprağın tarıma elverişsiz hale gelmesine yol açıyor. Anız yakmanın, çiftçilere, toprağın gördüğü zarar nedeniyle kazandırmak şöyle dursun daha çok zarar verdiği bilimsel veriler ile ekonomik ve ekolojik olarak ta belirlenmiştir.
Çiftçi organik maddesini yakmakla parasını yaktığını slogan haline getirdik. Ayrıca 'Türkiye'nin tarım arazilerindeki organik madde içeriği, iklimin etkisi ve ağır toprak işleme aletleri kullanılarak yapılan tarım teknikleri sonucu, yüzde 1-1,5 düzeylerine kadar gerileyip, yüzde 80 oranında fakir toprak sınıfına girmesine yol açtığını belirtik. Toprağın olmazsa olmaz unsurlarından biri olan organik madenin kaynağı olan ve toprağın kendi ürettiği bitki materyalini organik maddeye dönüştürmesi önemlidir. Modern toprak biliminin temel hedefi toprağı sömürmek ve organik madde içeriğini düşürmek değil, tam tersine toprağı eksilenden daha fazlasını kazandırarak güçlendirmek ve sürdürülebilirliğini sağlamaktır.

Bu yıl buğday ve mısır veriminin düşük olması berberinde hayvan yemi olarak talep edilen saman ihtiyacı da artmıştır. Çiftçilerimizin buğday ve mısır anızını yakmak yerine değişik teknikler ile anızlar toplayıp samana dönüştürmeleri buğday ve mısır geliri kadar ek gelirde getireceği açıktır.

Anız yangınları, ürünün tadı ve kokusunu da yok ediyor
Tarım arazilerinde anız yıkılması sırasında oluşan yüksek ısının, topraktaki yararlı maddeleri yok edip meyve ve sebzeleri kalitesizleştirilmektedir. Toprağın bitkiyi besleyen ve verimli olan atıklarının yakılması sonucu ortaya çıkan yüksek ısı, organik ve humin maddeler ile mikroorganizmaların yok olmasına yol açıyor. Bu durum, uzun sürede toprağın kalitesini ortadan kaldırmakla birlikte, organik artıkların yanması, organik madenin ve yararlı mikroorganizmaların ortamdan elimine olması ile toprakları kalitesizleştirip daha fazla gübrelemeye bağımlı hale getiriyor. Yakma işleminin aynı zamanda tek yönlü mineral gübre uygulamalarını teşvik etmektedir. Artan kimyasal gübre talebi yıldan yıla artmakta ve kimyasal gübre ve ilaç kullanımının ütün kalitesini olumsuz yönde etkilediğini değişik şeklerde anlatıldı.
Genelde aynı toprakta hasad sonrası yakma işleminin üst üste 4-5 kez tekrarlanması durumunda, topraktaki kalitenin geri kazanımını uzun yıllar alacak şekilde zorlaştırdığı biliniyor. Bu şekilde kısa dönemlik bilinçsiz uygulamalar sonucu Çukurova’nın bir dönemlerinin bereketli tarım arazilerimiz fakirleşiyor. Anız yakılması ile toprakta azalan organik karon toprağın yapısını ve kalitesini bozmakta bunun sonucu doğrudan ve dolaylı yoldan tarlada üretilen karpuz, kavun, domates, salatalık gibi meyve ve sebzelerdeki tat ve kokusu da bozulmaktadır.

Çevre Kirlenmektedir
Çiftçilerimiz bilmeden topraklarımızı fakirleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda çevreyi ve atmosferi de kirleterek birçok yönden olumsuzluklara neden olmaktadırlar. Atmosfer salınan sera gazları toplum sağlı kadar hepimizin geleceğini etkileyecek olan iklim değişimlerine yol açacak düzeyde yüksektir. Bölgede yüz binlerce dekar alanda yanan anızın çıkardığı gazların miktarı ciddi bir tehdit oluşturacak düzeydedir. 1.7 milyon insanın yaşadığı Adana kentinin anız külleri ile kirlenmesi sonucu binlerce hanede binlerde ton su ve deterjan kullanılarak çevre başka bir şekilde kirletilmektedir.

Çiftçilerimize Önerimiz
Yeniden çiftçilerimizin anız yakma yerine hasat sonrası anında topraklarını toprak tavı kaçmadan işlemeleri, bugünkü bilim ve teknolojik imkânlar içinde doğrudan ekim, anızların parçalanarak toprağa karıştırılması önerilecek en uygun yöntemdir. Yapılması gereken, öncelikle hasat makinelerinin hasadı mümkün olduğunca toprak düzeyine yakın yapması. Arta kalan anız artıkları da yine geliştirilen makineler yardımı ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır.

Öneri olarak;
Hiçbir şekilde yasaklara taraf olmadım, ancak bu anız yakılması olayı zorunlu olarak caydırıcı önlemlerin alınmasını gerektiriyor. Artık toplum sağlığı ciddi şekilde zarar görmektedir. Çok sayıda insan anız yakılmasının yaratığı duman ve külden şikâyetçi. Öncelikle yetkililerin başta ilgili çevre yasasına dayanarak anız yakılmasını kesinlikle yasaklamalı.
Her yönü ile sakıncalı ve zararlı olan anız yakılması temelden yasaklanmalıdır. Bir vatandaş olarak bu durumdan şikâyetçiyim ve yetkililerin önlem almasını talep ediyorum.

Adana’da bugünlerde çoğumuz nefes almakta zorlanıyoruz. Aynı havayı teneffüs etiğimize için sanırım Adana’da ki yetkililer de bizler kadar rahatsız oluyorlardır. Ancak bu konuda ne düşünüyorlar bilmiyorum ancak vatandaşın artık bu rahatsızlığa tahammülü yok. Umarım yetkililer vatandaşın sesine kulak verirler. Bu konuda bizlere düşen sorumluluğu da şimdiden yerine getirmeye hazırım.

 

 

 
 
Çukurova Üniversitesi
Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü
Adana - 06.09.2012
iortas@cu.edu.tr
 http://sufizmveinsan.com