| 
 | 
| 
 
 
 
 
 
 
 
 | 
 (Bu Yazı 27 Aralık 1999 tarihli Akşam Gazetesinde yayınlanmıştır.) Bilimin
      bin dokuz yüzlü yılların başlarındaki inanılmaz atakları,
      "perşembenin gelişi çarşambadan belli olur" misali, bizleri
      millenium çağına getirdi. Bilgiye aç olan, doymak bilmezken; alt yapısı
      eksik, kapasitesiz ve yeniliğe kapalı kişiler "beyin fukarası"
      gibi dolaşiyor toplum içinde avare avare... "Mürşid"
      kelimesi ile özdeş anlama sahip "bilgi" kavramının insanlığı
      karanlıktan, cehaletten kurtararak, aydınlığa taşıyacak bir akışkanlık
      rolünü üstlendiği gerçektir. Ünlü
      Alman yazar Alvin Toffler, "Bilgi, eskinin emteası haline gelmiştir"
      diyor bir kitabında. Emtea "para eden eşya" mânâsına
      gelmektedir... Hz.
      Resûlullah da duasında "Ya Rabbi, bana eşyanın hakikâtini göster!"
      derken, "eşya" (şeyler) kelimesiyle, akla gelebilecek, bilgi yönünden
      algılanabilecek her şey mânâsına işâret etmiştir. O'nun
      "insanlara akılları istikametinde konuşun" sözleri, aslında
      tüm bireyler, özellikle de mistik sahaya yatkın olanlar için mükemmel
      bir öğüttür. Bilgi çağının toplumlara ve bireye armağan ettiği
      ana nimetlerden biri, bilgisayar ile internet bağlantısıdır.
      Dostlukları kuran veya pekiştiren, iyi bir dost, ulaştırıcı, yakınlaştırıcı
      anlam ifade eden bilgileri gönderen, sevdiren ve akla gelmeyen daha; pek
      çok özellikle donanmış bu şey, aynı zamanda iyi bır eğitim aracıdır. Ahmet F. Yüksel | ||