İnsan ufkunu
açan kuantum fiziğinin bilimsel gerçekliği “maddenin
özü madde değil; fikirler, kavramlar ve bilgidir”
diyor. Bu üç öğenin vücut bulduğu yer ise
düşüncedir. Düşünen insan bilinçlidir. Bilinç ise
tam anlamıyla bedeni yaratır. İnsan bilinci gözardı
ederek, bedenlere iyilik hali verilemez. Hastalıklar
düzeltilemez.
Beyin vücudu,
hormonal ve sinirsel yolları kullanarak kontrol
eder. Rehberliği ise beyin-beden ilişkisini
bütünleştiren hologram yapısından alır. Beyinde
oluşan her düşünce, bedende bulunan her hücreden
hissedilir. Dolayısıyla hekimler için öncelikli
rehber beyin olmalıdır. Beyin çalışma özelliklerini
değerlendirip düzeltebilme yöntemi, güncel ve
gelecek hekimlik anlayışının temeli olmalıdır.
Günümüz sağlık
anlayışı ve yansıması olan uygulamaları, hastaları
birer hastalık olarak görme durumunda olup insanı
bütün olarak değerlendirmekten ziyade maddenin
tamirine yöneliktir. Oysa o hastalığın nedeni ve
tedavisi; organa yönelik olan tetkiklerle ve sadece
yakınmaları bastıran ilaçlarla değil, düşüncede
aranmalıdır. Ayrıca madde olarak organa yönelik
geçici tedavi yöntemleri, altta yatan asıl sorunu
düzeltemeyeceğinden, gelecekte olaşacak olan diğer
hastalıkların da gözardı edilmesine yol açacaktır.
Her yakınmayı
dindiren ilacı bulabilirsiniz ancak ilaçlarla nedeni
ortadan kaldıramazsanız. Çünkü neden; bedenin
mimarı, düşüncenin uygulayıcısı olan beyindir.
Yakınmalar tabi
ki durudurulmalıdır. Ancak sonrasında beyin
araştırılmalı ve kaynak
temizlenmelidir.
Tıp
fakültesinde 1.sınıf deontoloji dersi şu özlü
değişle başlar.
Hastalık yoktur, hasta vardır.
“Her hasta
kendine ait özellikleriyle değerlendirilmeli,
yaklaşımlar ona göre düzenlenmelidir” der. “Hastalar
değerlendirilirken genellemelerden uzak
durulmalıdır” der.
3.sınıf klinik
bilimlere giriş ile birlikte hastalar unutulur. Tüm
yöntem ve yönelimler, hastalıklar ve tedavileri
üzerine gelişir. Hastalıkları sınıflandıran
yöntemler genç beyinlere dikte ettirilir. Hastalar
insan değil; kol, bacak, kulak, göz, kalp’dir artık.
Bu etik anlayış
içinde mesleğini alan bir hekim başka bir anlayış
içinde olabilir mi? Akıl-bilinç özelliklerine en çok
değer vermesi beklenen psikiyatri uzmanları bile
hastalıkları ilaçlarla tedavi yönüne gitmektedir.
Üstelik hastalardan aldıkları subjektif veriler
üzerine kurdukları tanı yöntemlerini, nasıl
çalıştığını bilmedikleri beyin üzerine etki eden
ilaçlarla tedavileri bina ederler. Beyine yaptıkları
bu saygısız saldırı dışında da başka bir seçenekleri
yoktur. Çünkü ilaç tedavisi kabul görmüş,
sistem yeri yerine oturmuştur. Sistemi sorgulama
gereği duyulmamıştır.
Akıllarının bir
köşesinde yeralan ve zaman zaman vicdan muhasebesi
yaptıran acaba şüphesini, araştırma olanağı
olmadığı ve elinden bir şey gelmeyeceği savunmasıyla
bastırırlar. Bastırmak zorundadırlar çünkü
üniversitelerde yapılacak araştırmalar sisteme
uyumlu olmalıdır. Kimse sistemin dışında kalmak
istemez. Sürünün elemanı olma bilincinin verdiği
korunma ve rahatlık duygu-durumunu bırakıp kim
sistemi sorgulama yoluna gitmeye cesaret edebilir.
Üniversite dışında kalan bağımsızların
mazareti ise günlük yaşamın koşturmacasında
ne zamanları vardır ne de olanakları…
Hekimler
hastayla uğraşmak istemezler. Eğitimleri öyle
gerektirir. Muayene et, tetkik iste, reçete yaz ve
gönder. Hasta ise anlatmak ister. Derdini
anlatmaktaki ihtiyacı paylaşım isteğinden gelir.
Paylaşsın ki karşıdaki daha iyi anlayabilsin diye…
Ancak hekimler hastanın çok konuşmasını istemezler.
Materyalist yaklaşımı içinde, sorunu tahlil
sonuçlarıyla bulacağı öğretisiyle yetişmiş. Bu yol
alternatifsiz, kesin ve bilimseldir (!). Hastanın ne
dediği değil tahlil sonuçlarının ne gösterdiği
önemlidir. Materyalist dünyanın materyal insanıdır
hasta…
Bir yakınmayla
çıkarsınız hekim karşısına… Tahlil sonuçları,
örneğin kan şekerinin yüksek olduğunu gösterir ve
yafta yapıştırılır. Sizde şeker hastalığı var.
Zaten duyarlı
olan beyin çalışmasının yükselttiği kan şekeri,
aldığı bu haber ile büsbütün hastalık duygusuna
bürünür. Hologram etkisiyle bedeninin tüm hücreleri,
şeker hastası olduğu konusunda yoğun bir bilgi
bombardımanına uğrar. O artık benliğinde ve
bedeninde hasta olma olgusunu iyice kabullenmiştir.
Kullandığı şeker düşürücü ilaçlar, şeker hastası
olma bilincini kazanmış hücrelerle savaşır artık,
yaşamının sonuna kadar… Sık sık diğer uzman
hekimlere görünür, acaba şeker organları vurmuş
mu diye! Hastalığın yayılma beklentisi içinde
bedenini besleyen beynin başka bir seçeneği
kalmamıştır artık. Hastalığı yaymak zorundadır tüm
hücrelere…
Homestaz
(homestasis), bedenin normal çalışmasını ifade eder.
Allostaz (allostasis), homestaz bozulmaya
başladığında gelişen vücut çalışma değişikliklerine
verilen addır. Allostatik yüklenme (allostatic load
ya da over load) ise hastalığın adıdır. Homestaz ve
allostaz oluşumu ya da vücudun kontrolü, beyinde
bulunan hipotalamus aracılığıyla sağlanır.
Kanserden şeker
hastalığına, kan basıncı yüksekliğinden depresyona
kadar geniş bir yelpaze içinde olan hastalıkların
gelişim yeri, beyinde yer alan ve hem hormonal hem
de sinirsel yollarla vücudun çalışmasını sağlayan
hipotalamusun normal dışı çalışmasıdır.
1-15
Hipotalamus,
diğer beyin yapılarından ve özellikle beyin ön
bölgesinden (prefrontal korteks) kontrol edilir.16-
29
Beyin ön bölgesi (PFK),
ıbeynin yönetim
merkezidir. Zaman yönetimi, yargılama, planlama,
düzenleme, davranış kontrolü, ayrıntılı düşünme ve
etkiye gösterilen tepki (dürtü kontrol) düzenlenmesi
bu bölgede gerçekleşir. Nerede, ne şekilde tavır ve
davranışlarımızın olabileceği, amaca ulaşmak için
gereken davranış modeli, işin oluşması için gereken
yönetim şekli, olgun ve etkili kişilik özellikleri
bu bölgede şekillenir. Neyi, nasıl, ne şekilde
söyleyeceğimize karar verir. Dengeli davranmamızı,
iş ve sosyal deneyimlerin sentezini yaparak
alternatifleri doğru saptamamızı sağlar.
Örneğin iyi çalışan bir prefrontal
bölgeniz varsa, eşinizle olan bir tartışmayı
kolaylıkla tatlıya bağlayabilirsiniz. Duyarlılık var
ise davranışlarınız tartışmanın daha da büyümesine
yol açacaktır. Kuyrukta bekleyemeyen sabırsız kişiye
öndeki yerini veriyor ise sabırsız olanın PFK sorunu
vardır, sırasını veren kişide ise iyi çalışan bir
PFK.
PFK sorunların çözümünde ve durum
tespitinde size yardımcı olur. Düzenli aralıklarla
satranç oynayanlar iyi bir beyin ön bölge işlevine
sahip olabilirler. Hatalardan ders almamızı sağlar.
PFK iyi çalışan hata yapmaz demek değildir ama
hatalarını tekrarlamazlar. PFK iyi düzeyde olanlar
elindeki işleri zamanında ve strese girmeden
bitirirler. Sorunu olan ise işi son ana bırakır.
Zaman darlığı nedeniyle aşırı strese girerler.
Sorunu olmayan önceki deneyimlerinden işini
zamanında yapmayı öğrenmiştir. Sorunu olan
davranışlarını ve amaçlarını deneyimlerine değil
anlık düşüncelerine göre gerçekleştirir. Bu nedenle
sık hata yaparlar.
PFK dikkati ve devamlılığı sağlar.
Önemli duygu ve düşüncelere yoğunlaşmayı,
önemsizleri süzmeyi gerçekleştirir. Kısa süreli
hafızayı sağlamada ve öğrenmede bu özellikler çok
önemlidir. PFK beynin diğer bölgelerine bilgi verir
ve alır. Dikkatin sağlanması için diğer bölgelerden
gelen bilgilerin alımını azaltır. Dikkat eksikliği
ve/ya da hiperaktivite bozukluğunda bu işlev
sağlanamaz. Dolayısıyla dış uyaranlar
baskılanamadığından dikkat çabuk dağılır.
Duyguların hissedilmesi ve ifadesi;
mutluluk, hüzün, neşe, nefret ve aşk’ı daha ilkel
bir yapı olan limbik sisteme aktarır. Sorun
olduğunda duygu ve düşünceler doğru bir biçimde
ifade edilemez. Çünkü limbik sistem ile olan ilişki
bozulmuştur. Düşünebilmek ve tavırları, tepkileri o
ölçüde gösterebilmek PFK’in önemli işlevlerinden
biridir. (Eş seçimi, insan ilişkileri, çocuklarla
ilgilenmek, para harcamak ve araba sürmek). PFK
limbik sistemi baskılayıcı mesajlar göndererek
duygularla değil mantıklı yönden karar verilmesini
sağlar. Bu baskı ortadan kalkarsa limbik sistem
baskın hale gelir ve depresyona meyil artar. (Limbik
sistem; memeli canlıların eski beyin bölümlerinden
biri olan sistem, deneyim ile kazanılan duyguların
depolanmasında görev alır, kısaca bilinçaltını
oluşturan yapıdır.)
Beyin ön
bölgesinin duygu, düşünce, davranış ve kişilik gibi
her özellik için farklı duyarlılıklarda
çalışmasıyla insanlarda çeşitlilik sağlanır.
Duyarlılıklar grinin tonlarına benzetilebilir. Her
özelliğin farklı ton yapısı, kişiye diğer
insanlardan farklı kişilik yapısı kazandırır.
Sonuç olarak
beyin ön bölgesi hem düşünceyi oluşturmasıyla hem de
dolaylı olarak vücudun çalışmasını yönetmesiyle
insan sağlığı için tartışmasız en önemli gerçektir.
Her kişide
özelleşen farklı duyarlılık dereceleri, stres
altında artar. Stres ile gelişen yeni duyarlılık
derecesi, hasta olma durumunu belirler. Başka bir
değişle stres; hastalık nedeni değil, strese maruz
kalan beyin çalışma özelliklerinin derecesi hastalık
nedenidir. Zaten stressiz bir yaşam düşünülemez.
Bu gerçekler
ışığında, tedavi yöntemlerinde beyin ön bölgesi ve
diğer beyin üst yapılarının duyarlılık dereceleri
önemli olmalıdır. Beyin çalışma özellikleri
değerlendirilmeyen ve iyileştirilmeyen hastaların
tedavi olabilme olanakları neredeyse yok gibidir.
Günümüz tıbbı
bu gerçekleri gözardı ediyor. Sonuçta beyin çalışma
özelliklerini değerlendiren yöntemler ve hekimler
tukaka ediliyor. Sistem dışına itiliyor. İlgi
görmüyor. İlgilenilmiyor. Yok sayılıyor.
Geçirdikleri
uzun eğitim süreci ardından aydın olma
özelliğini kazanmaları beklenilen hekimlerin bir
görevi de içinde bulundukları sistemi sorgulamak
olmalıdır. Ancak
kabuller sorguya izin
vermiyor.
Kaynaklar:
1.Stefan M. Gold, Isabel Dziobek Hypertension and HPA axis
hyperactivity affect frontal lobe integrity J.
Clinical End & Me.June 1, 2005 10.1210/jc.2004-2181
2.Mcewen BS, Wingfield JC.The concept of allostasis in biology and
biomedicine. Horm Behav. 2003 Jan;43(1):2-15.
3.Glucocorticoid receptor polymorphisms in inflammatory bowel disease G
Decorti, S De Iudicibus Gut 2006;55:1053-1054
4.Robyn Klein 2006 Phylogenetic and phytochemical characteristics of
plant species with adaptogenic properties MS Thesis,
2004, Montana State University Chapter 3 of 8
5.Editorial: Ultradian, Circadian, and Stress-Related
Hypothalamic-Pituitary-Adrenal Axis Activity—A
Dynamic Digital-to-Analog Modulation George P.
Chrousos, M.D. Endocrinology Vol. 139, No. 2 437-440
6.Hyperglycemia does not increase basal hypothalamo-pituitary-adrenal
activity in diabetes but it does impair the HPA
response to insulin-induced hypoglycemia. Vranic,
Mladen, Matthews, Steve Am J Physiol Regul Integr
Comp Physiol. 2005 Jul;289(1):R235-46
7.Past and present strategies of research on the HPA-axis in psychiatry
Berger M, Krieg C Acta Psychiatr Scand Suppl.
1988;341:112-25
8.Stress peptides and HPA axis reactivity in depression Nemeroff C.B.;
Stout S.C.; Owens M.J. European
Neuropsychopharmacology, Volume 5, Number 3,
September 1995, pp. 242-243(2)
9.Bea R H Van den Bergh, Ben Van Calster Antenatal Maternal
Anxiety is Related to HPA-Axis Dysregulation and
Self-Reported Depressive Symptoms in Adolescence
Neuropsychopharmacology May 2007; doi:
10.1038/sj.npp.1301450
10.Kudıelka Brigitte M. ; Schommer Nicole C Acute HPA axis responses,
heart rate, and mood changes to psychosocial stress
(TSST) in humans at different times of day
Psychoneuroendocrinology 2004, vol. 29, no8, pp. 983-992
11.Theresa M. Buckley MD, MS* and Alan F. Schatzberg MD On the
Interactions of the HPA Axis and Sleep Journal of
Clinical Endocrinology & Metabolism, 2005
doi:10.1210/jc.2004-1056
12.Abelson JL, Khan S, Lıberzon I, Young EA HPA axis activity in
patients with panic disorder: review and synthesis
of four studies Depress Anxiety 2007;24(1):66-76
13.Phoon R. K. S. ; Tam S. H. The role of the
hypothalamic-pituitary-adrenal (HPA) axis in the
regulation of blood pressure Clinical and
experimental hypertension 1997, vol. 19, no4, pp.
417-430
14.Nemeroff C.B.; Stout S.C.; Stress peptides and HPA axis reactivity in
depression European NeuropsychopharmacologyVolume
5, Number 3, September 1995 , pp. 242-243
15.Depression, osteoporosis and the HPA axis Townsend Letter for Doctors
and Patients, April, 2005 by Robert A. Anderson
16.Cerqueria JJ, Mailliet F., J Neurosci. 2007 Mar
14;27(11):2781-7
17.Julıan F. Thayeresther Sternberg Annals Of The New York Academy Of
Sciences Volume 1088 November 2006
18.Bruce S McEwen Ph.D Allostasis and Allostatic
LoadNeuropsychopharmacology (2000) 22 108-124
19.J. W Crane, K Ebner, T. A Day (2003) Medial prefrontal cortex
suppression of the hypothalamic-pituitary-adrenal
axis response to a physical stressor, systemic
delivery of interleukin-1β European J. Neuroscience
17 (7), 1473–1481
20.S. F. Akana, A. Chu, L. Soriano, M. F. Dallman (2001) Corticosterone
Exerts Site-Specific and State-Dependent Effects in
Prefrontal Cortex and Amygdala on Regulation of
Adrenocorticotropic Hormone, Insulin and Fat Depots
J.Neuroendocrinology 13 (7), 625–637
21.A. Vania Apkarian,ıÜü Yamaya Sosa, Sreepadma Sonty Chronic Back Pain
Is Associated with Decreased Prefrontal and Thalamic
Gray Matter Density J.Neuroscience, November
17, 2004, 24(46):10410-10415
22.Alasdair M. J. MacLullich, Karen J. Ferguson Smaller Left Anterior
Cingulate Cortex Volumes Are Associated with
Impaired Hypothalamic-Pituitary-Adrenal Axis
Regulation in Healthy Elderly Men J. Clinical
Endocrinology & Metabolism (2006) Vol. 91, No. 4
1591-1594
23.Ron M. Sullivan and Alain Gratton Lateralized Effects of Medial
Prefrontal Cortex Lesions on Neuroendocrine and
Autonomic Stress Responses in Rats J.Neuroscience,
April 1, 1999, 19(7):2834-2840
24.Radley JJ, Sisti HM Chronic behavioral stress induces apical
dendritic reorganization in pyramidal neurons of the
medial prefrontal cortex. Neuroscience
2004;125(1):1-6
25.Israel Liberzon, M.D., Anthony P. King, Ph.D Paralimbic and Medial
Prefrontal Cortical Involvement in Neuroendocrine
Responses to Traumatic Stimuli Am J Psychiatry
164:1250-1258, August 2007
26.Radley JJ, Arias CM, Sawchenko PE Regional differentiation of the
medial prefrontal cortex in regulating adaptive
responses to acute emotional stress J Neurosci. 2006
Dec 13;26(50):12967-76
27.Sullivan R.M ; Gratton A. Prefrontal cortical regulation of
hypothalamic-pituitary-adrenal function in the rat
and implications for psychopathology: side matters
Psychoneuroendocrinology Volume 27, Number 1,
January 2002, pp. 99-114(16)
28.Okada T, Tanaka M, Kuratsune H, Watanabe Y, Sadato N.Mechanisms
underlying fatigue: a voxel-based morphometric study
of chronic fatigue syndrome BMC Neurol. 2004 Oct
4;4(1):14
29.Figueiredo HF, Bruestle A, Bodie B, Dolgas CM,
Herman The medial prefrontal cortex differentially
regulates stress-induced c-fos expression in the
forebrain depending on type of stressor Eur J
Neurosci 2003 Oct;18(8):2357-64 |