Bir bir daha bir
Bilal Atış
 
 

Allah ki, var olan ve olmayan her şeyin yaratıcısı ve tek nizam sahibidir. Buyuruyor; siz bir milletsiniz. Buyuruyor; küfür tek millettir. Biz milleti İbrahim’iz. İçimizde muhtelif kimlik barındıran sayısız kardeşlerimiz var ama biz bir milletiz. İçinde sayısız etnik yapı barındıran zalimler güruhu da bir millettir.

Allah ve Resulüne sav. İtaat boyutunda, iman boyutunda bir sıkıntısı yoksa Bengalli, Nepalli, Burkina Fasolu, Cibuti’li ve ben topla hepimizi, eşittir bir. Allah ve Resulüne sav. 

isyan boyutunda, imansızlık boyutunda çatışma halinde ise, şeytanın neferi olarak vazifeli ise Londralı, Parisli, Afyonlu, Diyarbakırlı, Necitli, Moskovalı, topla bir. Denklemin başka bir çözümü yok. Vahyin ışığında aydınlananlar hatalarıyla, noksanlarıyla bir millettir. İblisin koyunları ne kadar iyilik etseler de bir millettirler. Allah cc. formülünü öyle bir düzenlemiş ki, İslamın dışında hiçbir iyilik yaratmamış, İslamın içinde de hiçbir kötülüğe yaşama imkânı bırakmamış. Bugün İslam adına kötü varsa, noksan varsa, İslam adına birileri zarar görüyorsa bu vahyin inşa ettiği sistemin değil, nefis taşıyan müslümanın kabahatidir.

Toprak, üzerinde yaratana secde edilmesi için yaratılmış ve mü’min kulların ayaklarına serilmiştir. Coğrafyayı vatan kılan o topraklarda yaşayan insanlardır, değerlerdir, şiirlerdir, ezgilerdir, sevinçlerdir, öfkelerdir. Toprak parçasını ülke yapan ülkülerdir. Bu bir, denklemin içinde her kavmin bir vatanı vardır. Kimlere ait olduğu, kimlerin yaşadığı, hangi soydan geldikleri bir noktaya kadar önemli ise de, asıl olan vatan denilen topraklarda kimin hükmü payidardır? O toprak hangi bir’in içindedir. Hangi bir’e hizmet etmektedir?

Zulmün ulularının peşinden giden ülkeler, zulme alkış tutan yönetimler devlet olsalar bize ne, kasaba olsa bize ne? Sınırlarımızın hemen yanında Kürt kardeşlerimizin bir devlet oluşumu var. Mezopotamya’nın kuzeyinde Anadolu’nun güneyinde bir Kürt devleti oluşuyor. Önemli olan bu devletin hudutları, bayrağı değildir. Önemli olan yirmi birinci asırda tarih sahnesine çıkan bu devletin hangi emellere hizmet edeceğidir. Kürt halkı müslümandır. İslam davasına hizmet etmiş ve Anadolu’nun işgalden azad olması için Türklerle omuz omuza mücadele etmişlerdir. Bugün de sömürüye ve zulme karşı İslamın gülen yüzü olacaksa Kürt Devletinin oluşumuna dualarımızla destek vermek zorundayız. Bir zalim diktatörün Mezopotamya’yı ne hale getirdiği malumdur. Irak toprakları değişik kimlikleri barındıran bir İslam toprağıdır. Kürdistan da Kürt, Arap, Türkmen, Sünni veya Şii kimlikleriyle ama müslüman toplumun bir parçasıdır. Ve öyle kalmalıdır. Emperyalizme alet olacak bir oluşum, insanları huzursuz edecek bir oluşum ilk önce Kürt kardeşlerimizin canını yakacaktır.

“İnsanlık tarihinde bırakın farklı ulusları, kültürleri, dilleri; farklı din ve mezhepleri de barış ve huzur içinde bir arada yaşatmayı yüzyıllar boyunca başarabilmiş bir medeniyet birikimine sahip olanların yine akla ziyan bir ulusçu/ırkçı bir söyleme sarılarak bin yıldır etle tırnak oldukları kardeşleriyle, Allah korusun, bir iç savaşın eşiğine gelmeleri anlaşılır bir şey midir?”

Hint zulmünden Pakistan ve Bengaldeş’i inşa edenler, Slav zulmünden Bosna-Hersek ve Kosova’yı inşa edenler hayırla yâd ediliyorsa İslam ittifakı için, müslümanların huzur içinde yaşaması için inşa edilecek Kürdistan’ın banileri de hayırla anılacaktır. Biz Müslümanlar bir milletiz ve kıyamete değin zulüm ile mücadele etmek zorundayız. İslam milletinden olmasa bile yeryüzündeki tüm mazlum halklara el uzatmak ve onların var oluş mücadelelerini desteklemek zorundayız. Tarihte böyle olmuştur, istikbalde de böyle olacaktır. Aynı ideallere sahip onlar için vatan, ülke birdir. Ve unutmayalım ki, zulüm de bir millettir. Hak ve hakikat mücadelesi zulmü zail edecektir.

Toplumun bazı kesimleri itibariyle ve bazı hususlar açısından, bugün yapıla gelen işlerin dünkülerden, yarınkilerin de bugünkülerden farkı olmayacaktır. En nezih ve en ideal toplumlarda bile, sürekli aldatıp bölen, istismar edip ezen ve devamlı yüzündeki maskeyi değiştirerek kendisini saklamasını bilen bir kısım karanlık ruhlar olmuştur ve olacaktır da. Ama bunların yanında dünya kadar olumlu insan ve olumlu gayretin bulunduğu da bir gerçektir.

Nefretlerimiz de, sevgimiz de ittifaklarımız da, münakaşalarımız da Allah rızası için olsun, bizler yalnızca kardeşiz efendim, ötesi yok.

 

 
 

Bilal Atış
İstanbul - 04.05.2010
b.atis73@gmail.com
http://sufizmveinsan.com