Bisiklet Bir Tutku ve Yaşam Biçimidir

Prof.Dr. İbrahim Ortaş
 

Belki çocukluktan kalma bir arzu bisiklet kullanımı. İlk defa liseli yıllarda Pazarcıkta öğrenciyken Bayram isminde girişimci bir gencin getirttiği birkaç bisiklet sayesinde bisiklete binmeyi öğrenmiştim. Dakikalarca sıraya girerek diğer çocuklar ile birlikte bisiklet kullanmak isterdik. Sanırım bir caddenin bir ucundan diğer ucuna kadar veya dakikasına göre bir ücret alınıyordu. Sonra köyümüze pamuk tarlalarında çalışmaya gelen Gaziantepli işçilerden birinin bisikletini babam benim için satın almasıyla ilk defa bisiklet sahibi oldum. Köy yerinde uygun olmayan ulaşım yolları ve bakım onarımın zorluğu nedeniyle bisikleti bıraktım ve uzunca bir süre bisikletten uzak kaldım. 1990 yılında İngiltere’ye doktoraya yapmaya gidince orada yenide bisiklet kullanmak zorunda kaldım. Dört yıl içinde 6 bisiklet çaldırttıktan sonra son bisikletimi de bir arkadaşıma hediye ederek ayrılmıştım. Şimdi Ohio, Columbusta yeniden bisiklet kullanmaktayım. Genelde heves ile başlayan bisiklet ile olan ilişkim bugün bir zorunluluk haline gelen ev-bölüm arası ulaşımımı sağlayan bir önemli araç. Ancak günden güne de bisikleti ve bisikletin yaratığı etkiyi daha iyi analiz etmeye başladım.

Trafik Çevre Kirliliğine Karşı Bisiklet

Artan iklim değişimlerinin temelde yer altı fosil kaynaklarının (petrol, gaz ve kömür) başta milyarlarca araç tarafından kullanılması ile atmosfer salınan gazların yaratığı etki bugün dünyanın bir numaralı sürdürülebilir yaşam konusu olmuştur. Bu bağlamda bir taraftan dünyanın başına ciddi sorun açacağı kaygısına karşı bilimsel önlemler alınırken diğer taraftan temiz enerji, yenilebilir enerji kaynakları ve alternatif yaklaşımlar araştırılmaktadır. İnsanlığın büyük uğraşısı ile geliştirdiği teknolojinin kulanım yönetimi yer yer, zaman zaman yan etkiler yaratığı için çevre kirliğine karşı daha az kirletici ulaşım araçlarının kullanımı ilgi çekici hale gelmiştir. Bu bağlamda insanın tekerleği keşfetmesi ve dönen cismin üzerinden ağır yükleri bir yerden bir yere taşıyan fizik yasası ile başlayan tekerlek ve onun bugün pratik kullanımı olan en basit aleti bisiklet kullanmak hep ilgimi çekmiştir. Tekerlek insanlığın ilk keşfettiği bir icat olsa da bisiklet fikri ilk defa 1791 da Fransa’da iki tekerlekli bir oyuncak yapma düşüncesi ile başlamış ve 1900 yıların başında bir İngiliz bugünkü yapısını kazanan Velocipede (velospit)’e daha sonra bisiklet adi verildi ve Lâtince, bi = çift, iki; Yunanca, kukos = daire, tekerlek anlamına gelen bisikleti geliştirmiştir. Günümüzde birçok toplum geniş olarak bisiklet kullanmaktadır. Türkiye'de son yıllarda yılda bir milyon cıvarında bisiklet satıldığını öğrenmek ayrıca sevindiricidir.

Adana’da Bisiklete “Teker” Denir

Adana ya ilk 1981 yılında üniversite eğitimi için geldiğimde bisiklet sık kullanılıyordu. O dönemde bisiklet isminden çok “teker” kelimesi duyardık. Önce anlamakta zorlanmıştım. Bisiklet Çukurova’ya özgü filmlerde hep bir yer edinmiştir. Sonraları araba sayısının artması ile yavaş yavaş sayısı azalmaya başladı. Şimdilerde yeniden bisiklete olan bir ilgiyi hissediyorum. Umarim bisiklete olan ilgi ve kullanım bilinç ve bilgi ile daha fazla artar.

Yöneticilerin Bisiklet Kullanımı Önemli

Bu konuda toplumun önündeki kişilerin bisiklet kullanması hep içimde bir umut doğurmuştur. İlk defa 1988 yılında Almanya’daki Hohhenhaim Üniversitesinde staj yaparken Rektörün bisiklet ile işe geliyor olması benim gibi Türkiye’den gelen diğer öğrenci arkadaşlarımızın dikkatinden kaçmamıştır. Çünkü bizim ülkemizde Rektörler genelde makam aracı kullanırlar. Sonra Kaliforniya Davis Üniversitesi Rektörünün bisiklet ile işe gelmesi gribime gittiği kadar hoşuma da gitmişti. Biraz da çevreci dünya görüşüm nedeniyle dünyanın daha fazla kirletilmemsi için bu davranışları önemsemekteyim. Amerika gibi insanların bir adım öteye araba ile gittiği bir ülkede toplumun önündeki kişilerin bisiklet kullanması öğreticidir.

Bisiklet İle İşe Giden Başbakan

Bugün 31 Temmuz 2010 tarihli gazetelerimizin birinde “İşe bisikletle giden Başbakan: David Cameron” hakkında kapsamlı bilgiyi okuyunca yeniden mutlu oldum. Dünyanın değişik ülkelerinde genelde gelişmiş Kuzey batı Avrupa ülkelerinde bisiklet kullanan liderleri görmek mümkün. Ancak bizim gibi ülkelerde ise yetkili gelince veya geçince yollar çok önceden tutulur, trafik felç olur. Bu bağlamda İngiltere Başbakanın dünyaya genel bakış politikalarını benimsemesem de bisiklet kullanımını çok önemsiyorum. Gazete haberinde “Başbakan bisikletle işe geliyor, öğle yemekleri için dışarıdan pizza ve benzeri yiyecekler istemekte, parlamentoya güvenlik görevlilerini çileden çıkarırcasına yürüyerek gitmesi ve bakanlarının da metroyu kullanması” ibareleri bizim pek alışık olmadığımız durumlardır.

Bisiklet Kültürü Geliştirilmelidir

Kent kültürünün geliştiği birçok ülkede gördüğümüz manzara büyük alışveriş merkezlerinin önünde bisiklet parklarının oluştuğu yönündedir. Ülkemizde herhangi bir yere bisiklet ile gitseniz bisikletinizi park edecek veya bağlayacak yer bulamamsınız. Bu bağlamda bisiklet parkları kadar toplu taşıma araçlarında belediye otobüslerinde önde veya arkada bisiklet taşıma yeri, trende, vapurda ve diğer araçlarda bitiklilere uygun yer olmalıdır.

Başta belediyelerin artan kent sorunları, çevre kirliliği ve yoğun trafiği azaltmak için bisiklet kullanımını teşvik edebilirler. Özellikle toplu taşıma araçlarının yanında eğitim kurumalarında düz düze yakın alanlarda insanlarımızın bisiklet kullanması birçok yönden önemlidir.

Bu konuda her türlü araştırma ve inceleme yapılabilir. Bu konuda dünyanın değişik ülkelerinde ve kıtalarında bisiklet kullanımı farklılıkları bulunmaktadır. Avrupa özel bisiklet güzergâhları, bisikletlilere öncelikli yollar bulunduğunu biliyoruz. Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de bisikletlilerinde trafik lamaları olduğunu görmek ayrıca çevre bilinci açısında sevindirici. Almanya’da bisikletlilerin öze yollarının olması ve işe bisiklet-tren-bisiklet yolu ile gidilmesi çok yaygın bir uygulamadır. Yaklaşık1 milyonu bisiklet bulunduğu tahmin edilen ve bisiklet-dostu kent olarak bilinen Amsterdam’da bisiklet yolları ve bisiklet park alanlarının bulunması kent trafiğini rahatlattığı gibi kente ayrı bir atmosfer katmaktadır. Bu bağlamda Asya’da ve Amerika'da bisiklet kullanımı biraz daha faklı bir yapı göze çarpmaktadır. 2005 yılında Çinin pekin kentinde geniş bulvarlarda işten çıkan Çinlilerin yığınla bisiklet biraz durumu iyi olanların ise mortlu bisiklet ile caddeleri kaplaması görülmeye değer nitelikteydi. En son bulunduğum Ohio Satat Üniversitesinde her köşede bisikletliler için yollara belirli yerlerde uygun eğimler verilmiş. Otobüslerin önünde bisiklet rampalarının olması bisikletin kent içinde kullanımını artırmaktadır.

Kentlerde Araç Yolları Gibi Bisiklet Yollarıda Oluşturulmalıdır

Günümüzde modern kent kültüründe Kent içi Alternatif Ulaşım Yolları gerçekleşmektedir. Artık bisiklet bir spor yapma veya keyfine binilecek araç değil temiz çevre için bir alternatif ulaşım aracıdır. Belediyeler bisiklet parkları yanında bisiklet yolları projeleri hazırlayarak bisikletlilerin güvenli biçimde istediklere yere gitmeleri sağlanmalıdır. Ülkemizde Muğlan’ın Ula ilçesinin bisiklet kullanımı yönünden örnek teşkil etmektedir.

Bisiklet geçmişten beri bir karne hediyesi, bir spor yapma aracı olarak görülmüştür. Ancak artan kent içi hava kirliliği, sıkışan araç trafiği park sorunu nedeniyle bisiklet bir araç olmanın ötesinde ulaşımın bir parçası olarak ulaşım sisteminin içine dâhil edilmesi gerekir. Bu bağlamda bisiklet yasası, bisiklet polisi ve diğer unsurlarında düşünülmesi gerekir.

Bisiklet Kültürü Toplum Sağlığı Açısından Önemlidir

Bisiklet kültürünün topluma benimsetilmesi, hem ekolojik hem de sağlık açısından önemsenmelidir. Bildiğim kadarı ile birçok gelişmiş ülkede yerel yönetimler ve belediyeler bilimsel olarak projeler üretmektedirler. Hatırladığım kadarı ile kısa süre önce bir gazete haberinde Berlin Teknik Üniversitesi “Call a bike” projesi çerçevesinde çok sayıda araştırma yürütmüştü.

Albert Einstein; “izafi yet teorisini bisiklet kullanırken düşündüğünü” dile getirmiş olması ayrıca öğretici olmuştur benim için. Bisiklet kullanımın vücut ve beyin sağlığı üzerindeki etkilerinin spor akademileri ve sağlık kuruluşlarınca derinlemesine araştırılması ayrıca önemlidir.

Bisiklet İle İlgili Etkinlikler Yapılmalıdır

Sık sık bisiklet ile dünya turuna çıkan ve anılarını yazan fotoğraf çeken gezginci, meraklı insanların haberleri basına yansır. Ayrıca bisiklet ile uzun mesafe yarışmaları yapılamaktadır. Bazı firmaların bisiklet kullanımını teşvik etikleri sık sık basına yansıyor. Örneğin Ericsson firmasının personelinin yüzde 70'inin işe bisikletle gidip geldiğini okumuştum. Bu bağlamda büyük şirketlerin okulların bu tür etkinlikleri düzenlemeleri ve teşvik etmeleri önemli.

 

Üniversitelerin yüksek okulların bünyesinde bisiklet kliplerinin oluşması toplumun bisiklet kullanma kültürüne katkıda bulunacaktır. Özellikle üniversite çevrelerindeki lojman ve yurtlarda kalan üniversiteliler için bisiklet kullanımı büyük bir avantajdır. 

Dünyada düzenli olarak bisiklet şenlikleri ve yarışları yapılmaktadır. Bu şenliklerin topluma mal edilmesi ve katılımın genişletilmesi önemli. Tabii bisiklet yolu yapmak ile bisiklet kültürü gelişmiyor. Yer yer belediyelerimizde üniversitelerimizde duyarlı dostlarımızın teşviki ile bisiklet yarışmaları yapılmakta. Yetkililer yoğunluğu yüksek sözler söyleyerek kurdele kesmekte ancak iş olduğu yerde kalmaktadır.

Toplumun Talebi Önemlidir.

Topografyanın uygun değil demeyelim. Kentlerimizin tümünde bisiklet kullanılabilir. Topografyanın uygun oldu araziler dışında engebeli alanlarda da kent için değişik yönetmeler ile bisikletlilerin dik eğimli alanları geçmesi sağlanmaktadır. İsviçre’de ve Avusturya’da belirli yerlerde askı ve yürüyen bantlar ile engebeli yerlerin bisikletlilere ve engellere kolaylık sağladığını görmüştüm.

Bu bağlamda toplumun siyasilerden ve yerel yöneticilerden kent kültürüne uygun yaklaşımlar sergilemesinin istenmesi gerekir. Genelde büyük kentlerimiz bir zamanlar karşı çıktıkları toplu taşıma aracı olan metro ve raylı sistemi şimdilerde bir prestij elde etme aracı görmeleri ile başlayan yeni girişim sevindirici. Toplu taşım adına, daha az trafik ve çevre kirliliği adına metro ve raylı siteme geçiş önemli, ancak bir o kadar önemli olan temiz gelecek ve stresiz kent trafiği için bisiklet yolu ve kültürüne de önem verilemedir. Toplum bunu istemeli ve sorgulamalıdır. Başta çevreci örgüt ve kişiler yanında her birimizin çevre kirliliğinin azaltılmasına katkı sağlayacak bu tür etkinliklere deste çıkması beklenmektedir. Benim gönlümde geçen gençliğin özellikle de üniversite gençliğinin bu konuda isteklendirilmesi, bisiklet kullanımının teşvik edilmesi bisiklet kültürüne önemli bir ivme katacaktır.

Temiz bir gelecek ve sağlıklı yaşam için bilinçli ve duyarlı olmak dileği ile.

 

30 Temmuz 2010, Cumartesi, Columbus OHIO ABD

Bu yazı bisiklet kazası geçiren Erkin Can Ortaş’a atfen yazılmıştır.

 

 

 
 
Çukurova Üniversitesi
Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü
Adana -13.07.2010
iortas@cu.edu.tr
 http://sufizmveinsan.com