Belki
çocukluktan kalma bir arzu bisiklet kullanımı. İlk defa
liseli yıllarda Pazarcıkta öğrenciyken Bayram isminde
girişimci bir gencin getirttiği birkaç bisiklet
sayesinde bisiklete binmeyi öğrenmiştim. Dakikalarca
sıraya girerek diğer çocuklar ile birlikte bisiklet
kullanmak isterdik. Sanırım bir caddenin bir ucundan
diğer ucuna kadar veya dakikasına göre bir ücret
alınıyordu. Sonra köyümüze pamuk tarlalarında çalışmaya
gelen Gaziantepli işçilerden birinin bisikletini babam
benim için satın almasıyla ilk defa bisiklet sahibi
oldum. Köy yerinde uygun olmayan ulaşım yolları ve bakım
onarımın zorluğu nedeniyle bisikleti bıraktım ve uzunca
bir süre bisikletten uzak kaldım. 1990 yılında
İngiltere’ye doktoraya yapmaya gidince orada yenide
bisiklet kullanmak zorunda kaldım. Dört yıl içinde 6
bisiklet çaldırttıktan sonra son bisikletimi de bir
arkadaşıma hediye ederek ayrılmıştım. Şimdi Ohio,
Columbusta yeniden bisiklet kullanmaktayım. Genelde
heves ile başlayan bisiklet ile olan ilişkim bugün bir
zorunluluk haline gelen ev-bölüm arası ulaşımımı
sağlayan bir önemli araç. Ancak günden güne de bisikleti
ve bisikletin yaratığı etkiyi daha iyi analiz etmeye
başladım.
Trafik Çevre Kirliliğine Karşı Bisiklet
Artan
iklim değişimlerinin temelde yer altı fosil
kaynaklarının (petrol, gaz ve kömür) başta milyarlarca
araç tarafından kullanılması ile atmosfer salınan
gazların yaratığı etki bugün dünyanın bir numaralı
sürdürülebilir yaşam konusu olmuştur. Bu bağlamda bir
taraftan dünyanın başına ciddi sorun açacağı kaygısına
karşı bilimsel önlemler alınırken diğer taraftan temiz
enerji, yenilebilir enerji kaynakları ve alternatif
yaklaşımlar araştırılmaktadır. İnsanlığın büyük uğraşısı
ile geliştirdiği teknolojinin kulanım yönetimi yer yer,
zaman zaman yan etkiler yaratığı için çevre kirliğine
karşı daha az kirletici ulaşım araçlarının kullanımı
ilgi çekici hale gelmiştir. Bu bağlamda insanın
tekerleği keşfetmesi ve dönen cismin üzerinden ağır
yükleri bir yerden bir yere taşıyan fizik yasası ile
başlayan tekerlek ve onun bugün pratik kullanımı olan en
basit aleti bisiklet kullanmak hep ilgimi çekmiştir.
Tekerlek insanlığın ilk keşfettiği bir icat olsa da
bisiklet fikri ilk defa 1791 da Fransa’da iki tekerlekli
bir oyuncak yapma düşüncesi ile başlamış ve 1900 yıların
başında bir İngiliz bugünkü yapısını kazanan Velocipede
(velospit)’e daha sonra bisiklet adi verildi ve Lâtince,
bi = çift, iki; Yunanca, kukos = daire, tekerlek
anlamına gelen bisikleti geliştirmiştir. Günümüzde
birçok toplum geniş olarak bisiklet
kullanmaktadır. Türkiye'de son yıllarda yılda bir milyon
cıvarında bisiklet satıldığını öğrenmek ayrıca
sevindiricidir.
Adana’da Bisiklete “Teker” Denir
Adana
ya ilk 1981 yılında üniversite eğitimi için geldiğimde
bisiklet sık kullanılıyordu. O dönemde bisiklet isminden
çok “teker” kelimesi duyardık. Önce anlamakta
zorlanmıştım. Bisiklet Çukurova’ya özgü filmlerde hep
bir yer edinmiştir. Sonraları araba sayısının artması
ile yavaş yavaş sayısı azalmaya başladı. Şimdilerde
yeniden bisiklete olan bir ilgiyi hissediyorum. Umarim
bisiklete olan ilgi ve kullanım bilinç ve bilgi ile daha
fazla artar.
Yöneticilerin Bisiklet Kullanımı Önemli
Bu
konuda toplumun önündeki kişilerin bisiklet kullanması
hep içimde bir umut doğurmuştur. İlk defa 1988 yılında
Almanya’daki Hohhenhaim Üniversitesinde staj yaparken
Rektörün bisiklet ile işe geliyor olması benim gibi
Türkiye’den gelen diğer öğrenci arkadaşlarımızın
dikkatinden kaçmamıştır. Çünkü bizim ülkemizde Rektörler
genelde makam aracı kullanırlar. Sonra Kaliforniya Davis
Üniversitesi Rektörünün bisiklet ile işe gelmesi gribime
gittiği kadar hoşuma da gitmişti. Biraz da çevreci dünya
görüşüm nedeniyle dünyanın daha fazla kirletilmemsi için
bu davranışları önemsemekteyim. Amerika gibi insanların
bir adım öteye araba ile gittiği bir ülkede toplumun
önündeki kişilerin bisiklet kullanması öğreticidir.
Bisiklet İle İşe Giden Başbakan
Bugün
31 Temmuz 2010 tarihli gazetelerimizin birinde “İşe
bisikletle giden Başbakan: David Cameron” hakkında
kapsamlı bilgiyi okuyunca yeniden mutlu oldum. Dünyanın
değişik ülkelerinde genelde gelişmiş Kuzey batı Avrupa
ülkelerinde bisiklet kullanan liderleri görmek mümkün.
Ancak bizim gibi ülkelerde ise yetkili gelince veya
geçince yollar çok önceden tutulur, trafik felç olur. Bu
bağlamda İngiltere Başbakanın dünyaya genel bakış
politikalarını benimsemesem de bisiklet kullanımını çok
önemsiyorum. Gazete haberinde “Başbakan bisikletle işe
geliyor, öğle yemekleri için dışarıdan pizza ve benzeri
yiyecekler istemekte, parlamentoya güvenlik
görevlilerini çileden çıkarırcasına yürüyerek gitmesi ve
bakanlarının da metroyu kullanması” ibareleri bizim pek
alışık olmadığımız durumlardır.
Bisiklet Kültürü Geliştirilmelidir
Kent
kültürünün geliştiği birçok ülkede gördüğümüz manzara
büyük alışveriş merkezlerinin önünde bisiklet
parklarının oluştuğu yönündedir. Ülkemizde herhangi bir
yere bisiklet ile gitseniz bisikletinizi park edecek
veya bağlayacak yer bulamamsınız. Bu bağlamda bisiklet
parkları kadar toplu taşıma araçlarında belediye
otobüslerinde önde veya arkada bisiklet taşıma yeri,
trende, vapurda ve diğer araçlarda bitiklilere uygun yer
olmalıdır.
Başta
belediyelerin artan kent sorunları, çevre kirliliği ve
yoğun trafiği azaltmak için bisiklet kullanımını teşvik
edebilirler. Özellikle toplu taşıma araçlarının yanında
eğitim kurumalarında düz düze yakın alanlarda
insanlarımızın bisiklet kullanması birçok yönden
önemlidir.
Bu
konuda her türlü araştırma ve inceleme yapılabilir. Bu
konuda dünyanın değişik ülkelerinde ve kıtalarında
bisiklet kullanımı farklılıkları bulunmaktadır. Avrupa
özel bisiklet güzergâhları, bisikletlilere öncelikli
yollar bulunduğunu biliyoruz. Finlandiya’nın başkenti
Helsinki’de bisikletlilerinde trafik lamaları olduğunu
görmek ayrıca çevre bilinci açısında sevindirici.
Almanya’da bisikletlilerin öze yollarının olması ve işe
bisiklet-tren-bisiklet yolu ile gidilmesi çok yaygın bir
uygulamadır. Yaklaşık1 milyonu bisiklet bulunduğu tahmin
edilen ve bisiklet-dostu kent olarak bilinen
Amsterdam’da bisiklet yolları ve bisiklet park
alanlarının bulunması kent trafiğini rahatlattığı gibi
kente ayrı bir atmosfer katmaktadır. Bu bağlamda Asya’da
ve Amerika'da bisiklet kullanımı biraz daha faklı bir
yapı göze çarpmaktadır. 2005 yılında Çinin pekin
kentinde geniş bulvarlarda işten çıkan Çinlilerin
yığınla bisiklet biraz durumu iyi olanların ise mortlu
bisiklet ile caddeleri kaplaması görülmeye değer
nitelikteydi. En son bulunduğum Ohio Satat
Üniversitesinde her köşede bisikletliler için yollara
belirli yerlerde uygun eğimler verilmiş. Otobüslerin
önünde bisiklet rampalarının olması bisikletin kent
içinde kullanımını artırmaktadır.
Kentlerde Araç Yolları Gibi Bisiklet Yollarıda
Oluşturulmalıdır
Günümüzde modern kent kültüründe Kent içi Alternatif
Ulaşım Yolları gerçekleşmektedir. Artık bisiklet bir
spor yapma veya keyfine binilecek araç değil temiz çevre
için bir alternatif ulaşım aracıdır. Belediyeler
bisiklet parkları yanında bisiklet yolları projeleri
hazırlayarak bisikletlilerin güvenli biçimde istediklere
yere gitmeleri sağlanmalıdır. Ülkemizde Muğlan’ın Ula
ilçesinin bisiklet kullanımı yönünden örnek teşkil
etmektedir.
Bisiklet geçmişten beri bir karne hediyesi, bir spor
yapma aracı olarak görülmüştür. Ancak artan kent içi
hava kirliliği, sıkışan araç trafiği park sorunu
nedeniyle bisiklet bir araç olmanın ötesinde ulaşımın
bir parçası olarak ulaşım sisteminin içine dâhil
edilmesi gerekir. Bu bağlamda bisiklet yasası, bisiklet
polisi ve diğer unsurlarında düşünülmesi gerekir.
Bisiklet Kültürü Toplum Sağlığı Açısından Önemlidir
Bisiklet kültürünün topluma benimsetilmesi, hem ekolojik
hem de sağlık açısından önemsenmelidir. Bildiğim kadarı
ile birçok gelişmiş ülkede yerel yönetimler ve
belediyeler bilimsel olarak projeler üretmektedirler.
Hatırladığım kadarı ile kısa süre önce bir gazete
haberinde Berlin Teknik Üniversitesi “Call a bike”
projesi çerçevesinde çok sayıda araştırma yürütmüştü.
Albert Einstein; “izafi yet teorisini bisiklet
kullanırken düşündüğünü” dile getirmiş olması ayrıca
öğretici olmuştur benim için. Bisiklet kullanımın vücut
ve beyin sağlığı üzerindeki etkilerinin spor akademileri
ve sağlık kuruluşlarınca derinlemesine araştırılması
ayrıca önemlidir.
Bisiklet İle İlgili Etkinlikler Yapılmalıdır
Sık
sık bisiklet ile dünya turuna çıkan ve anılarını yazan
fotoğraf çeken gezginci, meraklı insanların haberleri
basına yansır. Ayrıca bisiklet ile uzun mesafe
yarışmaları yapılamaktadır. Bazı firmaların bisiklet
kullanımını teşvik etikleri sık sık basına yansıyor.
Örneğin Ericsson firmasının personelinin yüzde 70'inin
işe bisikletle gidip geldiğini okumuştum. Bu bağlamda
büyük şirketlerin okulların bu tür etkinlikleri
düzenlemeleri ve teşvik etmeleri önemli.
Üniversitelerin yüksek okulların bünyesinde bisiklet
kliplerinin oluşması toplumun bisiklet kullanma
kültürüne katkıda bulunacaktır. Özellikle üniversite
çevrelerindeki lojman ve yurtlarda kalan üniversiteliler
için bisiklet kullanımı büyük bir avantajdır.
Dünyada düzenli olarak bisiklet şenlikleri ve yarışları
yapılmaktadır. Bu şenliklerin topluma mal edilmesi ve
katılımın genişletilmesi önemli. Tabii bisiklet yolu
yapmak ile bisiklet kültürü gelişmiyor. Yer yer
belediyelerimizde üniversitelerimizde duyarlı
dostlarımızın teşviki ile bisiklet yarışmaları
yapılmakta. Yetkililer yoğunluğu yüksek sözler
söyleyerek kurdele kesmekte ancak iş olduğu yerde
kalmaktadır.
Toplumun Talebi Önemlidir.
Topografyanın uygun değil demeyelim. Kentlerimizin
tümünde bisiklet kullanılabilir. Topografyanın uygun
oldu araziler dışında engebeli alanlarda da kent için
değişik yönetmeler ile bisikletlilerin dik eğimli
alanları geçmesi sağlanmaktadır. İsviçre’de ve
Avusturya’da belirli yerlerde askı ve yürüyen bantlar
ile engebeli yerlerin bisikletlilere ve engellere
kolaylık sağladığını görmüştüm.
Bu
bağlamda toplumun siyasilerden ve yerel yöneticilerden
kent kültürüne uygun yaklaşımlar sergilemesinin
istenmesi gerekir. Genelde büyük kentlerimiz bir
zamanlar karşı çıktıkları toplu taşıma aracı olan metro
ve raylı sistemi şimdilerde bir prestij elde etme aracı
görmeleri ile başlayan yeni girişim sevindirici. Toplu
taşım adına, daha az trafik ve çevre kirliliği adına
metro ve raylı siteme geçiş önemli, ancak bir o kadar
önemli olan temiz gelecek ve stresiz kent trafiği için
bisiklet yolu ve kültürüne de önem verilemedir. Toplum
bunu istemeli ve sorgulamalıdır. Başta çevreci örgüt ve
kişiler yanında her birimizin çevre kirliliğinin
azaltılmasına katkı sağlayacak bu tür etkinliklere deste
çıkması beklenmektedir. Benim gönlümde geçen gençliğin
özellikle de üniversite gençliğinin bu konuda
isteklendirilmesi, bisiklet kullanımının teşvik edilmesi
bisiklet kültürüne önemli bir ivme katacaktır.
Temiz bir gelecek ve sağlıklı yaşam için bilinçli ve
duyarlı olmak dileği ile.
30
Temmuz 2010, Cumartesi, Columbus OHIO ABD
Bu
yazı bisiklet kazası geçiren Erkin Can Ortaş’a atfen
yazılmıştır. |