Kukla dedi:
“Arkadaşım, bizim bir hiç olduğumuzu, hareketlerimizi
senin yönettiğini söylüyor.
Bizi seslendiren,
yaşadığımız oyunu besteleyen
sen
misin?”
Adam dedi:
“Arkadaşın doğru söylüyor; ama sen bunu bilemezsin.
Zira şu anda da seni söyleten ve bilen
benim.”
“Öyşeyse sen…”
dedi kuklanın ağzından kendine kuklacı:
“Senin ipin nerede? Senin sesin senden mi? Sen bildin mi
kuklacını?”
“Ben…”
dedi adam,
kendinden
kendine:
“Evet, canlı bir kuklayım, kukla yapan.
Ama beni yaradan, çok daha başka bir şey, bir
kuklacıdan.
Ben:
devinen ve söyleyen ruh,
değişen ve değişimden değişime giren halleriyle
varolabilen bilinç,
ben: ipsiz sapsız kukla,
senden çok daha zor bir yolda-
yım.
Ben O’ndan aldığım borcu harcarım
kendi yolumda.
Ve yolum O’nun yoluna vardıkça
özgürüm anca.” |