Davos Zaferi
Bilal Atış
 
 

Haberi duyanlar sabahlamışlar. Ben sabah müşerref oldum. Arka odadan Başbakanın gür sesi geliyor kulağıma. İşgal devleti reisine haddini bildiren konuşmasıyla uyandım. Sanki bir ihtilal sabahı heyecanı doldu içime. Sabah namazından sonra televizyon açmak adetim değil, genelde bir şeyler okur ardından işime giderim. Bu sabah biraz yorgunum, uzandım.

Sayın Erdoğan’ın sesiyle uyandım. Anlatanlardan biliyorum, değilse on iki eylül sabahı daha sekiz yaşında bir velettim. Radyoyu açanlar “netekim paşanın” sesiyle güne başlamışlar. Benim de  bir sabah bir devletlunun sesiyle güne başlayacağım aklıma gelmezdi.

Bismillahirrahmanirrahim, babamın yanındayım. Davos toplantılarından yansıyan görüntüler ekranda. Olayın ehemmiyetini kavradıkça içime heyecan doluyor. Gittikçe gözlerim doluyor ve hislerim kabarıyor. “sen ancak öldürmekten anlarsın” diyor. Yerimde zor oturuyorum.

Başbakanın her sözü işgalcinin yüzünde patlıyor. Aklıma Gazze’ye düşen bombalar geliyor. Bu sözler tüm dünyada bomba etkisi yapıyor. Gazzeli gazilerin yüreklerinde de aynı fırtınaların koptuğunu hissedebiliyorum. Bugün bayram, bugün bir milletin, İslam milletinin, bir asırlık karanlık tarihinin aydınlandığı gün. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı üzerimize gerilen perdeyi yırtıp atıyor. Gün içerisinde bütün bir Arap kardeşlerimizin aynı coşkularla dolduklarını öğrenince kendimi daha iyi hissettim. Nasıl ifade edebilirim, bir ara kendimi sanki “Devleti Aliye” tebaası gibi hissettim. Biliyorum abartıyorum ama bu ruh, bu his tarifi zor bir duygu, satırlara aksettirmeye kelimelerim kifayet etmiyor. Batı dünyasının üzerimize serptiği ölü toprağının silkelenmesi, uykuda olan kavmin yeniden uyanması, nasıl ifade edebilirim ki? Başbakanın Davos’ta gösterdiği tepki bir buçuk milyar müslümanın hüzünlü ufkunda bir güneş etkisi yaptı. Buna yürekten inanıyorum.

İçimizdeki Yahudi severlerin abuk sabuk yorumlarını dinlerken bile neşem zerre kadar eksilmiyor. Bugün neşeliyim, Gazze katliamı başladığı günden beri ilk defa yüreğimin derinlerinden hissederek seviniyorum. O vakit mü’min kardeşlerimin acılarına Allah için üzülüyor ve kendi halimize öfkeleniyordum Allah için. Şimdi ise Allah için seviniyorum. Cephemizde beliren zafer ufkuna seviniyorum. Adım adım yürünen vahdet yoluna seviniyorum.

İşyerimi besmeleyle açıyorum. Bu sabah bir aya yakındır astığım Filistin bayrağının yerine Türk bayrağını yerleştiriyorum vitrine. Bu bayrağı hiçbir zaman bu kadar coşkuyla asmamıştım. Türk bayrağının duruşu hiç bu kadar anlamlı gelmemişti. Üzerindeki al rengin hakkı veriliyordu artık.

Sayın Erdoğan kendine yakışır bir tavır sergilerken seneler evvel verdiği bir vaadini bu sefer evrensel boyutta gerçekleştiriyor. Gerek ekibiyle gerekse de ferdi olarak bu ülkeye çok şeyler kazandırdı. Bana göre zararları da oldu. Ama bu davranışıyla kimsesizlerin kimi olduklarını bu sefer geniş bir coğrafyada göstermiş oldular. Türk milletinin şanına yakışır bir duruş sergilediler. Başbakanımız Davos toplantılarındaki tavrıyla Türk ve İslam coğrafyasının hakkettiği yere doğru ilk adımları atılmış oldu. Bu adımlar batı dünyasında kaygı ile karşılansa da, içimizdeki batı hayranı zihinlerce sindirilemese de tüm bir İslam aleminde coşkuyla karşılanmaktadır. İstanbul’da, Ankara’da, Levent’te bizim gösterdiğimiz tepkiyi bugün Gazzeli kardeşlerimiz kendi vatanlarında göstermektedirler. Ellerinde Türk ve Filistin bayraklarıyla Türkiye’ye selamlar göndermekteler. Erdoğan şahsında ülkemiz Arapların lideri olarak algılanmaya başlandı. Ben şunu hissediyorum ki, ülkemiz artık sadece Ortadoğu milletlerinin değil tüm bir ezilmişlerin lideridir, yanındadır. Biz fevkalade bir şey yapmıyoruz. Bizler yapmamız gerekenleri yapıyor seksen senedir unutulan, unutturulan kardeşlerimizle köprüleri yeniden kuruyoruz.

Ortadoğu bizimdir, bağrımıza bir hançer gibi saplanan İsrail ortadan kaldırılmalı ve bağımsız Filistin topraklarında bu kutsal beldenin üç ana unsuru olan milletler huzur içerisinde yaşamalıdır. Ortadoğu’ya ve tüm bir İslam alemine eski mutlu günlerini kazandırmak için Türkiye, İran ve Suriye’nin liderliğinde ve İslam kardeşliği zemininde Allah’ın razı olacağı ve ümmetin huzur bulacağı “yeni bir Ortadoğu düzeni”nin temelleri atılmalıdır. Sayın Erdoğan’ın Davos’ta sergilediği tavrının bu düzenin ilk harcı olmasını temenni ediyorum.

 

 
 

Bilal Atış
İstanbul - 11.02.2009
http://sufizmveinsan.com

b.atis73@gmail.com