Değişim Gerekçesi
Dr. Güçlü Ildız
 
 

Sadece çok akıllılar ve çok aptallar asla değişmezler. Konfüçyüs

 

Kurumuş nehir yatağında kurulu evlerinde oturan insanlar, bir su baskını ile ciddi zarara uğrayabilirler. Baskınzede insanlar, akıllarının onlara kazandırmış olduğu özellikleriyle düşünmeli ve değişim kararı vermelidirler. Değişime direnç gösteren insanlar bir sonraki baskına uğradıklarında sahip olacakları sıfat; baskınzede değil, aptal ya da ahmak olacaktır.

Hayvanlar, türlerine ait üstün özelliklerini beyinlerinden alır. Kuş beyni, gelişmiş denge merkeziyle insandan üstün olan uçma eylemini gerçekleştirerek kuş olmanın hakkını verir. İnsan, gelişmiş beyin ön bölgesinin vermiş olduğu akıl özelliğiyle hayvanlardan üstün olan yönünü ortaya koyar.

 

Allah, akıldan daha değerli bir şey yaratmamıştır. Hz. Muhammed

 

Dikkat ediniz; akıl deniyor, insan değil. Bir başka değişle, insan olmanın hakkını verebilmek için akıl özelliğini kullanmak gerekir.

Aklın temel özelliği, gelecekle ilgili öngörüde bulunabilmedir. Bunun için eldeki veriler çok iyi analiz edilmeli, ayrıntılı düşünme sistemiyle neden-sonuç ilişkisi kurulabilmelidir. Hatalardan ders çıkartabilme yetisi, bu özelliklerin oluşumuna katkıda bulunur.

Kişiye özel akıl sisteminin gelişmesi için sorgulama ve araştırma özelliklerinin olması gerekir. Aklın ölçüsü, içerdiği evrensel öğelerle değer kazanır. Üniversitenin sözcük anlamı olan universal, evrensel değiminden gelir. Bu nedenle üniversitelerde evrensel gerçeklik değerleri, akıl özellikleri olan sorgu ve araştırmalarla, aranır. Akıl, evrensel değerlere yaklaştıkça üstünlüğü artar.

Akıl özelliğini sağlayan beyin ön bölgesi, milyarlarca hücrenin trilyonlarca yol ile birbirlerine bağlanarak oluşturduğu bir ağ sistemini içinde barındırır. Bu yapının gelişimi, hücreler arası yolların sıklığıyla ilgilidir. Yollar arttıkça yoğunlaşan ağ sistemi, insanın aklını kullanabilme yetisiyle paralellik gösterir.

Aklın önünde 2 temel engel vardır. Bağımlılık ve şartlanma. Yetişme döneminde çevrenin etkisiyle edinilen bağımlılık ve şartlanma özellikleri, o beynin aklı ne ölçüde ortaya koyduğunu belirler. Toplumsal şartlanmalar altında davranış özellikleri belirleyen ve sahip olduklarını kaybetme korkusuyla yaşayan bağımlı insanlar, beyin gelişimi göstermediğinden dolayı akıl özelliklerini yeterince kullanamazlar. Akıl özelliğini yeterince kullanamayan birey özgür değildir. Özgür olmayan bireylerin oluşturduğu toplumlarda demokrasiden söz edilemez.

Hayvanlar değişen ortama uyum sağlama konusunda çok başarılıdır. Beyin ön bölgesi yeterince gelişmeyen canlılar, değişen ortama içgüdüsel olarak uyum sağlarlar. Düşünebilen insanlar uyum özelliği sağlamak için beyin ön bölge gelişimini devreye sokmak zorundadırlar.

Beyin ön bölgesinde kurulu olan ağ sistemini güçlendirmek için hücreler arası yeni yolların kurulumuna gerek vardır. İki hücre arasında kurulan temel yol ırmak gibidir. Stres, su baskınına benzer. Irmağın kolları ne kadar çok ise, su baskını etkisini o oranda kollara dağıtarak azalabilir. Böylece strese ya da değişime o oranda uyum sağlamış olurlar. Değişime dirençli olan şartlanmış ve bağımlı toplumlar, bir su baskını ile uyumsuzluk etkisini sürekli yaşarlar.

Değişmek, değişebilmek…İnsanın sahip olduğu bu büyük erdemi işletebilmek için önce şartlanılan ve bağımlı olunan değer yargılarını sorgulamak gerekir.

 

Anne ve babamdan aldığım bilgileri aklım yatıncaya kadar sorgulayacağım. Gazali

 

Sorgularda referans, yerel kabuller değil, evrensel gerçeklerdir. Evrensel gerçekleri topluma tanıtmak bilimin görevidir. Bu nedenle üniversitelerin tam bağımsızlığını kazanması gerekir. Siyasetin etkisinde kalan üniversitelerin bilimselliği ve toplumu aydınlatıcı özelliği yara almış demektir. Bu durumda olan ülkelerdeki şartlanmış ve bağımlı aydınsılar, toplumun değişim ihtiyacına tercüman olmaktan öte önünde birer engeldirler.

 

Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür.
Victor Hugo

 

Toplumların gelişmesi için demokrasiye, demokrasinin varlığı için sürekli sorgulayan ve değişime açık özgür bireylere ihtiyacı vardır. Üniversiteler, demokrasinin yerleştirilmesi ve yaşatılmasında öncü kurumlar olma özelliğine kavuşmalıdır.

 
 

 

 
 

İstanbul, 24-12-2008
Dr. Güçlü Ildız
Nöroloji Uzmanı
http://sufizmveinsan.com