E-mail Yanıtlarına Devam... - 12


Soru :

efendim size iki sorum var 1.zekat parça parça ayrı kişilere verilebilirmi 2. banyoda iken gusül abdestinden sonra çıplak olarak abdest alınırsa günah olurmu

iyi günler emailim bbahar77@hotmail.com

Bülent Bahar

 

Cevap :

Zekatı ayrı ayrı vermek mümkün.

Çıplak olarak  abdest almak günah değildir , kanaatimce.


Soru :

Sayın A.F.Yüksel, Sayın N.Tuncel,

Astroloji ile biraz ilgilenen bir kişi olarak 'Burc Sendromu' başlıklı yazınızı okuyunca ben de düşüncelerimi yazayım dedim.

Cotterell'in araştırma sonuçlarında mutlaka hakikat payı var. Bence ilkah anı çok önemli olmalı ve herhelde insan kişiliğinin bazı ana taşları o noktada oluşuyor. Ancak o andan itibaren varlığın çevresindeki tüm birimlerden aldığı etkiler doğum anına kadar devam ediyor ve tabloyu tamamlıyor.Bu etkilerin içine tüm gezegenler,ay,asteroidler,yıldızlar ve evrendeki tüm mevcudad

giriyor olmalı. Ve tabiiki annenin bedeninin, oturulan evin , mahallenin ve ülkenin özellikleri de bence buna dahil.Ancak konumuz astroloji olduğu için bu kısmın üzerinde fazla durmuyoruz. Tabii ki varlığa an yakın birimler en güçlü etkiyi veriyorlar ve insanlık tarihinin bu gününe kadar insanlar ancak en yakın olan ışıkların etkilerini net olarak belirleyebildikleri için genel olarak çoğumuz astrolojide sadece gezegenler ve ay üzerinde duruyoruz. İnanıyorum ki zaman içinde diğer gök cisimlerinin etkileri de tespit edilip astrolojinin normal çalışma alanına girecektir.Evet ilkah anı çok önemli, bu an ileride doğacağımız günü belirliyor ancak sizin de bahsettiğiniz gibi bu günün tespiti çok zor. Bu nedenle astroloji ister istemez bir referans noktası olarak doğum anını buluyor.

Yalnız tabii bu durumda herhangi bir sebeple normal doğum yapılamazsa ne olacak? Bence sezeryan yöntemle normalden erken doğan kişilerde dogru haritanın tespiti çok zor. Bu durumda çıkartılan harita; bebeğin gerçekte tüm hazırlıklarını tamamlayıp,

enerjisinin yükselerek doğum olayını başlatabilecek seviyeye gelmesini yada başka bir deyişle astrolojik yapısının onu doğuma hazır hale getirdiği zamanı beklemeksizin yapılan suni müdahale nedeniyle ortaya çıkan harita olacaktır ki bu haritada mutlaka

zaman farkının durumuna göre ay,merkür ve yükselen farklı konumlarda olacaktır.

Sadece biraz fikir paylaşımı yapmak istedim.

Hayırlı günler dilerim.

Nilüfer 

 

Cevap :

Sayın  Nilüfer hanım düşüncelerinize tümüyle katılıyoruz.Önemli olan bebeğin anne rahminden dışarı çıktığı anda aldığı tesirlerdir.

Zaten bu dahi ilkada mevcuttur.

Teşekkür ederiz.


Soru :

Merhaba ;
"yaratılmışı severiz yaradandan ötürü."
İmkanlarımız dahilinde balkonumuzda köpek beslemeye çalışıyoruz.
Tabiki evimizin kuralları var ve köpeğimiz yaydığı kötü koku ve ev
düzenimizi bozama ihtimali sebebi ile balkonda yaşıyor.
Onu mümkün mertebe iyi yaşatmaya çalışıyoruz . Tabiki onun sayesinde
bizde yürüyüş yapma imkanı yaratıyoruz kendimize .
Fakat bazı düşüncelere göre evde köpek beslendiğinde neğatif enerji
yayılacağını , eve meleklerin gelmeyeceğini söylüyorlar .
Bu konudaki yorumunuzu bilmek isterim , teşekkürler . 

Tülay

 

Cevap :

Sayın Tülay Hanım ,

Köpek besleme konusunda bir çok hadisler var , bunları okumanızı tavsiye ederim. Özel olan durumu ise size bir şekilde ileteceğim.


Soru :

Selamün aleyküm!!

BENIM ADIM HARUN KARACA.almanya dogumluyum...burada dogdum
..burada..büyüdüm....az cok islami bilgler aldim hocalardan..yani almnyada
kuran kursuna gittim....ve kuran okumayi ögrendi...19 yasina kadar hersyden
emindim...taki..mevlana hazretlerinin kitabini biographisini okumaya
basladigidan sonra...yani dah da önce...hep allahuteala ya hizmet
aklimdaydi.ama o mevlana nin sanki muhabbetini icimde hissettim...sanki
ucuyordum....ha..ben 19 yasimdan sonra yalniz kaldim.tasindim.okul dan
dolayi..su anda20 ½ yasindayim ve staj yapiyorum....

ASIL PROBLEMIM: iste o kitabi okurken acaip bir lezzet alliyordum ve
ertesi gün is yerinde...bana bir vesvese geldi...sen ibadetlerine
baslayacaksin.ama haasa—YA ALLAH yoksa diyew bir duygu geldi..


· andan itibaren sanki dünyam yikildi...demagojiye saplandim....ve acaip
acaip seyler basladi..vesvese derinlesti ve derinlesti....cok..kötü oldum
..yani sanki .imanim gitti...imansizim kafir olmusum gibi.......ilk basta
allahutealanin varligini....peygamberligin hak nebi oldugunu...seytan, cin
acaip karma karisik bir durum.yani allahutelaya kiziyormus gibi bir duygu
haasa..hic istemiyorum..sürekli bir dalginlik....acaip
haller..yorgunluk....taaa ki beynimin agrisina kadar.....sanki ..sirk
geciyor..icimden....istemiyorum..istemiyorum.diye bagriyorum.ama yinde de.bu
olay 8 ay asiri sekilde devam etti ve sisdikce sisdi...cok kötü
durumdayim....aceba allah afvedermi...ne yaptigimin farkinda degilim..sanki
bir hayal......kafamda acaip bir baski..bir agri sabah aksam.....burada
hepsi gecer gecer diyor..doktorlar.....meurolojik bakim da yptirdim....ist e
o 8 aydan sonra bir abi ile tanistim ve o da bediuzzaman said nursinin
risalelerini okuyordu.....cok hocalara gittim düsünmiyceksin
diyorlardi,.olay bitiyordu....aaacccaaaaaipp KORKU.......yataga
yatarken..kalkarken..hayattan umut kesmeler..hatta intihar
düsüncesi...bile.....iste o abi ile risaleler okuduk ve biraz olsun
düzeldim..o asiri sürekli hic araliksiz vesveseler....gitti.ama basimda ki
agri da hafiflesti....ma agriyor...yani her yapitgim seyi´de sanki
allahuzteala ya hedef aliyormus gibi bir dugu....aglamalr
patlamalr...acaip...sanki yalniz birakilmis bir durum...allah sükür biraz
düzeldi..ve.......aklima ne geldiyse..hatta allahutealaya karsi..bir isyan
bile...pisman hemde bin milyar trilyar kere pismanim...ama ona karsi seyler
o kötü kötü edebe aykiri sözler aklimdan bir türlü cikmiyor........simdi
hersey biraz daha iyi.ama care ariuyrum........bana yardim ederseniz cok
memnun olurum.......


bana bir method..gösterin...ve sirk ne oldugunu anlati..benim aklimdan sirk
mi gecti.....avfolunurmu.....ne geldiyse aklima hic birini de
istemiyorum....

kesinlikle..

ama gelkiyor ve bendenmis giobi bir duygu

CEVABNIZI KISA ZAMANDA BEKLIYORUM.........

SELAM VE UA EDERIM

ALLAH RAZI OLSUN SIZDEN.....

HARUN KARACA

 

Cevap :

Sevgili Harun,

Bu konuda size araştırmacı yazar , Ahmed Hulûsi’nin eserlerini tavsiye ediyorum. Özellikle Dua Ve Zikir kitabında cinlerle ilgili koruma duası var, bu duayı belirtilen şekilde okursanız size faydalı olacaktır. Allah muininiz olsun.


Soru :

Böyle güzel siteleri de internette görmek bizleri çok sevindiriyor.Bu siteyi yapanlar çok

teşekkür ederim.Sizden bir ricam olucak eğer biliyorsanız lütfen sayın Prof.Dr. Kerem Doksat
hocamızın e-mail adresini verir misiniz ?

Başarılarınızın devamını diliyorum...

Ercan Koçkanlı

 

Cevap :

Siteyi beğendiğiniz için teşekkür ederim.

Prof. Dr. Kerem Doksat sitede zaman zaman konuk yazar olarak yazılarını sizlere yansıtıyor. Onun adresini size vermem mümkün değil , başka bir yerden tedarik etmeniz gerekiyor.


Soru :

Sayın A.F.Yüksel, 

Sitenızın başlığının rengi açılmış. Çok güzel olmuş.Siz daha iyi bilirsiniz ama ,sol tarafa da sağdaki `Muhammed` yazısı büyüklüğünde bir arapca `Allah` konsa hem simetri, hem de anlam açısından daha iyi olur mu acaba ?

Hayırlı günler dilerim. 

Nılufer

 

Cevap :

Dostların ikazları ile gerekli değişklikleri yapıyorum, bu işe önce kendi ismimi kaldırmakla başladım. Umarım bu isteğinizi en kısa sürede yaparız.


Soru :

ÇAĞIN İNSANININ BİLİM VE AKLIN IŞIĞINDA "SINIRSIZ TEK" İ KAVRAMASI KONUSUNDA
DAHA ÖNCEDEN BAZI DERGİ VEYAYINLARDAKİ YAZILARINIZI OKUMUŞ,HATTA TASAVVUFLA
İLGİLENEN GENÇLER OLARAK ARAMIZDA ÇOĞALTARAK PAYLAŞMIŞTIK.AYNI ZAMANDA AHMED
HULUSİ'NİNTÜM ESERLERİNİ VE WEB SAYFASINI TAKİP EDEN,NURAN TUNCER'İN
BİLGİLERİNİ YORUMLAYAN KİŞİLERDEN BİRİ OLARAK,WEB SAYFANIZI GÖRDÜĞÜMDE
BİLGİLENMEK ADINA ÇOK SEVİNDİM.ANCAK TAKDİR EDERSİNİZ Kİ SAYFANIZDAKİ TÜM
LİNK İÇERİKLERİNİ İNTERNET CAFELERDEN YAPTIĞIM BAĞLANTILARDA OKUMAK ZAMAN,
PARA VE İDRAK İÇİN YETERSİZLİKLE EŞDEĞERDİR.BİLGİLERİN TAMAMINI
OKUYABİLECEĞİMİZ BASILI BİR KİTABINIZ VEYA YAYININIZ OLUP OLMADIĞINI HENÜZ
ARAŞTIRMAMAKLA BİRLİKTE , BU BİLGİYİ EN DOĞRU SİZDEN ALABİLECEĞİMİ
DÜŞÜNDÜM.BU KONUDA BENİ AYDINLATIRSANIZ SEVİNİRİM.BİLGİSAYARINIZDA BİZİMLE
PAYLAŞMAK İSTEDİĞİNİZ YAZILARINIZ VARSA e-mail ADRESİME DE
GÖNDEREBİLİRSİNİZ.SAYGILAR
e-mail adreslerim :nilgunbek@hotmail.com ve kul.@mynet.com.tr

 

Cevap :

Değerli arkadaşım ,

Bendenizin kitap yazacak kadar bilgisi olduğunu lütfen düşünmeyin , aslında amatör olarak bu konularla uğraşı içindeyim. Zaten diğer adresleri siz biliyorsunuz. İsteklerinizi onlardan temin etmeniz mümkün olabilir.


Soru :

Selam,
inanin bu yazinizi tesadüfen okudum bu konu toplumun bir merak konusu
oldu artik kasti mi yapiliyor nedir yada bu islamcilarin dahi bu
konuda kesin bilgileri yok birisi bir telden ötekisi baska bir telden
saz caliyor sanki sizinde yaptiginiz aciklama hic bir sey diyebilirim bu
yaziyi okuyan biri daha da cok meraklanabilir konu hakkinda aslina
bilmiyorum yani...
kasti mi yapiliyor bu islam dünyasi tarafindan...
koskoca yasar nuri cikiyor bilmiyoruz diyor peki ahmet hulusi
bu kadar bilgiyi nerden aliyor???
yaptiginiz aciklama aslinda cok yetersiz madem öyle bir soru gelmis
kisi merak ediyor biraz daha genis bir aciklama yapabilirdiniz
acin derim arama motorlarini biraz da olsa genis bir aciklama var...
tabii ki onlarinda atmadigini insan nerden bilsin yani???
sevgi ve saygilarimla
Allaha emanet olun

Vorname.Nachname@Student.Uni-Augsburg.DE

 

Cevap:

Sayın Dostum,

Siz Akşam Gazetesinde iki ayrı bölüm olarak çıkan yazımı, tahmin ediyorum siteden okudunuz.

Tatmin olmamış olabilirsiniz , son derece haklısınız.

Yetersizliğimi mazur görün usta insanların eserlerinden faydalanmanızı ve bu konuda nihai  bir karara varmanızı dilerim , saygılarımla.


Soru :

Kur'an daki örtünme hükmü nedir? Zinetlerin gösterilmemesi ile ne
kastedilmiştir.
Bazıları Kur'an da örtünmenein olmadığını söylüyorlar,örtünmek tıpkı namaz
kılmak,oruç tutmak gibi
yapılması gereken farzlardan birimidir?

Başımı kapatmak bana çok zor geliyor.Öte yandan yapmam gerekiyorsa bir an önce
yapmak istiyorum.
Vereceğiniz cevap benim için çok önemli...
TEŞEKKÜRLER...

Burakxx

 

Cevap :

Sayın Burak,

Örtünmek hükmü vahiy yolu ile  bildirilen ayetlerden anlaşılacağı üzere kesinlikle farz hükmündedir.

Ancak , örtünmenin sınırları konusundaki bilgilerin yanlış anlaşılmaması için , size aktarımını yapmak istemiyorum. Bu yönde fıkıh kitaplarına başvurmanız gerekecektir.

Ne var ki, örtünmeyen bir kadının cehenneme gideceği yolunda bir hüküm de Kur’an da bulunmamaktadır.

Size fetva verecek bir yetenekte değilim. Aslında hoca da değilim. Sadece şu hadisi size hatırlatarak görevimi yapmak isterim . “ Bana zor ve kolay olan iki seçenek sunulsaydı kolay olanı tercih ederdim”

Hz.Resulullah’ın bu sözlerine istinaden siz elinizden geleni yapın gerisini Allah’a bırakın o eksikliklerinizi tamamlayacaktır derim. Bundan emin olabilirsiniz.Tavsiyem yapabildiğiniz kadarını yapmanızdır.Saygılarımla.


Soru :

Esselamunaleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu, 

ALLAH sizden razı olsun, 

Bugün talib-i hak olanın bu yolda peşinden gideceği mürşidi nasıl seçeceği konusunda vermiş olduğunuz ipuçları için,

ve şu zamanda evliyaya, tarikatlara ve tasavvufa kuduz gibi saldıranların karşısında

tasavvufu böyle güzel şekilde anlatan yazılarınızla vermiş olduğunuz cihad için,

gerçi yazılarınızın henüz sadece bir kaç tanesini okudum, ama okuduklarım size

bu e-mail'i geçmem için yeterli oldu,

müsaade ederseniz size bir şey sormak istiyorum,

Kimin Mürşid-i Kamil olabileceği konusu ile ilgili olacak sorum,

Tasavvuf klasiklerinden olan Müzekkin Nüfus adlı eserde, İbrahim A.S. ın kabedeki putları temizlemeden önce Cenabı Allah C.C. Cebrail vasıtası ile İbrahim A.S.'a kırk gün tenha bir yerde Kelime-i Tevhid'e devam etmesini bildirmiş ve bu kırk gün sonunda İbrahim A.S. 'dan izhar olan bir kudretle kabedeki putları alıp dışarı attığı

yazmaktadır. Yani İbrahin A.S. ın peygamberliğinin kemalatı bu kırk günün sonunda gerçekleşmiştir, yine aynı şekilde Peygamber Efendimiz S.A.V. 'in Hira dağında kırk gün geçirdikten sonra Peygamberlik görevi verildiği yine Musa A.S. ın Tur dağında geçirmiş olduğu kırk günden bahsetmektedir. Bu kırk gün bilmiş olduğunuz gibi "Erbain" olarak bilinir ve bazı tarikatlarda halvet olarak uygulanmaktadır. Müzekkin Nüfusa göre "Erbain" sünett-i resul dur. Sünnet olduğuna göre ve evliyanında sünnetten ayrılmaması gerektiği düşünülecek olursaki böyle kuvvetli bir sünete uyupda Mürşid olacak kimselerin Erbain'e girmesi gereklimidir. Bir kaynaktanda duyduğuma göre Hilafet Erbain sırasında verilir ve Resulullah S.A.V. in ruhaniyet Erbain sırasında o kişide tecelli eder.

Eğer vaktiniz olupda bu soruma cevap verebilirseniz çok sevinirim.

Allah yar ve yardımcınız olsun,

Esselamunaleyküm, 

E-Mail: ahmetagar@ixir.com

 

Cevap :

Sizin görüşlerinize yürekten katılıyorum , sadece Risalet veya Nübüvet Kemalatının 40 günde tamalanabileceği konusunda farklı görüşlerim var, bildiğim Hz. Muhammed (s.a.v) de  bu kemalat yaklaşık 23 senede istenilen seviyeye gelmiştir.

Kırk Gün halvete girmek veya efendimizin (s.a.v) Hira dağında yine kırk gün kalması gibi süreçler , yaşam boyu yapılan çalışmalarla ilgili küçük kesitleridir.

Beyan etmek isterim. Saygılarımı sunuyorum.


Soru :

Sayin Yuksel;

Sayfanizda prof.Nusret Kaya ile yaptiiniz sohbeti okudum ve sayin Kaya 'nin kitaplari icin Istanbul dan istekte bulundum. Baktiklari kitapcilarda maalesef kitaplari bulamamislar ve yayinevi adi istenmish..Bu konuda bir bilginiz varsa ve bana yayinevi adini mail ile gecebilirseniz cok memnun olurum..Umarim size sorun olucak bi istekte bulunmamishimdir.

Calismalarinizda basarilar diler , saygilarimi sunarim. 

Sema 

 

Cevap:

Değerli arkadaşım ,  yaptığım araştırmada Nusret Kaya nın eserlerinin sadece sistem yayıncılıkta mevcud olduğunu öğrenmiş bulunuyorum.


Soru :

Selamun Aleykum

Sizi Ahmed Hulûsi'inin sitesinden tanıdım linklerinizi
ilgi ile dolaştım.Ve maillere verdiğiniz samimi
yanıtlardan dolayı Allah sizden razı olsun.

Deccal öncesi yaşadığımız şu günlerde islamiyeti yeni
öğrenmeye başlayan genç birisi olarak deccal ve
Hz.İsa'nın ilimlerini araştırıyorum gerçek mesih'i
bilebilmek için ve vardığım sonuç; Hz.İsa ile Deccal
ikiside ilmin doruğunda,sistemin nasıl işlediğini
çözmüşler(eşyanın hakikatını biliyorlar)Ikisi de ışık
hızında hareket edebilecek,Ölüyü diriltebilecek
hayvanlarla konuşabilecek,ikisinin de müridleri din
adamlarından çıkacak ikiside sistemi çok iyi
açıklayacaklar insanlara.....vs peki insanlar,
hangisinin hakk ile hüküm verdiğini nerden bilecekler?
aralarında ki fark ne? tassavuf ehlinin de içinde
bulunduğu bu bocalama TEVHID anlamı içinde vuku
bulacak sanıyorum.Çünkü İmanın tek anlamına Allah'ı
kendinde bulma yolunda erersiniz. Allah'ın sınavı
buradada bitmiyor,kıyamet öncesi SON bir sınavı daha
var ALIMALLAH! EVET HAKKI BATILDAN AYIRAN SON SINAV
Allah'ı kendinde bulmadaki hz.İsa ve Deccal farkı

HZ.İSA "O ALLAH'IN TEKLIGINI KENDINDE BULUR HIÇLIĞINI
YAŞAYARAK HİÇLİĞİ EMREDEREK.(HAK OLAN ALLAH'IN
TEKLİĞİ)

DECCAL "O ALLAH'IN BİRLİĞİNİ? KENDİNDE BULUR
ULUHİYETİNİ YAŞAYARAK KENDİNE İNANLARA DA ULUHİYET
KAZANDIRARAK.(BATIL OLAN ALLAH'IN BİRLİĞİ)

katılıyormusunuz?Sizin bu vardığım sonuç hakkındaki
görüşünüz nedir?

katılmıyorsanız Deccal fitnesine 6-8 yıl gibi kısa bir
süre kalmışken Hz.Muhammed'in "dünya ömründe böyle
büyük fitne görmemiştir"dediği Deccal'in insanlara
iman konusunda hangi yoldan nüfuz edeceğini bana
bildirirmisiniz.

Do You Yahoo!?
Send instant messages & get email alerts with Yahoo! Messenger.
http://im.yahoo.com/

 

Cevap :

Değerli dostum , 

Anlaşılan bu konularla epey ilgileniyorsunuz. Ortaya koyduğunuz verilerden çıkarttığım sonuç bu.

Ne var ki , varlığı tanıma aşamasına Deccal ve Hz. İsa ikilisi ile yaklaşım sağlamanız bendenize pek mantıklı gelmedi. Mademki beni Ahmed Hulusi’nin linklerinden tanıyorsunuz şu halde , onun sayfasını çok iyi  etüd etmiş olmanız gerekir. Söz konusu bu sitenin tabanı Vahdeti Vücud ve yaşantısı üzerine kuruludur. Bu sitede ferdi olayların üzerine gidildiğini ben müşahade etmedim. Siz sanıyorum bu ilmi ve yaşantıyı ayrıntılar

 üzerine oturtarak, kıyaslama metodu ile bir yere varmak istiyorsunuz. Şahsen üzerinde durduğunuz çalışmaların bu şekilde bir netice getirebileceğini sanmıyorum. Tasavvuf  gerçekten çok uzun ve meşakkatli yollarla ulaşılan sabır isteyen bir konudur. Bağlantıları kolay elde edilemez.

Bu hususu dikkate almanızı tavsiye ederim. Kulaktan dolma bilgilerle bir noktaya varılamayacaktır. Madem ki bana sordunuz , ben de size bildiğimi söylüyorum.

Görüşüm bu düzeydedir. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.


Soru :

Sayın A..F.Yüksel, 

Sufizm ve Sufizm'in tarih içindeki gelişimi nedir. Bu konuda bizleri aydınlatabilirmisiniz? 

Hayırlı günler dilerim. 

Nilüfer 

 

Cevap :

Allah , Evren ve İnsan ilşkisini bir bütünlük içinde açıklamaya çalışan , insanın tümel varlığı tanımasında çalışmalarda bulunan bir ekoldür sufizm.

İlk sufistler olarak bilinen Ehli Suffa (ashabı Suffa) Hz. Muhammed döneminde Medine mescidinde barınanlar anlamına gelir.

Sufi ve tasavvuf değimlerinin ilk kez ne zaman kullanıldığı açıklık kazanmamıştır.

Tasavvuf ve sufizm Kur’an’ın özüne inen ilim ve zümre olarak  bilinir. Bir görüşe göre Sufizm İslam dininin ruhundan tümü ile uzaktır ve Hint kültürünün etkisi ile dolmuştur.

Tasavvuf ve sufizmde Allah korkusuna dayalı bir yaşam yine Allah sevgisi ile bütünleşmiştir. Araştırmacıların çoğuna göre belirgin bir biçimde Hallacı Mansur tarafından ortaya koyulan sufizm özellikle , Arabi , Abdulkerim el Ciyli ,Sadrettin Konevi ,Feriduttini Attar ve Mevlana gibi mutasavvıflarca algılanabilir bir hale getirilmiştir.

Bütün büyük sufiler tasavvufun bir hal olduğunu söylerler.Tasavvuf ise yaşam deneylerinden oluşur. Sufizm hem zihinsel hem de eylem bakımından çok özel durum arzetmektedir.


Soru :

"Sadece insanın günahları affedebilme gücü vardır."

bu nedemek -??????????

"Allah’ın dışında kimseye borç verme."

bide bu 

Tayyar Ulu

 

Cevap:

İlk sorduğunuz soru ile ilgili cümle , Hz. İsa’ya aittir.

İkinci sorunuz ise, Kur’anı Kerimde bir ayet olarak bulunmaktadır.

Sayın Tayyar Ulu ,

Bu konuda bildiğim bu.


Soru :

Mehmet Kara Bey çok uzun bir e-mail ile sorusunu sorduğundan , sorusunu buraya alamadık. Sorunun orjinali kendinde mevcut olduğundan , direk cevabını yazmayı uygun buldum.

 

Cevap:

Sayın Kara görüşlerinize saygı duyuyorum çok uzunca bir bilgi verdiğiniz için yayınlayamadım. Ayrıca yazınızı orijinal eserdeki fontlar word ile uyuşmadığından  tam olarak okuyamadım, diyebilirim.


Ahmet F. Yüksel
İstanbul
10.05.2000