E-mail
ler gelmeye devam ediyor. Aslında çok fazla gelmese iyi olur.
Yanlış anlamayın yayınlayamazsam korkusu bana bu duyguyu
hissettiriyor.Yoksa gönderilen her sorunun tek bir kelimesine
bile talip olduğumu ve bana birşeyler verdiğini biliyorum. Bu yüzden
elimden geldiği ölçüde cevap vermeye devam edeceğim.
Kendimi
okurlara beğendirmek görevim, sizlerden gelecek her türlü eleştiriler
de kabulümdür.
Şimdi
e-mail ve yanıtlara geçiyorum.
Mehmet
Deveci-Bodrum
50
vakit namaz hakkında 2 değişik hadis vardır. Rivayet edenlere
göre ifadelerde farklar vardır. Fakat Hz. Musa'nın müdahalesi
ile elli vakit günlük namazın beş vakte inmesi esasında
beraberlik vardır. Hz. Musa beş aktinde takat dışında olduğunu
azaltılması gerektiğini söylemiş ise de Peygamber
Efendimiz'in Allah'a daha fazla rica ve israra yüzü tutmadığı
söyleniyor fakat bütün bu vakaanın ceryanında hikmet ile
hareket eden Hz. Musa oluyor Allah'ımız güçlüğü iltizam
ediyor Hz. Muhammed yalnız yalvarıyor ve nihayet Hz. Muhammed'in
ricalarına dayanamıyarak elli vaktin beşe kadar inmesine
muafakat ediyor işte en büyük haksızlık Allah'ın Allah'lığı
tecelliyatına lûtfuna keremine merhametine yer
verilmemesindendir. bu manzara karşısında her müslüman Hz.
Musa gayrete gelmeyeydi halimiz neye varırdı diyesi gelir. Eğer
vakıa böyle cerayan etmiş ise bilelim ki Hz. Musa'yı gayrete
getiren Allah'tır.
Hz.
Muhammed'i yalvartan da Allah'tır Allah kendinin arzusunu gizlemiş
oluyor. Belki o zamanki insanların ruh haletlerine göre bunu
onlar icin faydalı bulmuş olabilir. Günde 50 vakit namaz
emrolunsaydı acaba 8 saat uyku ve 2 saat yemek haric kalan 14
saatte kaç dakikada bir namaz vakti girecekti şöyle ki 60 x 14
= 840 % 50 demekki 17 dakikada bir namaza durulacaktı bir vakit
namazın kaç dakika aldığını düşünerek bu 17 den
indirirseniz bu kalan mesela en çok on dakika içinde nasıl
vakit bulur çalısırdınız ekini kimler biçecek gıdayı
kimler getirecek geçinmek için günlük kazanç calışmasına
nasıl vakit kalacaktı.
Görülüyor
ki bu hadislere hadis demek hadise hörmetsizliktir. Mirac'ın bir
esası var, çünkü Kuran-ı Kerim'de yeri var fakat tarzı vukuu
ibtidai insanların rivayetine kalmışki tatminkar tarafı
yoktur. Bahusus Allah; müslümanların güçlüğünü ister gibi
gösterilmiş ki ne kuran muhteviyatına ne de Allahın Kemâl sıfatlarına
bunun uyar tarafı hiç yoktur. Her şeyin doğrusunu Allah bilir.
Sayın
Deveci, öncelikle şunu belirtmek isterim.
Hz.
Resulullah’ın yapmış olduğu Mirac’ı değerlendirmek ve bu
boyutsal yükseliş sırasında onun ortaya koyduğu verileri beşeri
ölçülere göre somut bir hale getirmek mümkün değildir. (Bakınız,
İnsan-ı Kamil, cilt 2 - 49.bölüm, Sidre-i Müntea)
Hadislerden anlaşılacağı üzere;
Hz.
Musa, Hz. Muhammed’ in Mirac’ ını müşahedesi sırasında,
aralarında geçen konuşmaların, bazı sorunların üstesinden
gelebilmek gayesine matuf olarak ve anlatım sadedinde kullanıldığını
düşünüyorum. Bu ikili mecazen insanlara namazın 50 vakit kılınmasının
çok zor olduğunu ifade etmek istemiştir. Bu konuşmaların
nihayetinde,varılan mutabakat gereği, Hz. Muhammed’ in bir
tanrının varlığına danışmadığı ve özünden gelen vahiy
istikametinde hareket ettiği görülmektedir
Namazdaki
rekâtların sayısının tedricen düşmesi, Hz. Muhammed'in yine
özüne yönelmesi ancak vahyin dışında bu bilgiyi edinmesiyle
alâkalıdır.
Esasen
hüküm, yani bir anlamda meleki boyutun beşeri boyuta müdahalesi
söz konusu olsaydı, bu oluş vahiy kanalıyla gelecek ve mutlak
olarak da uygulanması gerekecekti.
Diğer
taraftan beşeri mülahazalarla mecazi bir anlatım için, varsayımlara
dayanan hesap ve tespitlerin yapılması ve bu ölçütlere göre
söz konusu hadislerin yanlış şekilde yorumlanması maalesef
uygun bir düşünce tarzı olarak kabul edilemez.
Miraç
hususunda bir edinim sahibi olabilmek için, mutlak teklik yaşamını
algılamak, özellikle İhlas suresinde geçen Allah'ın Ahadiyet
vasfını iyice düşünmek ve bunun yanısıra mistizimde geçen
bazı cümlelerin günün koşullarına uygun olan bir biçimde kullanıldığını kabul etmek gerekir.
Allah’ın
rahmetinin hepimize ulaşmasını temenni ederim.
Salih
Algül-İstanbul
SAYIN
Ahmet YÜKSEL Bey;
Sayfanızı
çok beğendim, gerçekten iyi şeyler yapmak isteyen insanlarımıza,
özellikle gayretli olanlarına, örnek olacağı kanaatindeyin.
PCWORLD'de
Yrd.
Editör Salih ALGÜL
Sayın
Algül, Sayfamda gördüğünüz yenilikleri beğendiğiniz için
teşekkür ediyorum. Derginizi takip ediyorum. Ayrıca başarılar
dilerim.
Bora
Çiğdem-İstanbul
Selamün
aleyküm, birşey sormak istiyorum sayfanızdaki kırmızı yazılar
neden okunmuyor? hayırlı günler
“İkinci
nedenim ise şuydu,
Yazılarınız
basında devamlı yayımlanıyor mu?
sorusuyla
sık sık karşılaşıyorum. Bu vesileyle açıklayayım...
Efendim,
bazı basın kuruluşları ile dolaylı yolla da olsa irtibâtım
vardır.
Kırmızı
harflerle ana sayfada yer alan yazıların, bu kuruluşlarda basılmadan,
sayfamda açılması söz konusu değildir.”
Sayın
Çiğdem, haftanın sohbeti bölümünde “Kırmızı Çizgi”
başlıklı yazıdan, sorunuza cevap olacak bir
bölümü size aktardım. Herhalde nedenini açıklamış
oluyorum.
Ali
ER-İstanbul
Es-selamu
aleykum Ahmet Ağbilerim, sizi aslında belki biraz alâka bir
konu için rahatsız ediyorum, kusuruma
bakmayın, ilk sizler
aklıma geldiniz İstanbul'lu olarak (yanlış
bilmiyorsam), ben
sadece 2,5 senedir buradayım.
bu sene Allah nasip
etti bize de hac yapma imkanı doğdu kura sonrası,
fakat özel acente
kontenjanı çıktı bize ve benim hac için çalışan
acentalar hakkında pek
bir bilgim yok, sizlerden tavsiye almak istedim, yani belli bir
acenta ismi verebilir misiniz
sizin de daha önce
faydalandığınız ya
da iyi hizmet veren güvenilir oldugunu duydugunuz bir acenta ismi
?
İnşallah Allah bizlere de hakkıyla hac gorevini eda etmeyi
nasip eder, Ve tabii esasen hac ile ilgili öneri ve uyarılarınızı
da benimle paylaşırsanız cok sevinirim..
Allah sizlerden de razı olsun başta bizlere bu ilmin ulaşmasını
sağladığınız için ..
Hacca gitmede yol gösterme konusunda bize danıştığınız
için öncelikle teşşekkür ediyorum. Konunun ivedilikle çözülmesi
için e-mail adresinize kısa bir cevap yazmıştım. Daha sonra
Diyanet’ ten ve çeşitli özel kuruluşlardan yaptığım araştırmalara
göre, sizin bana soru sorduğunuz günde Diyanet’in ve özel şirketlerdeki
kısa devreli kontenjanların dolduğunu, bir aylık devrelerin açık
olduğunu, ancak bu devrelerde genel bir yaşam biçiminin
uygulanacağını ve hacı adaylarına özel yer ve yemek tahsis
edilemeyeceğini, yaklaşık kişi başına 1930 $ civarında bir
masrafın gerektiğini tespit ettim.
Size
ve Hacı adaylarının bilgilerine sunarım.
Ahmet
F. Yüksel
İstanbul,
05.12.1999
|