Dünya;
dedikodu, tartışma ve bahis kuyusudur. Bu kuyuya
düşersen sağlam çıkamazsın.
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.)
Dost olan LatifAli’ye
ilk gittiğimde uzun süredir aklımdan çıkmayan manayı
öğrenebilmek için iki elimi de kendisine uzattım..
“Parmaklarıma ve tırnaklarıma bakınız lütfen. Onları …
benzetiyorum ama işin içinden çıkamıyorum.
Muhyiddin Arabi
hazretlerinde okudum ki; “Allah’ın, celal ve cemal
adında iki eli vardır ve insanı bu iki eli ile
yaratmıştır” diyor..Ve ekliyor, “Aslında Allah’ın sadece
sağ eli yani cemal eli vardır” diyor…
”Sonra yine kendisinde
okudum ki, sol elin baş parmağı Hz. Ali(k.v),işaret
parmağı Hz. Muhammed(s.a.v),orta parmağı Hz. Fatıma
(r.a),yüzük parmağı Hz. Hasan(r.a),serçe parmak ise Hz.
Hüseyin(r.a)miş..
Ve sağ elimin baş
parmağı yine Hz. Ali, işaret parmağı Hz.
Muhammed(s.a.v),orta parmağı Hz. Ebu Bekir, yüzük
parmağı Hz. Ömer, serçe parmağı ise Hz. Osman’mış.”
”Şimdi size soruyorum,
bu parmaklarımın rakamları ve anlamı ne
demektir.?”Dostum bana tebessüm ederek baktı ve tuhaf
soruma:”Bilmiyorum evladım,siz tasavvuf yapıyorsunuz,siz
daha iyi bilirsiniz” demişti..Oysa, bende
bilmiyordum.Nedense bu soru hiç aklımdan çıkmıyor,
sürekli parmaklarıma bakıp duruyordum ve tasavvufun” t”
sinde haberim bile yoktu, hala da yok mesela..Sadece
etrafımda olan bitenin dedikodusu ile tasavvuf
severlerin magazinini yapıyorum..
Yazdıkça
anlaşılamıyordum. Ben, kendimi biraz anlıyordum. Bir de
beni, benden iyi anlayan iki dostum okuyordu .Ama her
gün yeni adreslerden mailler alıyordum ..Tüm Ali
severler hep isimleri Ali olarak beni
selamlıyorlardı..:)
İlerde bir gün;
dostlarım LatifAli’ye dedim ki:”Ben sizi çok sevdiğim
için, tüm Ali severler beni seviyor biliyormusunuz ?
Dostum LatifAli
:”Ali’yi sevmek çok kolay ,bizim de ismimiz Ali .Ama
asıl maksat A’Lİ olabilmektir..A’Lİ olanı sevebilmek ve
onu anlayabilmektir dedi..
Orada olan, AliLatif
dost ise hayal defterimin bir sayfasını açtı ..Buraya
,küçük kızım bir insan sureti çizmişti .Yüzü
boştu..Kalemle o yüzün tam ortasına Ali Ulvi Kurucu
Hazretlerinin adını Arapça olarak yazdı..”Bak,okurken
yada şu şekilde bakınca alevi şeklinde okunur bu isim”
dedi..Yani ALİ EVİ..İşte, Ali Ulvi Ağabeyimi de o yüzden
aleviler çok severlermiş..O’ da dermiş ki:” Eğer sadece
sevmek ise Alevilik, benim kadar Hz. Ali’yi
sevemezsiniz..”
Hz. Ali, Hz.
Muhammed’in şeriatından ve sünnetinden zerre ayrılmadı
ki..Onları ayırmak, nasıl sevmek oluyor?diye düşünmeye
başladığım ilk gün, o gündü işte.
Kendimde küçükken bir
hayali-suretperest olarak masal resimlerine bile aşık
olurdum..Bir gün Hz. Ali’ye isnat edilen o resmi gördüm
ve hayatımın aşkını buldum.:)Çok küçüktüm ve onunla
evlenmek istiyordum ama bunu isterken hep Hz. Fatıma’yı
üzeceğim için çok utanıyordum.Benim Ali sevgim de benim
için en yücedir ve kimse bununla boy ölçüşemez. Çünkü
her insan tek ve özeldir..Kimse kimseyi ne anlayabilir,
ne bilebilir sadece ikisi bir vücud olanlar TEVHİD-birliğine
erenler birbirlerini anlayabilirler..O hırkanın
altındakileri de asla hırkanın dışındakilerin
anlayamayacağı gibi değil mi?
Ben, Hz. Muhammed ve
Ehl-i Beyt’ini yazacak durumda olmadığım için onları
anlatamam..Buna layık değilim..Kendimi onları anlayacak
halde hissettiğimde ancak onlardan bahsetmeye
çalışabilirim, eğer izin verirlerse tabii..
Ehl-i Beyt’in de her
şey gibi, sonsuz anlamı olabilir düşündüğümüzde. İlk
evvela, mesela kendi ehlibeytimize bakmamız lazım..
1 Başım, 2 kollarım ve
2 bacaklarımla; bu beşliyi giydiren ten hırkamla da bir
manada kendimin ehli beytiyim ben, değil mi..? Sizde
öylesiniz..
Bedenimin üzerinde her
an sonsuz ben doğup ölmekteyse eğer ve ben onların cem
olmuş hali isem; camiimdeki imam da benim ..Ve tüm
bunların olup bittiği bedenimi örtmemeden doğal ne
olabilir ki..Örterim bilgiyi namahrem için, örterim
bedenimi üzerimde her an gerçekleşen vuslatın hayası
için gibi sonsuza giden manalar çıkartabilirim hemen..
Ama bilmek yetmiyor
ki.Artık bilgi yağıyor ve hepimiz biliyoruz.Ya
yaşamak.En zoru bu.İstediğin kadar bil, yaşamaya
geldiğimizde kendi adıma solda sıfırdan başka bir şey
olmadığımı gayet iyi bilmekteyim... Benim iki elimin ve
ayaklarımın, beş duyumun işlediği her sevap yada günah;
benim benden akıp giden ameli bedenlerim olmuyor
mu..?Cehennemimin halkı ve cennetimin halkı ben miyim o
zaman..?Henüz kendi ehli beytimden bi haberken, ben
nasıl hakiki Ehl-i Beyt-i anlayabilirim ki?
Ehl-i Beyt-i eskide
kalmış sananlar yanılıyorlarmış..Bugün de Ehl-i Beyt-in
manasını taşıyanlar varmış..Ehli olanlar öyle diyor
hep..Neden birbirimizi horlayıp,ben daha çok
biliyorum,sen daha az biliyorsun,bu işi en iyi ben
anlatabilirim,sen cahilsin diyerek ezeceğimize, bugün
yaşayan Ehl-i Beyt-i aramak için niyet edip bir adım
atmıyoruz ki?
Bendeniz gerçek bir
mirasyedi olarak doğmuşum..Bu mirasyedilik bizim güzel
Türk milletinin genelinde var, kıymeti bilinemese de var
işte..Bu ülkeyi asla 2.-3. dünya ülkesi olarak
görmedim.Görmemde ..Geri kaldığımıza hiç kimse beni
inandıramaz.Kim diyorsa biz geriyiz, işte o kendisi
geridir..Sadece çok çocuk ve saf bir milletiz..Ali
Öztaylan Hz lerinin hep dediği gibi “Türk’ü değerli
kılan; İslam’a imanıdır. Türk’ün elinden imanını
alırsanız Hülağu askerlerinden beter olurlar” sözü çok
manidar ve doğrudur bendeniz için..İslam, bu çocuk ve
alıngan-CÖMERT -CESUR olan millete şefkat
vermiştir..Cömertlik=yolun başında sadece cömertler
durabilirmiş..
Alıngan ve safız,
mesela:Kriz var dediler diye krize giriyoruz ,biri
Merkür rötarda dedi diye düşüncelerimizi eylemlerimizi
rötara sokuyoruz..Merak edip astroloji ile uğraşan
birine sordum.Öğrendim ki, Merkür aslında güneşe daha
yakın olduğu için, dünyadan daha hızla güneş etrafında
döndüğünden bize göre rötarda gözüküyormuş.Aslında böyle
bir mana neden konmuş bilinmiyormuş..
Hiç Allah’ın sistemi
rötara girer mi yahu?Allah aciz mi ki her ay kendisini
rötara soksun ..Oysaki bir kişi, bir insan-ı Kamil’e el
verdiğinde o an ölmüş ve o an yeniden dirilmiştir değil
mi?Artık ona hangi maddi ilimle anlaşılabilecek
astroloji etki edebilir ki..?Tüm geçmiş
bitmiştir..Yeniden,o gerçek güneşinde doğmuştur..O,
güneşin yörüngesinde onun hüzmesindedir.O daima aslan
burcundadır..Bunlar da benim içimden geçen, sadece beni
bağlayan, kimseyi incitmesini istemediğim sesli
düşündüğüm, aciz düşüncelerimdir vesselam.
Evet, bir mirasyedi
olarak bendeniz bilmeden Hanefi mezhebinde ve İslam
olarak doğmuşum..Hiçbir zaman aklıma bile gelmedi; İslam
ne demektir,Hanefi ne demektir ?Nasıl
doğdumsa-öğrendimse öyle yaşıyorum ,hemen hepimiz
gibi..Ne zaman ki yazmaya-kendi kendimin dedi-kodu sunu
yapmaya başladım hayatım değişti..
Bir senedir;çok değişik
Ali severlerden, çok değişik şeyler öğrendim..Hiç
bilmediğim manaları, onların gasbettiği-el koyduğu,
Muhammedilerin gerçek mirası olan nefeslerin,evliyanın
menkıbelerinden öğrendim..Sır sır deniyor..Ben bu cahil
ev kadını halimle o ilahilerde,nefeslerde,menkıbelerde
sır olmadığını nasıl anlıyordum, hep hayret
ediyorum..Oysa ki herkes, sır sır diyordu.Sır filan
yoktu ki. Bulan yazmıştı, hepsi ortalıktaydı..Kimsenin
sustuğu filan da yoktu..Hepsi yana yana anlatmışlardı.
Nasıl susabilirlerdi ki, nasıl?.Bulamayanlar onları
anlayamadığı için ve sır aradıkları için en sade,en
yalına değil hep kavramlara ,bilinemeyen manalara takılı
kalmışlardı da ondan..Sır kendinde!!Neden kendine
bakmıyorsun ey insan? diye ne çok söylüyor halbuki
ilahiler-menkıbeler değil mi?
Neyse, işte ben bu
Muhammediliğin el konularak gasbedilmiş-zabdedilmiş Ehl-i
Beyt-inin sanal alemdeki kliplerini izledim geçen yıl
sürekli..Sadece takılı kaldığım bir kaç nefes di
tabii.Öyle fazla zeki olmadığım için bir iki tane bana
yeter de artardı bile..Birini anlasak kafi zaten..işte
her gün dinlediğim bu inanılmaz güzel bir klibin altında
öyle çirkin yorum ve kavgalar oluyordu ki,insan okurken
utanıyordu..Bunlar mı Muhammedi, bunlar mı alevi..Bu
küfürleri nasıl edebilirler, kimse neden dur
demiyor.?.Bu sözleri nasıl yayınlarlar diye perişan
oluyorsunuz..Ama sizi kimse dinlemez tabii .Onlar
İslam-İMAN peşinde değiller ki ,onlar Ehl-i Beyt-i
sevmiyorlar ki,onlar Ehl-i Beyt’e küfrediyorlar..Yani
Kerbela..Aynı bugün, her an yaşanmakta olmuyor mu o
zaman sizce?
Akıl etmiyorlar: Başı,
“TESBİH-İ
İMAMESİ HZ.MUHAMMED OLAN DEVLET-İ A’LİYE NİN
sıralamasında Hz Ebu bekir, Hz Ömer,Hz. Osman ve onu
kapatan mühürleyen bir Hz. Ali var..Kapıyı açan Hz.
Osman’ın hayası ile edeblenecek, Hz..Ebu Bekir’in
adaleti ile hakim olacak,Hz. Ebu Bekir’in sıdkıyeti ile
yakin- dost olacak ki ancak Hz Muhammed ,o nun elini
tutsun değil mi?Adam daha kapıya varamamış Ali- Ali
diyor..Kapı, seni yanına yaklaştırır mı ki.?.Sende
yaklaşamadığın ciğere murdar dersin ve Ehl-i Beyt’e ve
onların dostlarına habire küfreder durursun.Bu nefret
yaklaşamadıkları için. Sevgiden filan değil…
Bu fakirde kapılarda
kalakaldığına inandığı dönemlerinde,daha geçenlerde ahh
demişti bir gece. Yarın sabah kalkayım tüm sayfayı Ali
nefesleri ile doldurayım..Sabah uykusunun ekranına
babası şunları yazmıştı..
”ALLAH,
MUHAMMED’SİZ BEŞ KURUŞ VERMEZ”
Büyük bir utançla
uyandım Hemen tövbe ettim ve o yazıyı yazmadım çok
şükür..Bu yazımı da makus talihimi aşabilmek için, artık
kapıdan geçebilmek adına yazıyorum ..
Şunu düşünmek lazım.Hz
. Muhammed; Kabe de kendisini taşıyamayacağını söylediği
Hz Ali’ yi ısrarla omuzlarına çıkartıp en büyük putu
O’na kırdırttı değil mi.?İşte bu, hepimizin uzun uzun
tefekkür etmesi gereken yegane şey belki de..Burada sır
filan da yok..Her şey açık ve net yazılmış zaten her
yerde var..Putu kıran Hz. Ali her yerde sadece Hz.
Muhammed’i görmüştür..
Miraçta perdeciye
takılıp, perdenin ardındakini unutmak gibi bir şey
bu,bizim takıldığımız..
Neden perdecide
takıldık.?.O perdeci yi kaldırmak gerekmiyor mu
aradan..Tabii ama ne zaman iş bitince vesselam:)
Sadik
Yalsizucanlar ;Anka'dan
hırka'nın yakasında ne
yazıyor?
sabır,şükür ve
ikram....
eteğinde ne yazılı?
Ehad,Samed,Ferd ve
Veli...
hırkanın içi,pirden
hidayet bulmaktır,dışı nurdur,iğnesi,pire teslim
olmaktır.hırka giyerken abdestli olmak,gözyasi dökmek
"dervişlerin dervişliği bundan ibarettir"demek gerekir.
Sinan Ummi'den hırka
giydin.
külah verildi sana.
külah dört
harftir.birincisi kaf'tır;az konuşma anlamına gelir.
bundan böyle az
konuşacaksın.
ikincisi
Lam'dır,herkese iyi davranmak demektir.
dundan böyle kimseye
kötü davranmayacaksın.
üçüncüsü Elif'tir,O'nu
çok anmak demektir,bundan böyle daha çok zikredeceksin.
dördüncüsü
Ha'dır,hidayet ondan demektir,bundan böyle dileklerin
kabul olacak.
Sinan Ummi sana kuşak
bağladı.
yedi bağı vardır
onun,cimrilik bağını çıkarıp cömertliği yerleştirir.
gaflet bağını çözüp
kanaati yerleştir.
öfke bağını çözüp
şefkati yerleştir.
kibir bağını çözüp
alçakgönüllülüğü yerleştir.
isyan bağını çözüp
itaati yerleştir.
bil ki bu Adem'e
bağlanan kuşaktır.
Sinan Ummi sana süpürge
verdi,keşkül dolaştırdı....
keşkül,besmeleyle
tekbir getirmektir.
süpürge,dervişlerin
yanında alçakgönüllü olmaktır.
Sinan Ummi sana seccade
ve edep verdi
olgunlaştın,klavuzun
sana alem,seccade ve zembil verdi,seni meşakate sürdü.
kandil,manevi
yolculugunda yolunu aydınlatır.
seccade edeptir.
seccade beş harfir.birincisi
sin'dir,zihnini koru demektir.
ikincisi
cim'dir.celale,büyüklüğe işaret eder.üçüncüsü
elif'tir,Allah'ın adını çok an,demektir.dördüncüsü
dal'dır.
dünyayı gözden
çıkar,onu terk et demektir.
Sinan Ummi sana terk
etmeyi öğretti.
sen her şeyi terk
edersen,şeylerin seni terk etmessine fırsat vermezsin.
terk etmeden elde
edemezsin |