Elmas Kılıç
Nazım Akpınar
 

Kılıç sembolü,bildiğimiz gibi bir çok mitoloji ve efsanede kullanılan önde gelen güç sembollerinden birisidir.Kadim dönemlerden günümüze bir çok kahraman şahsiyetin elinde gücün ve hakimiyetin ve dahi tasarrufun simgesi olagelmiştir.Conan’dan büyük Türk Hükümdarı Attila’ya; Kral Arthur’a kadar bir çok efsanevi halk kahramanının elinde sihirli bir güce dönüşmüştür.Afaki olarak demirden ve ve bazı elementlerin karışımından elde edilen kılıç,enfüsi yönüyle insandaki manevi güç potansiyeline karşılık gelmektedir.Şahı Velayet Hz.Ali’nin Zülfikarını ele alacak olursak,İmam Bakır’dan rivayet edilen ve Ümmül Kitaptan alınmış bir ledünni bilgiye göre Zülfikar, nurdan hasıl olan ve konuşan hayat ruhudur (ruhu’l-hayat-ı nâtıka-i nurani).Aynı zamanda inananların,acizlerin,fakirlerin ve hak edenlerin iman ruhudur. ] Samsâm, koruyucu ruhtur (ruhu’l-hıfz). Kakmâm, düşünce ruhudur (ruhu’l-fikr). Zırğâm, ilim ruhudur (ruhu’l-ilm). İslam ve Müslümanlık, Ali’nin bu dört kılcıyla tamamlanmıştır.) denilmektedir.Züfikar bir çok anlam derinliğine sahip bir kavramdır aynı zamanda.Hakikat bilgisinin de sembolü olduğunu söyleyebiliriz.Ayrıca Adalet Kılıcıyla da paralelliği söz konusudur.Zira Mistik Kabalada Adalet kılıcının, kaba kir ve tortuları yaktığı ve kutsal olanı açığa çıkardığından söz edilmektedir.Buradaki tortudan kasıt,insandaki günah kelimesiyle sembolleştirilen negatif enerjilerden oluşan astral tortulardır.Hakikat ilminin nuru(Zülfikar) batıni olarak enfüste zuhur ettiğinde insandaki bu astral karartılar dağıtılmakta  ve insanın öz bünyesindeki nur potansiyeli açığa çıkmaktadır.

D&R yayınlarından çıkan Elmastraş isimli bir kitabı kabataslak inceleme fırsatı yakaladım.Kitabın ilginç özellikleri hemen dikkatimi çekmişti.Öncelikle kitap,kadim Tibet ve Hint Bilgelerinin, yaklaşık olarak 2500 yıl önce kaleme aldığı bir irfan öğretisi niteliğinde.Üstatlardan büyük gizlilik ve titizlikle talebelere aktarılarak günümüze kadar taşınmış ezoterik(içsel,batıni) bilgileri ihtiva ediyor.Kitapta bulunan gizli potansiyel, bir elmas panele benzetilmektedir.Bildiğimiz gibi elmas çok değerli bir cevherdir ve sadece kendi cinsinden bir taşla çizilebilmektedir Elmasın optik özellikleri ona güzellik ve kıymetli ziynet eşyâsı özelliğini vermektedir. Işığı kırma indisi çok yüksektir (2,417). Yâni içeri kabul ettiği ışın yansıttığı ışına göre fazladır. Kezâ ışını disperse etme (yâni, beyaz ışını renklere ayırma) kâbiliyeti de oldukça yüksektir. Radyasyonları tutma özelliklerine göre iki tiptedirler.

Birinci tip, görünen ışını absorbe edenler (soğuranlar, emenler); ikinci tip ise, morötesi ve kızılötesi ışınları absorbe edenlerdir. İkinci tip elmaslar tabiî hâlde mâvi renklidirler.

Elmas, mükemmel bir elektrik izolatörüdür. Kezâ ısı iletkenliği en yüksek olan maddedir. Bu özelliğinden dolayı zarar görmeden kesilebilir.

Bahsi geçen kitapta bulunan gizli potansiyel,her zaman, her yerde ve her an mevcuttur.Çevremizdeki her insan ve nesne bu potansiyele sahiptir.Bu potansiyel her nesneyi ve insanı çepeçevre kuşatmış ve sarmalamıştır ama görünmez bir mahiyet taşır.Kimse bunu kolay kolay farkedemez.Kitabın amacı,insana bu potansiyel gücü nasıl kullanacağını öğretmektir.Ayrıca iç huzuru yakalayarak hayatta başarılı ve mutlu olmanın yolarını göstermektedir.Kitabın yazarı Geshe Michael Roach, özellikle Budizmle ilgili araştırmalarıyla tanınıyor.Özellikle yazarın bu kitabına dikkati çekmemin sırrı ve hikmeti kitabın isminde saklı. Hint mitolojisinde vajra, Tanrılar'ın Kralı İndra tarafından tutulan bir şimşek - silahtır. Yunan mitolojisinde Zeus'un taşıdığı yıldırım benzeri olarak kabul edilebilir, en azından doğal yıldırım fenomenini temsil etmesi açısından. , Budizm'in üç ana dalından biri olan Vajrayana'nın sembolüdür. Sanskritçede vajra, yıldırım, elmas anlamlarına gelmektedir.

Bu elmas ve bilgi bütünselliği bana İslam düşünürlerinden Bediüzzaman’ın kaleme aldığı Risalei Nur Külliyatının bazı hususiyetlerini hatırlattı.Bunların en başta geleni, eserin, bizzat müellifi tarafından elmas kılıç olarak vasfedilmesi ve tasvir edilmesidir. Risaleler, ona  sahip olan ve meşgul olan bir insanın elinde elmas bir kılıca dönüşmektedir.Nursi,iman nurunu referans alarak Risalelerin manevi bir elektrik olduğunu belirtmekte ve insandaki iman kuvvesini pekiştirerek ona güç kazandırdığından bahsetmektedir.Eserlerdeki manevi enerji potansiyeli sayesinde insan evrene meydan okuyabilecek bir güce erişebilmektedir(Bazı insanlara abartı gelebilir).Yani Elmastraş kitabındaki bahsettiğimiz potansiyelin bir benzeri,Nur Risalelerinde de mevcuttur diyebiliriz.Biz sadece basit bir mukayese yaptık.Bazı taşların zihninizde yerine oturduğuna kaniyim.

Bediüzzaman’a göre iman nuru, öyle bir nurani iksirdir ki; kainatın ya da maddi alemlerin altında duran ince yazıları ve manaları açığa çıkarıp, sır olmaktan kurtarabilmektedir.İksir kavramı da bir çok mit ve efsanede kullanılan ve değişik anlamlara gelen bir terimdir.Öz anlam olarak  insana ölümsüzlük bahşeden herşey için kullanılır.İksirin yenileyici ve şifa verici olduğuna inanılır. Bu terim ilk önceden simyagerler tarafından (aynı zamanda felsefe taşı olarak bilinen) basit metalleri altına dönüştüren, hastalıkları tedavi eden ve yaşamı uzatan maddeyi tanımlamak için kullanılırdı.Yazımızı ezoterik bir şiirle ve kısa bir duayla noktalayalım:

Somayı içtik ve ölümsüzleştik

Tanrıların keşfettiği ışığa eriştik.

Bize artık hangi şerlik işler ki?
Ve ölümlülerin kini bize karşı neye yarar ki!!

“Vahdet şarabını içerek som tekilliğe vasıl olduk ve bu sayede ölümsüzlük sırrına eriştik.İlahi özelliklere kavuşan Hak erlerinin keşfettiği azim sırla mutlak ışığa kavuştuk.Bize bu mertebeden sonra hangi şer güç tesir edebilir ki? Bedensellik mezarında tutsaklığa mahkum olmuş ölümlülerin kini bize karşı faydasız ve tesirsizdir.”

Allahım bizleri de eşsiz hazinene kavuştur.Elmas gibi değerli,zülfikar gibi aziz kıl…

 

 

 
 
Samsun - 24. 11.  2009
ahad103@hotmail.  com
http://sufizmveinsan.  com