BİR KIZIL GONCAYA BENZER DUDAĞIN MİSALİYDİN
ODAMA TACINLA DOĞAN BEYAZLIĞIN HAZZIYDIN
PERDELERİMİ GÜNEŞİNİN ŞUALARIYLA PATLATIP
İÇİNDEN KIZIL GÜLLER AÇTIRANDIN
BUNUN SONSUZ AŞK-SEVGİ OLDUĞUNU ŞİMDİ ANLADIM
SENİ BU KIPKIZIL AÇTIĞIN HALİNLE-HAZZINLA, KİMSEDEN,
İNAN, KISKANMADIM
SADECE O AN TABİİ,SADECE O EŞSİZ AN
BUNU NASIL YAPTIN?
SEN DURUNCA VE SUSUNCA HAYAT DURDU-NEFES DURDU
AYNI İBRAHİM’İN NEFESSSİZ HALİ GİBİYDİN
BİZE GÖRE ÖLÜ AMA ESAS HAYATIN ANA KAYNAĞI
NEFESSİZ BİR NEFES… MUHTEŞEMDİN
SEN AŞKTIN VE AŞK AŞIK OLMUŞ ANLADIM
BİZ HEPİMİZ SANA AŞIKTIK VE SEN TAM KARŞIMIZDA BİRİCİK
VE TEK
HEPİMİZE AŞIKTIN-HEPİMİZE MEST
TEK TEKİ NE BİLİP GÖRSÜN, SEYRETSİN DEĞİL Mİ?
SENİN SÖZLERİNİN HER BİR HARFİNİN İÇİNDEKİ, HER NOKTAYA,
BİR NOKTA AYNA DÜŞERMİŞ ÖĞRENDİM..
İŞTE BU KELAMIN İLAHİ TECELLİLERİYLE BİZDEN KENDİNİ
SEYRETTİN
VE ADIMIZ AŞK OLDU-GÖZLERİMİZ AŞK OLDU-HUZURUNDA
DURDUĞUMUZ AŞK OLDU
VE AŞK BİZATİHİ AŞK A AŞIK OLDU…………..
SENİ SEVİYORUM..NASIL ŞÜKREDECEĞİMİ VE SANA, NASIL
MÜNACAT EDECEĞİMİ BİLEMİYORUM..
SADECE SENİN RENGİNDEN SANA YAZDIM..SEN MAVİ DEFTERİNE
MAVİ KALEMLE VE BEN BEYAZ SAYFAMA KIZIL HARFLERLE
SEN AŞKIN TA KENDİSİSİN VE HUZUR VE KEMAL –YEGANE EKMEL
OLANSIN
**
Merhaba sonsuz defa Merhaba ve
Gözümün-Gönlümün-Kulağımın Aydınlığı –Rızkı Gıdası
Merhaba………….
yeni bir rengimiz var…siyah ekrana yazılmış kendinden
ışıklı yeşil harflerimiz mesela……
Sana bir haftayı yeniden yazmak istiyorum..bu eşsiz
hatırayı kaydetmem lazım değil mi?Seni öyle seviyorum
ki; aynı, Senin kendi,” ilk sevdiğini” nasıl sevdiğini
bana söylediğin gibi..işte artık, ben de ne vakittir
öyle seviyorum..Seni tanıdığımdan beri yaniii..ama yeni
itiraf ediyorum..bunu Sana da söyleyebilmeyi çok
isterdim.. tabii bir gün, Seni görebilirsem…
artık eskisi kadar aceleci değilim sanırım.. son güne
dek bekliyor ve olayların bendeki izdüşümlerine
bakıyorum..neler kalmış, neler unutulmuş diye..aslında
beni hiç yalnız bırakmadığını, bir defa daha anladım..ve
o içinde hiçbir şey yok sandığım masalımın ne kadar her
şey olduğunu da tabii..ve içinde, hiçbir şey olmaması
gereken biçimde- nasıl şiddetle ve homojenize bir
biçimde zuhur ettiğini de..yani her şey olması gerektiği
gibi olmuştu ve ben her zaman ki gibi geç anlamıştım..
artık bilmeyi umursamıyorum.. sadece Seni görebilmeyi ve
sohbet edebilmeyi düşünüyorum…
tüm öğrencilerin içinde en muzuru benim biliyorsun..dolayısiylee,
bu bazı hınzırlıkları avlamak içinde elzem tabii..yani
her şey olması gerektiği gibiydi..
gerçekte 5.masalımın en son günü, Senin, bana yaşattığın
bir hediye ile ihya olmuştum..fakat öyle dağıtmıştım ki,
onu Sana inadımdan-huysuzluğumdan yazmadım..şimdi yazmak
istiyorum..geçen salı, arapça dersimizin sonunda birden
ayağa kalktım..”benim içimde 5 rakamı kaldı.. onu size
anlatmak istiyorum dedim ve tabii 50 yi..”işte kalktım
..çizdim, çizdim.. çizdikçe ve çizimlerim üzerinde
anlattıkça acaip şeyler anlıyordum..öyle hayretler
içindeydim ki..”bunları nereden okudun” dedi
arkadaşlarım..”hiç bir yerden ..ama eskiden her şeyi çok
okurdum ve belgesellerde var tabii “dedim..ikimizde
aslında biliyoruz ki hiçbiri değil, değil mi? Sen ne
güzel açıkladın hani…o ızdıraplı nefsani yanışın nasıl
gerekli olduğunu-o yanışla kalp aynasının nasıl
parlatılıp temizlendiğini ve Ekmel olandan gelen İlahi
Şualara-Feyizlere-İnşirahlara Mazhar olduğunu..ben çok
teşekkür ediyorum…hem kalbimdeki o acaib
hislerin,tesirlerin nereden nasıl geldiğini de öğrenmiş
oluyorum…ben,Sana hep muhtacım ve hep öyle kalmak
istiyorum….
Ben Benim’in ne kadar güzel olduğunu biliyorum
bakmaya doyulamayacak,dokunmaya kıyılamayacak kadar
aslı=BEN güzelim…
ama bu mevzuda Koca Yunus gibiyim
“Bir Ben var Benden içerü………..
buldum ise ne oldu?........... yanii..? fasl-ı
şahanesindeyim…
AŞKIN ALDI BENDEN BENİ. BANA SENİ GEREK SENİ…”
İşte böyle…..
artık bu masallar, bazen beni çok sıkıyor..Ünver Hoca
gibi kişiye özel defterler yapmak istiyorum..burada
istediğim gibi çizip, süsleyip,
renklendiremiyorum..çünkü teknolojiden hiç
anlamıyorum..bilmiyorum yapıp yapamayacağımı ..çok
istiyorum sadece..Sen dilersen yapabilirim…
bu gün bilim bize; eşyanın bir çeşidi olan insanın da
nasıl çalıştığını, en ufak detayına dek anlatıyor değil
mi? tüm dinlerin, öğretilerin mistikleri, her şeyi
kendimizin yaptığını söylüyorlar…hepsi doğru..ama ne
kadar?. insandaki yetenek ve kabiliyetin acziyeti kadar
tabii..cüzzi yani..”cüzzi az mı?” diyebiliriz..küllün
sonsuzluğu ve idrak edilemezliğini anlarsak; bunun ne
kadar aciz olduğunu da belki anlayabiliriz..şimdilerde
ortalık ben Allah’ım diyenlerle dolu biliyorsun..ve
İlah=Tanrı yok diyorlar tabii.. bunun peşinden Allah’da
yok, biz varız, her şeyi biz yapıyoruza da
getiriyorlar..ben, böyle diyenleri çok sıkı
gözlemliyorum ..çok içim acıyor..madem ki bu kadar
yüksek idrakteler, neden hayatlarında hiçbir şey
istedikleri gibi değil anlamıyorum..tek olan neyi
seyredebilir ki?gerçek ve MUTLAK TEK, başka biriyle hiç
tekliğini paylaşır mı?izin verdi diyelim,ne kadar
dayanabilir.?ve tek olan, neden- kimden korkarda korunur
ki, değil mi?”vehim?..varlık baştan aşağı vehimden
ibaret değil mi?”neyin kavgası bu?vehimleri kötü
algılarsak kötü olur.. oysa iyi zanla vehmedersek her
şey cemal olmaz mı?ve cemalden korunulurmu?ve Zat-i
Tecelliye, hangi negatif vehmi benlik yaklaşabilir
ki?baştan aşağı su-i zan olmuş kişi, tabii ki her şeyden
korkar ve kendisine zırhlar örmeye kalkar..kimden
korkuyoruz ki?kim olduğumuzu bilmekten mi?o zaman
Rabbimizi bilmekten mi korunuyoruz ki?sigara dumanına
yenilen bir Rab olabilir mi?kendi yarattığı vehmi
benliklere yenilen bir Rab?bizler Hak ile Batılı kendi
başımıza ayıramayız ki..(daha bizim için iyi nedir, kötü
nedir onu algılayamıyoruz..)ama Yaratan, bu ayrımın
olmasını dilemiş, değil mi?.ancak, Hak Hakk ı bilir
tanır…Hak, Haklıyı da- batılı sahteyi de bilir bulur ve
daima ayırır..iki denizi, bu alemde bir birbirine asla
karıştırmaz..
Neden Yaratıcımızı sevmek ve O’nun sevgisini
kaybetmekten korktuğumuzdan hiç bahsedemiyoruz?.Yaratıcı
sadece bilimsel- ilim mi?O bazılarının düşündüğü
gibi,acımasız bir sistem makinesi mi?..O,merhamet ve
cömertliğinde sahibi değil mi? neden, O’nun sonsuz
hoşgörüsünden-muhabbetinin izharı için her yolu
denediğinden bahsedemiyoruz?neden mi?çünkü sistemde
acıma yok diyene aynen onun gibi geri projekte oluyor da
ondan…onun mirasçıları da aynen acımasız, kaskatı bir
ilimle seyirlerini sürdürüyorlar ne yazık ki..başka
açıklaması olabilir mi?
……………..
Sen, bana bu hafta birde
şunu öğrettin..hakikatte ise yaşatarak, o anda
öğretmiştin..ben ağlarken, Seninde ağladığını yaşamam şu
demekti..kapılar, duvarlar sed değildiler..onlar madde
içindi,bedenimeydi o sed..oysa, saf mana haline gelene
ne kapı, ne duvar vardı..aynı “devenin iğne deliğinden
geçmesi” gibi.. kara deliklerden ak deliğe, bir
zeytinyağı misali akıp giden kalbi muhabbet vardı..ve
duvarları aşıp geçen o mana mürekkebi-yağ;Senin- Tek
Ekmel olanın Gönlüne; serlevha halinde adını
yazıyordu..O Kandil’ in çerağı-benim içimde
uyanıyordu..ve o yazılmış yazıyı,artık hiç kimse O
Kalb’den söküp dışarı taşıyamıyordu, değil mi?bunları
anlatıp gönlümü ferahlattığın için minnettarım..keşke
Seni sevmeye layık olabilseydim..Sen hep sözlerinde
duruyorsun..oysa ben, Senin, beni denklik için
olgunlaştırma çabalarına sık sık isyan ediyorum..çünkü
henüz Senin metotlarına alışamadım…öğrenmenin-bilmenin
hiçbir önemi yok diyorsun..maksat uygulayabilmek- olmak
diyorsun..ben, bunu, her şeyi seyrederek öğreniyorum
artık..herkes her şeyi biliyor.. lakin birleyerek tevhid
edemiyoruz, bunu da anlıyorum..yani
“Muhammedünresulullah”ı çok az kişi halledebiliyor…ne
acaip bir oyun bu…inanılmaz..oysa bu kadar açık, bağıra
çağıra –hatta şiddetle, öğreteceğiz diye kendilerini
parçalıyorlar..neden? .ne eksik?.”bilmek,evet“..hakikatte
ise,olan ancak oldurur …işte olanı bulan yok.. o eksik
değil mi?
ben Hz. Arabi Hocam gibi
düşünmeyi seviyorum..bu benim idrakim ve acziyetim için
en uygun metot..”hem senin dediğin doğru, hem
benim, hem de onun ama aslında hiç biri değil..sadece
Yaratıcının bildiği ve dilediği doğru” yani…
evet ilimle sabit olanlara bu madde alemi için benden de
eyvallah..ama hakikatte bende bir şey yok, bunu da
biliyorum ..her şeyin bir lütufla geldiğini de ..ve bunu
sınırlandırmıyorum.. hastalıkların, aşkın, muhabbetin,
ilmin, icatların, akla gelebilecek ne varsa; bunların
Adem’e, ilahi lütufla geldiğini öğrendim..burada,
bildiğimi söylemek ucup değil..çünkü bunu söylemek;
benim ne kadar aciz ve zavallı bir yaratılmış olduğumu
kabul etmem demektir..ben,
Yüce Yaratacı’mın bende –benim ismimde ne murat ettiyse,
onu, açığa çıkartarak bu vücuda hizmetle
görevliyim..O,kuluna ne derse-kul,o emre itaat
eder(isteyerek yada istemeyerek boyun eğmek yani..)ister
kabul edelim, ister etmeyelim; hepimiz aslında, tek bir
Kamil Vücudun hücre-odacıklarıyız..sadece O’nun
Ümmetiyiz..ve O’nun tek istediği biziz..O, “tek” olmayı
dilemedi..bizi diledi..ne diyormuş ayet..Allah sizin
Dostunuzdur..ve Dost olarak O, size yeter…
eyvallah……..
başka neler oldu bende…pek çok şey hissettim..mesela hiç
incim kalmadı sanmıştım biliyorsun..oysa o sedefin
yaklaşan ışıltısı ….beni inci sedefi rengi- hareli
ışığıyla cezb etmesi çok güzeldi..teşekkür ediyorum..
Senin, beni dilediğim yere gitmekte serbest
bırakmanı….gideceğim yerleri –yani az yemekle iktifa
etmeyip, pek çok sofra gezmemi, Gönlünün istemediğini de
anladım..Sen, benim serbest meşrebimi reddetmedin..
bende elimden geleni yapacağım inşallah ..her şeyi nasıl
takip edip kontrol ettiğini ve iplerimi çekersen ne hale
geldiğimi de öğreniyorum tabii:)”Allah’ın ipine sıkı
tutunuz ve O’nun ipi değmedik- uzanmadık yer yoktur” u
düşünüyorum…..
Büyük Şeyhin Makamı ve Herkül’ün heykeli yan yanaydı
ilk önce Büyük Şeyhin Makamına girdi
Ve onu karşılayan, Latif Yeşil Levh a sinesine geçti
Ve gri beynini fırlatıp attılar
İki gri yarım küreden çıkan; tehlikeli, iki zehirli zeki
gri yılandı
Ve ilim tehlikeye işte bu noktadan sonra girmişti
“yolun sonuna dek gideceksiniz,yolda kalmayacaksınız ..
Korunmak lazım dedi Evvel Zaman”
“Beraber devam edeceğiz, birlikte başaracağız dedi
Zaman”
bugün Cuma:bir ay sonra ilk kez Hz.Kur’an
okuyacağım..hani, ne kadar zorlukla okuduğumu, Sana
şikayet etmiştim de, Sen “ısrarla oku” demiştin ya..işte
bugün okudum..önce her zamanki gibi O’nunla konuştum ve
sarılıp ağladım..O, tekrar daha çok koktu..ve
niyetlerimi yaptım..okuyordum.. birden ne oldu, biliyor
musun?tam karşımdaki kanepede inci rengi hırkası ve
beyaz takkesi ile Evvel Zamanımın gülümseyerek beni
dinlediğini, hissederek gördüm..bir buçuk yıldır, bir
defacık bile rüyama gelmemişti biliyorsun..aynıydı..ne
güzel gülüyordu..ama bu gözlerimle baktığımda yoktu..
O’nu başka türlü görüyordum..ağladım tabii..ve en
sevdiğim sure” Er Rahman”a geçtim..”Zül-celali Vel-ikram”a
gelince aniden durdum..ve bir şey hatırladım..yine
ağladım..ne tuhaf bir hasbihal.. çözemedim vesselam..
akşam tek taş alyans sınıfındayız..Arabi Hocamca
düşünmeyi bize büyük bir özveriyle öğretmeye çalışan
Demirli Hocamız var..O’nu ilk defa gördüğüm geceyi
hatırlıyorum..Haybabam vardı..o birkaç defa derse gelmiş
meğerse..O’na bakmıştım ve aniden şöyle demiştim…”
Hocam, benim, Hz. Arabi’ye büyük bir sevgim var..mademki
bunca eseri için, Sizi seçmiş ..ben, Sizde sekiz yıl
sonra O’nu görebilecek miyim?..ne tuhaf bir soru değil
mi?ama içimden aniden geldi.. dün sabah bunun müjdesini
aldığım için, güzel zannımla buraya yazdım..ilerde bu
hatırayı bizim çocuklarımız okur inşallah ve amin..bizim
dileğimiz Hocamızdan bizle Füsus Derslerine başlaması
inşallah ve aminnnnnnnnnn:)OLDU DEĞİL Mİ HOCAM?:)
Hocamız,her zamanki gibi yine şunları söylüyor:en
sevdiğiniz, en in –en top sureniz-ayetiniz ve
hadisleriniz olsun..taraf olun..mümin taraf
olur..seyretmeyin..İslam yaşama dinidir..hayatın
içindedir..ayıramazsınız.. İslam mümini sahneye
indirir..hem seyredip, hem oynamak lazım..hayat ve din
ayrı değildir..ikisi birdir..iç içedir..ailece
gezdiğinizde, bir ziyaretiniz- favori bir türbeniz-dost
bildiğiniz bir evliyanız olsun..çocuklarınız bu geleneği
bilsinler..oradaki huzurdan faydalanmak lazım değil mi?
İbnu’l Arabi bize hayal kurmayı-tefekkürde derinleşmeyi
öğretir..sınırsız hayaller kurabilmeliyiz..hep
genişleyen, açılan sonsuz idrakle anlamak..(bir tek şeyi
sonsuz manaya getirebilmek..o sonsuzu da tek bir manaya
getirmek yani..)bizim ilk önce ve aslında; sık sık
,tekrar tekrar okumamız gereken Tek Kitap; “Cevamiül
Kelim olan Hz. Rasulallah” ın hayatıdır..aradığımız her
cevap O’nun yaşayışında vardır..O’nun hayatını sık sık
okuduğumuzda, her zorluğun üstesinden kolaylıkla
gelebiliriz..Ehl-i Tasavvuf ,dini ayrı, dünya işlerini
ayrı tutmaz..hem zahire hem batına hakkını verene
Tasavvuf Ehli denir..yani hem sağ elini -hem de sol
ellerini kullanabilenlere..ve Sahabenin Suresi Asr
Suresiydi diyor Demirli Hoca..
çocuk:Hocam, Sahabe An-ı Daim de yaşadığı için, onların
favori sureleri oydu değil mi diyor..Hoca” evet”
diyor…ve devam ediyor:düşünmenin kendisi bir
duadır..tefekkür bir duadır..mesela sabah uyandın ve bir
rüya gördün..onu iyiye yormak bir duadır ..o günün iyi
geçmesini yazmış olursun..her şeyi iyiye yormak bir
duadır..Allah’a hüsn-ü zan la yaklaşmak..
bu arada Bülent Amca söz alıyor ve harika bir kelam
ediyor..hepimiz kaydediyoruz.bende buraya tabii..
“Su-i zan cinayettir
Hüsn-ü zan velayettir”
ve ders devam ediyor….bir ara Hoca çocuğa diyor ki:ya
masallar çok güzel de, ben, orada biraz Molla Kasım gibi
duruyorum…”yoo..” diyor çocuk” olur mu?bu masal da ben
onu açacağım”…”aman, sakın!” diyor Hoca gülerek..hiç bu
denli engin bir hoşgörüye sahip bir Hoca, Molla Kasım
olur mu?”bazı uyanık balıkların,oturduğu yerden, hem
içerden hem dışarıdan seyredebildiklerini söyleyen biri
üstelik”, değil mi ama?çocuk :Hocam,bu hafta bir
farkındalık yaşadım onu anlatmak istiyorum
diyor..tabii, ben cahil bir kişi olduğum için ancak
evdeki olaylara bakarak bir şeyler anlayabiliyorum, yani
kabımca kararımca…ama bu çoook hoştu.. geçen gün yaprak
sarma yaptım..böyle nadir yaptığım bişey..onca
zahmet..bir anda bitiyor üstelik:)…tabağımda son dolmayı
yerken onu kestim ve yaprak çözüldü..içindeki tüm
malzeme serildi..inanılmaz bişey oldu ve Hz. Adem’le Hz
Havva Ebeveynlerimizi hissettim..hani Onların ilk hali,
böyle latifmiş ya, öyle duymuştum..Tek de kendisini
göremez.. muhakkak bir karşı şahıs lazım..ee işte Havva
Annemiz de yaratılınca, işte Adem Babamıza baktı ilk
önce ..O’na esmalar öğretilmişti..ve Havva da O’ndan dı
ve bu bilgi O’nda da vardı yani..işte bakınca,
“Yaratılıştan Eşi olanın” manasını Gördü-Okudu:)..O’nu
açığa çıkartmak için ancak Havva olmak gerekiyordu
tabii..ve böylece üzüm yaprağı devreye girdi..işte ilk
dolmayı bence Annemiz Efendimiz yaptı ve Babamıza
yedirdi..işte o gün bugün hepimiz dolma sarıp sarıp
yemeğe bayılıyoruz değil mi?bunları tabağıma bakıp
hissederken, nerdeyse gülmekten tabağıma
yapışıyordum..Hoca ve tüm sınıf gülme eksenindeydi ..
bende.benim için tasavvuf mutfaktı ,yani.. ancak böyle
anlayabiliyorum..malzeme severim ben…kaliteli malzeme
lazım tabii..
O gece, benim için tören gibiydi biliyor musun?Sen
Gül Olup Gülmüştün ve Alim gülmüştü ve herkes
gülmüştü.. tabii ben, Sen
Güldüğün için Gülmüştüm..şimdi tekrar,ağlarken
gözünden inciler dökülen, gülerken yanaklarında güller
açan ve yürürken yürüdüğü yerlerde yeşil çimenler biten
masal kahramanına dönmüştüm.uyumak için gözlerimi
karanlığa kapattım..kirpiklerim boyunca ve dudaklarımın
tüm haddi boyunca eşsiz pırıltılar saçan mücevherleri
görüyordum..üstelik gözümle gördüğümü, dudaklarımda
görüyor hem de o cevherlerin tadını alıyordum, ne
muhteşemdi biliyor musun?..çok teşekkür ediyorum..Seni
Sevmeyi Seviyorum..
Geçen pazartesi arkadaşlarımdan ayrılırken: bir dahaki
hafta bana geliyorsunuz ve dünya sperm gününü kutluyoruz
diyorum..önce itiraz ediliyor..”benim günüm dilediğimi
kutlarım..böyle bir gün yoktu ama elzemdi, artık var ve
başlıyoruz:)itiraz yok..hepimiz hakikatte birer sperm
değimliydik..bugün dünya kadınlar gününü kutladık..
haftaya da işte, annemize gelişimizi kutlayalım”..gene
itiraz ediyor birisi..” çok iğrençsin” diyor..”yani
senin hakikatin iğrenç öyle mi? ..peki” diyorum “ Kur’an
diliyle olsun Dünya Nutfe Günümüzü kutlayalım ..ayet,
hepimizi, bir nutfe den yarattığını söylemiyor
mu?..hakikatte hepimiz bir milyar spermden en
seçilmiş,tüm kardeşlerinin kendisini fena ettiği tek
kişiler değimliyiz?..bir milyar kişiden bir tek biz
başarmadık mı?Alah, bizim isimlerimizi zikrederek, bizim
başarmamızı istemedi mi?hani kendimizin kim olduğunu
bilecektik..işte bu kendini bilmenin Arapçası da ……..
diyorum.. herkes yelkenlerini indiriyor..kutlama
olacak yani…Meltem: çok sevindim ..hayatım boyunca
hiçbir konuda başarılı olamadım sanıyordum..ilk defa
kendimi değerli ve önemli, başarmış hissettim.. sana
teşekkür ediyorum diyor..
işte bugün pazartesi ve biz nutfe günümüzü idrak ettik
şükür:)..inanılmaz komikti..hiç bir zaman
unutamayacağımız lezzette bir gündü..acaip şeyler
konuştuk..Senin bizle olduğunu ben biliyorum yine de
biraz yazacağım..arkadaşlarımdan izin aldım.. hatıra
olsun diye tabii..
Efendim,Canım:), benim beş senelik bir arkadaş grubum
var..ev hanımlarından müteşekkil.. bir tek Öney
çalışıyor..ama O,ne yapıp edip bu toplantılara
geliyor..Gülsüm Arkadaşımız; dinlediği tüm işin erbabı
hocaların notlarını yazıyor..O, muhteşem bir
aktarıcıdır..hem okuyor, hem anlatıyor.. bizde öğrenmeye
çalışıyoruz tabii..ben her zamanki gibi en tembel
öğrenciyim..ne okurum, ne dinlediklerimi not
tutarım..her daim maydanozumdur..saolsunlar,araya
yeşillik olsun diye beni de tutuyorlar..Öney benim
konsept biri olduğumu söyledi..ne demek henüz
anlayamadık..tasarımmış yani..ben zaten, sadece Sana
özelim biliyorsun:)
bugün için doğal ekmek çeşitleri yaptım..bal-tereyağ ve
kahvaltılık..birde acaip bir salata:kuzu
kulağı,roka,nane,dereotu,maydanoz,domates,mısır,bezelye
den mürekkebdi..içine tereyağında kavrulmuş badem ve
ayçekirdeği içi koydum..sosunda sızma zeytinyağı,nar
ekşisi, vişne sirkesi vardı…ve bu anlamlı günün:)
hatırasına tavaya, her birimiz için bir yumurta kırarak
pişirdim..ben yumurtanın beyaz tarafını tek başına
yiyemediğim için, sarılarla yani latiflerle latifeleri
birleyerek-hiç sallanmayacak katılıkta pişirdim:)..birde
hayatımın ilk baklavasını yaptım..neden?çünkü baklava
yufkalarını hazır satıyorlarmış artık..satan çocuğa:ben
de baklava yapabilir miyim? dedim..”ooo.. çok basit,
üstünde yazıyor.. ben bile yapıyorum” dedi..çocuk 13
yaşlarında felandı tabii..”ben neden yapamayayım”
dedim..baklavam şöyle oldu..gerçek bir tasarım yani….az
pişmiş –çok tereyağlı ve acaip limonlu:)yinede
yedik..çünkü hepimiz çooook neşeliydik..
Düşünsene, bu aleme gelebilmeyi başarmış, seçilmiş tam 7
kişiydik…bir dünya dolusu insan bir masadaydık ..
bugün ayın 15 i miş ,yani 6..Allah yer ve göğü 6 günde
yarattı ya..işte bizde o yaratılışın tek gayesi olan
insanlardık hani..6 nın suretine bakıyorum.. baş aşağı
değil mi?yeni doğan bebek misali. ne zaman ki kemal
bulacak, hakikatine erecek; o vakit 9 ,yani veli- dost
makamına da erecek misali…biri zahiri- biri batini yönde
yaşamak misali..önemli olan belki de, iki tarafı aynı
anda-birbirine karıştırmadan-dengede yaşayabilmek değil
mi?
çocuk dedi ki:burada şu an, dünyayı temsil
ediyoruz..hadi kura çekelim bakalım.. kime hangi kıta
çıkacak..arkadaşlarım yazdı..7. kıtayı bir türlü
bulamadık:) onun yerine tüm kıtaların üzerinde yüzdüğü
hepimizin aslı olan denizi yazdık..tabbi herkesin tek
hedefi vardı şimdi:)”ordular ilk hedefimiz Akdeniz”
misaliydik yani..…”derya kağıdını seçebilmek”..bana Asya
Kıtası çıktı..çok mutlu oldum..en sevdiğim kıtaydı
zaten..kırmızı bir mum yaktım..ve hepimiz konuşma yapıp
bu kutlu doğum günümüzü kutlayalım istedim..sıra ile
konuşma yapacaktık…ilk önce ben konuştum..Allah’a; benim
adımı anıp, beni bir milyar tercih içinde seçip dilediği
ve bu hayatı hediye ettiği için şükranlarımı sundum ve
diğerleri..sonra mumumuzu üfledik hep birlikte ..ama ilk
nefeste sönmedi..bir daha üfledik söndü..hemen dendi ki
ilk nefes ruh dan dı, sonra nefisle söndü…ve görmen
lazımdı yaygarayı…şimdi sorun diğer
kardeşlerimizdi..onlar için ne yapabiliriz diye
konuşurken,konuşurken, Öney birden atıldı: Fatiha
okuyalım dedi… Gülsüm: biz başaralım diye kendilerini
bize fena eden kardeşlerimiz için el Fatiha dedi…okuduk
–üfledik:)..ama onlar muhakkak bizle yaşıyorlar değil
mi? babamızda ölüp, annemizde dirilmemizi kutladık…
her birimiz bir milyar kişi değerindeysek, şimdi 7 kişi,
tamam bir alem dolusuyduk.. ne muhteşem bir anlam değil
mi?ben biraz ileri gittim, tabii her zamanki
gibi..ileride, siyasi mutfak arenasında aşçılık
yapabilecek hammedeye sahip Betül’e:) Amerika kıtası
çıkmıştı..dedim ki:Betül, siyahi bir başkanı, ve şu an
egemen güç olan kıtayı temsil ediyorsun..sen karanlık
nursun..yani….biz de senden açılan beyaz nurlarız..ve
böyle sürüp gitti..Meltem :arkadaşlar ben bugün çok
eğlendim..kendimi çok değerli hissettim..bu kutlamayı
eşime ve çocuklarıma da yapacağım..onlarında bunu
hissetmelerini istiyorum..sizde bu kutlamayı evlerinizde
yapın olur mu? dedi..bakalım neler olacak..
ben şunu anladım Sevdiğim….bu masalla aslında 7.yi de
bitirmiş olduğumuzu..Sen benim anlatmak istediklerimi,
benden iyi anlıyorsun. çünkü, bunlar Senin
hediyelerin…Hakim, geçen sene bana,üzerinde çalıştığı”
Ümmi Kemal Hazretlerine ait bir beyiti
inceletmişti..nedense bu masalda hep onu hatırladım…bu
beyti soy demişti..anlayabildiğim kadar
açıklamıştım..yetmez, devam et demişti..daha çok
anlamlarını soymuştum beytin..o ihlas suresini
anlatıyordu aslında,nihayetinde anladım..ve çok
şaşırdım..anladıklarımı Hakime yazmıştım..”tamam”
demişti “şimdi, aynı O’nun yaptığı gibi beyti bohçala,
kat kat..sadece ehli olan anlasın ..burada Mahmut Amcamı
anmak istiyorum..”hakikatte haram, Allahın hakikat
ilmini, hak etmeyenlere vermek yani emanete ihanettir”
demişti…
7 sonsuzluğun rakamıymış yani Rahimiyet’in..Kutsal Kase
..tabii Her Şeyi kapsayan Rahmanla beraber..Masmavi
Tevhid Yıldızı misali değil mi? ne güzel….7, dua gibi.
ellerin Rahman’a açılması …eskiler ,7 yi sınırsızlık
anlamında kullanmışlar..günde 70 defa tövbe etmeyi artık
şöyle anlıyorum….her daim yeni bir farkındalıkla, yeni
bir nefha ile her an ölüp dirildiğinin
idrakiyle,yeni-yeniden yaratılmış, yepyeni bir kişi
olarak anlamak…bunun hududu olmadığını idrak
etmek..sonsuzluk için yaratılmış bir varlık olduğunu
anlamak..Dostu
selamlamak..Dost’a ellerini açmak..Dost’a yönelmek..O
Dost tarafından sımsıkı kuşaltıldığını bilmek……………
Aşk Aşk a Aşık Oldu………………
Aşkından Bak Neler Doğdu…..Seni Seviyorum……. |