FARKINDALIKLARım  MUCİZELERim VE KERAMETLERimdir
MASALI-2-

Nur Cihan
 
 

KELEBEK
Sen boşver onları uç gönlünce

Onların hiç kanatları olmadı ki...

Kelebek...Ooo...Kelebek...Ooo...

 

Açar mı kanatların bir gün yine?

Kelebek kaç gün var geriye?

Kısacık ömür yeter mi onca hayale?

Gücenme dünya hali böyle..

 

Sen boşver onları uç gönlünce

Onların hiç kanatları olmadı ki...

Sen boşver onları uç kendin gibi kelebek gibi...

Onların ruhu böyle rengarenk değil saf ve tertemiz

 

Kelebek..kelebekk..sen uç hep gönlünce...

Kelebek kelebekk..sen uç hep gönlünce...

 

Sen boşver onları uç gönlünce

Onların hiç kanatları olmadı ki...

Sen boşver onları uç kendin gibi kelebek gibi..

Onların ruhu böyle rengarenk değil saf ve tertemiz...

 

Kelebek..kelebekk...sen uç hep gönlünce...

Kelebek kelebekk..sen uç hep dokunmasınlar kanatlarına dökülür ya pulların

Unutma sen kelebeksin,ben seni öyle sevdim.

Bir asi rüzgardın da kıyamadım dokunmaya

Sen demiştin ya giderken

Ah kelebek seni hep seveceğim...

şarkı: Nev

**********************

"İslam beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah' tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah'ın evi Kâbe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak."

Hz. Muhammed (s.a.v.)
***************

“Dağ” gibi  Bir Balina nın  kuyruğunun üzerinde  bir minicik çocuk, en derin- en serin sulara açılıyordu……ve suların masmavi- apaçık yoğunluğundan uyanıyordu……

aynı akşam, çocuk, yeni gözlüklerini almak için gözlükçüye uğradı..gözlükçü de, çocuk gibi detay-teferruat severdi ve çocuğa anlattı durdu:bakın, siz enterasansınız mesela dedi..çünkü Türkler genelde uzağı göremezler, oysa siz yakını göremiyorsunuz..Türk Milletinin bu genelleme özelliği İlahi Taktirdir dedi..kendisini Saf Türk sanan çocuk, çok ilginç buldu bu sözleri ve gözlükçünün İlahi Taktir sözünü birkaç kere tekrarlamasına cevap vermek istedi:biliyor musunuz dedi çocuk, ben tesadüfe hiç inanmam..bugün Ramazanın ilk günü başlıyor ve ben on aydır bir türlü almadığım gözlüklerimi ,artık kitap okumayı çok özlediğim için alıyorum..  ne ilginç değil mi? ve doğru, yakini görme sorunum vardı..görme vaktim  geldi sanırım..gözlükçü devam etti.masaya bir çizgi çizdi: bakın bu taraf eksi ,bu taraf artı numaralar ve sizin  haliniz de;hep artı numaralarınızın artacağına dair  bir olasılık..ve en nihayet katarak la sonuçlanır..çocuk :nasıl yani, gittikçe körleşecek miyim..gözlükçü :hayır bu olabileceklerin sıralamasıydı.. illa olacak diye bir şey yok..çocuk gülümsedi..ne kadar yakinse o kadar “amalaşacak ve perdelenecek” miydi ,anlayamamıştı ki..ve gözlükçü yakın-okuma gözlüğü nasıl takılır çocuğa gösterdi..göze bitişik takılmayacaktı..burnun ucuna yakın, sadece okurken takılacaktı.uzağa bakmak yasaktı çünkü göz tembelliğe alışırdı..”reçetenizi saklayın lütfen. çünkü yakında numaranız artacaktır, yine geleceksiniz”  diye de eklemeyi ihmal etmedi, bay gözlükçü..


çocuk, yeni yakin gözlüklerini alınca çok sevindi..artık yazıları okuyabilirdi..bir seneyi aşkın hiç kitap okuyamamıştı..Rehberinden başka kimseyi dinlemiyordu..dinlerse bile, anlatandan; O anlatıyordu çocuk için..hep dinleme halindeydi-dinlene dinlene- binlerce senenin özünü keyifle öğrenmekti dinlemek-şimdi neyi dinlediğini okumak istiyordu..ilk gün; bir senedir ancak birkaç kere okuyabildiği -ikizi,dostu,onu hiç terk etmeyen,hiç okumasa da buram  buram kokusu ile hala kütüphanede varlığını her gün çocuğa hissettiren Hz.Kur’an ı aldı..Kur’an; adı ne güzel ..Kur’an, her an yeniden, her şeyi yeni bir neş’e ile var eden,OL-AN..KUR’AN  inşa eden..KERİM olanla keremiyle,cömertliğiyle,esmalarıyla(şey leri)….

çocuk Kitab ı rastgele açtı..Yasin çıktı.. okudu (anlamını bilemese de). doyamadı ve sarıldı Kitabına, ağladı ağladı.. konuştu:biliyorsun Sen i nasıl sevdiğimi,Sen i okuyan- muhteşem yorumlayan bir ses olduğunda, nasıl bomba düşmüş gibi paramparça olup yağmalanmak hissi ile dolduğumu,Sen den nasıl lezzet aldığımı..dilini hiç anlamasam da aramızda bilemediğim o anlaşılmayan BAĞ-RABITA olduğunu..neden, Sen i okuyamadığımı bilemiyorum. neden aramızda bu kadar sıkı bağ varken, bu kadar yakınken, bu derece uzak kalmamız gerektiğini anlayamıyorum.. ama sabrediyorum..ve çocuk göğsündeki Kitap la uzun uzun sohbet ederek ağladı..hatim başlayacağım dedi. sadece 5 sayfa okudu ve hala orada kalakaldı……


diğer Kitaba uzandı O nu da çok az okuyabildi…neden?çünkü hayatına hükmeden bir Canlı Kitap vardı ve dinleyerek öğrenmesi gerekiyordu…Okuyan dan okuyacaktı..tıpkı Hz Peygamberin sahabeleri gibi,anlamıştı..geleneksel…
Hz Peygamber öyle emindi ki ,insanlara:” Bu, Allah Kelamı “dediği için biz O nun sözlerine-bildirdiklerine Kur’AN diyorduk..diğer söylediklerine ise hadis..ve hangisi  ayet ,hangisi değil, O bildirdiği için biliyorduk..Kur’an, Hz. Rasulullah a gelmişti.bize değil..O bize OKUYORdu..biz de Onu okuyorduk..taa Hz Osman döneminde bugünkü haliyle insanların eline geçmişti..tüm sıralama ve dizim- tasarım yine Hz Rasullah ın söylediği gibiydi..söz dinlemek…

Hz Peygamber, Hac yaptığında; O na, soru soran binlerce sahabi vardı..şunu şöyle yaptık doğrumu, bunu böyle yaptık doğrumu?..Hz Peygamber hiç birine “yanlış yaptınız” dememiş..hepsine” evet doğru” demiş.. ne güzel değil mi?bugünde bilim, görecelilikler ve olasılıklar üzerine kurulu değil mi?Hac dan Maksad-ı Murad , Arafat a çıkmakmış ya hani..Arafat a çıkanda, Arif olduğuna emin olsunmuş Allah ın Murad-ı  İLAHİsi..


Allahü Tela, bize, cennette Cemalini gösterecekmiş ya ve herkes itiraz edecekmiş..haşa Sen bizim Rabbimiz değilsin diyecekmiş hani ve Allahü Zül Celal de “herkesin zannına göre tecelli edecekmiş “ve bizlerde ancak o zaman “ah evet Sen bizim Rabbimizsin” diyecekmişiz..ne ilginç değil mi?
burada gören orada da emin olacak ve söz dinleyip itiraz etmeyecekmiş..burada Rabbini bulup-bilemeyen-göremeyen orada da mahrum kalacakmış anlaşılan..İnşallah burada  Rabbini bilenlerden-görenlerden oluruz ve aminnnn..

çocuk :secde edeyim mi?Haybabam:”hayır!…secde ne demek biliyor musun?”çocuk:”ne?”Haybabam:”secde  kabul  etmek demektir..bilmek-anlamak demektir..iman etmek demektir..neye iman ettiğini bilmek demektir..”

Kabe mesela ..insan, Kabe de neye secde ediyor düşünmek lazım…Kabe nedir?.her şeye şirk diye bakan için elbette ki bir puttur değil mi?ve ibadet ikilikte olur unutmamak lazım değil mi?o halde kendini var kabul eden- en büyük put biziz..neye göre şirk ?(ALLAH A EŞ KOŞMAK ŞİRKTİR.. BİZ ALLAH OLMAK İÇİN ÇALIŞMIYORUZ Kİ..KUL OLABİLMEK İÇİN GAYRET EDİYORUZ DEĞİL Mİ?ALLAHLI OLMAYA ÇALIŞMAK LAZIMMIŞ...ÇÜNKÜ ALLAH ALLAHLIĞINI KİMSEYE VERMEZMİŞ..)çünkü Kabe taş bir bina -yaratılmış bir şeydir..ama O nun hakikatine varan için O nedir?O Taş kalkarsa, kim kime secde ediyor ve neden?ve Kabe nin alanı o kadar dar mıdır..secde edilen yer o kadar küçük müdür?Gönül o kadar dar mıdır?tüm kainat bir gönle sığıyormuş.Arif in gönlünde ise tüm kainat bir nokta kadarmış..hiç bir yere sığmayan Allah mümin kulunun kalbine sığıyormuş..ne güzel anlam değil mi?bu mucize değil de nedir?..sinesinde bir gönül  taşıyan her insan keramet ehli değil de nedir?


çocuğun anlaması gereken Zikri ,Kelime-i Tevhid olduğu için- o söz üzerinde düşünürmüş hep, tabii..mesela incir çocuğa çok cazip gelirmiş..incir; Kelime-i Tevhid e en güzel örnek gelirmiş çocuğa..ilah(e) kelimesi tanrılar demekmiş..oysa İlah Tanrı demekmiş..yani teklik..””değişik olsun diye: Tanrı ya “Tek” dersek ne olur?..tek de, ne tek?..tabii ki TANRI-ALLAH Tektir..ve “O Tanrı da Allah tan başkası değildir”..bu cümlenin neden bir türlü anlaşılamadığını öyle, incire bakar düşünürmüş çocuk:)..ve incir açılınca içindeki Birliğe-Sonsuzun Birliğine-Birlikteliğine dalar gidermiş..ama demiş ki Zaman:”La ilahe illallah” demek marifet değildir..arkasından gelen Muhammedun Resullallah ı da işitebilmektir marifet..yaa işte böyle..Allah Teala nurundan ilk yarattığı Muhammed miş..ve O nun YARATILIR YARATILMAZ  ilk sözü LA İLAHE İLLALLAH mış ve Allah ın bu ilk Cemal Cemal e cevabı ise: MUHAMMEDUN RESULALLAH mış..ne büyük zarafet değil mi?ne büyük muhabbet..anlamak lazım…ne büyük mucizenin, ne büyük Aşk-ı Muhammedi Muhabbetin eseriyiz…FITIR-YARATILIŞ BAYRAMI nın özü bu olsa gerek..

Ramazan geldiği için, çocuk, ilk kez bu sene bir niyet etmiş.ilk gece, Hz Ramazan için namaz kılmış ve :”lütfen bana ,Seni öğret “demiş..”şimdiye dek, hiç ,Senin anlamını düşünmemiştim.. lütfen öğret.

”Ramazan- kendi kendini yakan da demekmiş ya  hani ve çocuğun aklına Zümrüd-ü Anka Kuşu gelmiş..ölme vakti geldiğinde  Kaf Dağı na gidip orada kendi kendine yanarak KÜL lerinden doğarmış Masal Kuşu Anka..ve Bayram(YAR e CAN verip CAN-AN alma)..Ramazan Ay ın da  adı imiş.. Bayramının asıl ismi ise Fıtır Bayramı imiş..Fatır Suresini hatırlamış çocuk(kanatlanıp uçmak lazım mış ve çocuğun dört kanadı da  pespembeymiş)..Yaratılış Bayramı..ve şöyle bağlamış..kişi eğer Kaf Dağı na –bilinç dağı-farkındalıklar -çıkıp Anka  kuşu gibi kendi kendini okuyarak, İçinden Ateş Çıkan Çam Ağacı –çıra-gibi yanarsa ancak ışık verir ve Kandili Uyanır..ancak o zaman etrafına aydınlık olur ve aydınlananda Yeniden Uyanmanın-Yeniden Dirilmenin Bayramını yapmaya Hak kazanır..ancak o zaman  neden-nasıl-niçin yaratıldığını idrak edebilir..işte o vakit, o Anka,  Canlı Kitaba dönüşebilir..hımmm……..

çocuk bir de Ramazan ın ilk gecesi secde de;” Allahım senden ne isteyeyim ?“demiş.”bana her şeyini verdiğin için ne isteyeceğimi bilemedim..isteme makamı olarak ayakkabımın bağını bile senden istemem gerekiyormuş ya hani..bende düşündüm-düşündüm.. bu ayakkabı bağı nedir diye ve çok harika anlamlar buldum..işte, içimde gizli olan bu manalarda ,
SEN den  KOPMAYAN AYAKkabımın BAĞIMı istiyorum ve AMİNN….”

ve HAKikati Sen den olan; henüz Adem su ile çamur halindeyken bile, Sen in Nebin olan Atam Hz. İnsan (atası hayvan olanlar için değil tabii)Olanın Yüzü Suyu hürmetine şunu niyaz ediyorum:lütfen, dumansız hava gibi hava olmayan(çünkü duman fazla oksijenli yüce dağların başında olur
J) bir temizlikle yeryüzü ve yer altı suları tertemiz olsun..yediğimiz içtiğimiz Sen in Murad ın gibi Nur olsun, Onların Miracı –Secdesi Bize Ermekse eğer ,bizi de buna layık Hz. İnsanlardan kıl Ya Rabbi ve aminnnnnn..Tertemiz Sularda Buluşmak Üzere….

 

 
 
Nur Cihan
26.08.2009
nuralem7@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com