Feridun’un Aşkı
V. Korhan Koral
 

Gezerken bahçelerinin birinde

Gördü çok güzel bir ahu

Feridun ki İran Şah’ı

Eski devirde

Tutuldu sürmeli gözlere

Aşık olası tuttu

 

Tüm ülke Şah’ın emrinde

Olur mu dileyip de alamamak

Hemen adamlarına buyurdu

Bu kadın benim olacak

 

Şah’ın isteği yoktu

Emri olurdu ancak

O her şeyin üzerinde

Herkes ondan alçak

 

Yine de adamları

Emre karşı durdu

Baş vezir kaygılarını sıraladı

Ve planını sundu

 

Bu kadının bir kocası

Sizinse düşmanlarınız var

Saraya getirirsek dedikodu yapar

Büyük İran’ın yüce Şah’ını

Küçük etmeye kalkarlar

 

Lakin bulunur her işin bir kolayı

Çağırıp huzurunuza adamı

Olmayacak bir iş emredersiniz

Yapamayınca zavallı

Kellesini kesersiniz

 

Saraya alırsınız dul kalınca yarı

Ey yüce Şah’ım

Dediklerime ne dersiniz

 

Hükümdar çok beğendi bu fikri

Söylenenler pek yerindeydi

Böylece planladılar olayları

İlahi planlardan habersiz

 

Bir marangozdu güzel kadının kocası

Çıkarılacaktı ondan

Güzelliğe sahip olmanın acısı

 

Çağırdı adamı hükümdarın adamları

 

İsterim öd ağacından yirmi süslemeli sandık

Yarın getiremezsen

Bil ki kelleni kopardık

 

Böyle buyurdu sürmeli gözleri düşünen Şah

Marangoz karısı için çekti derinden bir ah

Tütmeyecekti bir daha evinin mutlu bacası

Dinmeyecekti güzel gözlerin yası

 

Vardığında evine

Söyledi derdini eşine

O kadın ki dışı gibi,

Güzeldi içi de

 

Dedi üzülme erim boş yere ne yanarsın

Üzülmek boştur sanma ki seni kurtarsın

Aç ellerini Yaradan’a yalvar

Yaratılanlarda zalim de var mazlum da var

 

Çıkmadık candan derim ki ümit kesilmez

Yarın neler getirir kimseler bilmez

Ama adam dalgın, oturduğu yerde kaldı

Çıkmaz yollarda düşüncelere daldı

 

Mümkün mü bir gecede yirmi sandık yapmak

Mümkün mü zalimi de yaratana tapmak

Ruhuna düğüm düğüm kördüğümler saldı

Mümkün mü Feridun’un elinden kurtulmak

Mümkün mü kuzu iken kurt olmak

 

Kadın bilirdi ki böyle düşünceler

Yüreğe isyan böğre çaresizlik eker

Şafağı ancak kör olmayanlar bekler

 

Sabaha kadar kadın yakardı

Adam yandı

Adam çaresizliğini

Kadın umudu andı

 

Her yere aynı yağmur yağar

Ama her dere kendi nehrine akar

 

Yirmi sandık öd ağacından süslemeli

Bilmem ki ne yapmalı nasıl etmeli

Bunu bir değil bin marangoz yapamaz

Buna bir değil bin gün bile az

 

Kadın Allah’ı

Adam Feridun’u andı

 

Sabah olunca çalındı kapı

Donakaldı boş gözlerle adam

Saatler var ki sadece

Boş bir düşünce adam

 

Kadın kalkıp açtı

Muhafızları görünce adam

Fırladı yerinden ve yalvardı

Dedi bağışlayın erler

Bir sandık bile yapamadım

Bağışlayın ne olur

Bana biraz daha hayat tanıyın

 

Muhafızlar güldü acı acı

Dediler sen sandıkları boş ver

Ölümsüz Feridun öldü

Ona bir tabut yapıver

  

Eski bir şark öyküsünden uyarlanmıştır.

 

 
 
V. Korhan Koral
Samsun - 24.06.2009
http://www.korhankoral.com
korhan@korhankoral.com

korhankoral@gmail.com

http://sufizmveinsan.com