Akdeniz’in
bir
yaralı
beldesi,
Acılı
annelerin
hüzün
yurdusun.
Ey!
Uyuyan
kalplerimizi
dirilten
Küllenmiş
imanımızı
yeşerten
şehir,
Adın
Gazze
senin.
Bebelerin
düşerken
toprağa
Nurlar
yağıyordu
semaya.
Gazan
mübarek
olsun
senin.
Mavi
beyaz
zulümle
kuşanan
Akdeniz’in
yetim
yurdu
Bağrına
saplanan
Davut’un
yıldızı
değil
Bağrına
taş olan
ümmetin
derin
uykusu.
Arap
kardeşlerinin,
Türk
kardeşlerinin
Fars
diyarının
sinesi
yaralı
yiğitlerinin
Ümmetin
yetimi
Kürtlerin
Dualarında
adın
anılır
senin.
Adın dua
oldu
dilimizde
Gözyaşlarımızı
döktüğümüz
gecelerimizde
Dudaklarımızda
bir
cevherdir
Gazze.
Önce
seni
diriltecek
Rabbim,
önce sen
uyanacaksın.
Ardından
tüm
Filistin
dirilecek.
Ardından
Hanzala
yeniden
çizilecek.
Dönecek
yüzünü
Hanzala
bizlere
Hanzala’nın
dualarıyla
tüm bir
Arap
yurdu
dirilecek.
Önce
Gazze
içecek
hürriyet
şarabını
Kassam’ın
evlatları
tüm
Filistin’i
diriltecek.
Kudüs
dirilecek;
Beyrut,
Amman
dirilecek
Allah’ın
vadi
var;
Bizler
dirilirsek
toprak
dirilecek,
Su
dirilecek.
Dirilince
İstanbul,
Diyarbakır
dirilirse
Kudüs
yeniden
dirilecek,
kıracak
bir
asırlık
Esaretin
paslı
zincirlerini,
sen
dirilince…
Bir
sabah
serinliğinde
Ezanı
Muhammedi’nin
gölgesinde
Bakü’de,
Kahire’de,
İzmir’de
Taşınca
mescitler
müminlerle
Bir
sabah
namazı
vakti
İnsanların
camilere
sığmadığını
görünce
Beni
İsrail’in
de artık
olmadığını
Göreceksin
özgür
Filistin’de.
Bir
sabah
namazında
Süleymaniye’de
Ve her
sabah
namazında
tüm
minberlerde
Eller
açılacak
semaya
ki,
“Ya
Rabbi!
Bizi bir
daha
gaflete
düşürme”
Hanzala
sarılacak
toprağa,
Artık
Nakbâ
olmayacak,
Filistin
kan ve
barut
kokmayacak.
“Bak
toprağın
(oğlumun)
kokusu
Rabbin
mübarek
kıldığı
toprak
kokusu
gibidir.
Ve Allah
Hanzala’ya
(sana)
göklerin
rahmetinden
Ve yerin
semizliğinden,
Buğdayın
ve yeni
mahsullerin
Çokluğundan
verecek.
Yakub’un
oğulları
sana
kulluk
etsinler
Ve
milletler
sana
kardeş
olsunlar.
Kardeşlerine
rehber
ol!
Ve
Ortadoğu’nun
oğulları
sana
yoldaş
olsunlar.
Sana
düşman
olanlar
lanetli
olsunlar
Seni
dost
tutanlar
mübarek
olsunlar…”