1”.O gün kutlu beldede bütün aşıklar toplandık, şarabı
içtik.
2.Dediler kavuşmak mümkün mü sevgiliye,ta ki zorlu bir
çile çekmek gerekir.
3.Sevgili dışında her şeyi unuttuk,öyle bir sarhoşuz
artık;kulaklarımızda ilahi musiki.
4.Biz göremedik,O bizi gördü..Onun hüsnünü dinleyip de
bildik.
5.O Hallak’tır.Yüce kudret sahibi gök kubbesini direksiz
kurmuştur.
6.Semi’dir,en gizli sedayı duyar;Mucib’dir,duaları geri
çevirmez.
7.Gafur’dur,mağfireti her zaman yakaranadır;Rahim’dir
rahmeti gözyaşı akıtanadır.
8.Şekur’dur,iltifatı itaatkar kulunadır;Halim’dir yüklü
günahlara aldırmaz.
9.İşlerde Nebi’yi aracı kıl ki O’nun gayreti ve şefkati
mücrimler içindir.
10.Bilmiyorum sevgili sızıdan çatlayacak olan kalbimi
sıkıntıdan ne zaman kurtaracak?
11.Murad’ım Rabb’mi yad etmek huzurda olmak,korkusuz ve
dedikodulardan uzakta kalmak.
12.Azalarım her gün feryat ederek ’Vah halimize,ölüm
gelecek’ der.
13.Ya Rab!Senden en güzel sonu dilerim.Sen bizi her
türlü korkudan koru.
14.Ben,bu abd-i fakir aciz Kuddusi,bu şiiri yerlere
serilip yazdım.”
Hz.Ahmed Kuddusi(Kuddusi Gülüstanı CD 1-Ahmed
Şahin/Mehmet Kemiksiz
…………………………………………………………………………………………………………………
GÖNÜL’DEN BAĞLI
"Kul
Allahü teâlânın sevgisini tattığı zaman, Allah o kulunun
kusurlarını
kendisine gösterir. Böylece o, başkalarının kusurlarını
göremez olur."
Hz.Rabia´tül Adeviyye
bütün
gece uyumadım.sabaha dek Senli düşünce kadehlerini
içtim..
sarhoşluğum isyanıma karışmıştı,yediğim hannas beni
yenmişti..
zilzurna kıskançtım..Seni herkesten, Seni Senden,Seni
kendimden kıskanıyorum..
kendimden nefret ediyorum….
her
gelişim gibi,”ama!!? bu son defaydı..”aşkımı geri
vermeye gelecektim..
dervişliğimden istifa ediyordum..tüm sokak dünyalığımı
giydim..bakınca bile belli olsun istedim kararım.bakınca
anla yani..
en son
gelişimde “artık Sizi görmeden durabiliyorum..
bir daha Sizi görmeye gelmeyeceğim” demiştim..”tamam,çok
güzel, nasıl istersen..sen bilirsin” dedin hani..
ve bana
kendini göstermedin..ne cehennemdi ama..ne sancılı bir
zamandı..
ertesi gün aramıştım..”yalan söyledim..bir daha yapmayın
lütfen..yalan.. ben Sizi görmezsem yaşayamam”
demiştim..ne güzel gülmüştün..”geçecek bunlar
demiştin..alışacaksın..”
başlarda,değişemediğimden bahsetmiştim tüm
utancımla…”böyle kal..olduğun gibi..rahat ol..ben
memnunum demiştin..istediğin gibi davranabilirsin..”oysa
beni bu halimle kimse kabul etmezdi bilirim..Sen kabul
ettin..
Sen
benden hiçbir şey istemedin ve bende Senden hiçbir şey
istemedim..çünkü kimseyi sevemeyen ben; sevmeyi
öğrenmeye Sana gelmiştim..karşılık beklemeden sevmek
tek kuraldı..başta çok zordu ama istememeye
alışıyorum…çünkü Sen istememe bırakmadan tüm
müşküllerimi çözüyorsun..görme isteğim ise henüz
sonuçsuzdu ..ben Seni görmeye doyamıyordum..
………………………………………………….
şimdi
Senin dizlerinin üzerinde benim masallarım var ..beyaz
kağıtların arasında beyaz bir şey var..”ne bu?” diyorsun
..anlatıyorum..gülüyorsun.çocukça tabii..anlatamadığımın
anlamı aslında.. öylesine belli ki..anla yani..
ruhum gibi..bembeyaz bir tül gibi seni sarsın.. benden
başka rüya görme diyorum aslında.. anla yani…
ve ben
hayallerimi okuyorum Sana…Sen bazen kısa cümleler
kuruyorsun..
“telek nedir? “diyorsun..”kuştüyü “diyorum..”ama hangi
kuştüyü?” diyorsun.. “bilmiyorum “diyorum…ve gözlerini
gözlerime saplıyorsun..asla ayırmana izin
vermiyorum..dünyalığımdan utanıyorum şimdi…görme
istiyorum..bana gerçek süs nedir anlatıyorsun..beni
süslediğin için teşekkür ederim..çook teşekkür ederim.
çook güzelsin..bugün Sen Ruh gibisin bembeyaz..bense
gerçek bir nefsim, ara renk…yazılarıma güzel şeyler
söylüyorsun ben tersini söylüyorum..bana güzel şeyler
söylemek istiyorsun..daha başlarken tersini söylüyorum..
“çok inatsın” diyorsun, değilim diyorum..”hiç söz
dinlemiyorsun” diyorsun “dinliyorum
“diyorum..defalarca.. sonra Sen kızıyorsun. ben Seni
çıldırtıyorum..bağırıyorsun..”bağırmayın”
diyorum..”bağırtıyorsun, ne söylesem tersini
söylüyorsun” diyorsun…
istediğin kadar bağır artık Senden korkmuyorum..çünkü
Seni Senden korkamayacak kadar çoooook seviyorum..tek
korkum beni sevmekten vazgeçmen, biliyorsun.
bana kendini göstermediğin için,beni beklettiğin
için,bana sesini duyurmadığın için,beni kıskançlıktan
çılgına çevirdiğin için yapıyorum onları..…
neden kendime zulmettiğimi anlatıyorsun.. “Senin
benliğin çok yüksek “diyorsun..“kendine böyle şeyler
söylemek egonun hoşuna gidiyor onun için söylüyorsun..ne
yapacağım peki? diyorum..”unutacaksın..olumsuz olan tüm
düşüncelerini unutacaksın. ancak o zaman onları yok
edebilirsin, hatırlamazsın” diyorsun..boyun eğiyorum..
biliyorum ki kendim
hakkında kötü konuşmam aslında Seni Sana kötülemem
demek..Seni suçlamak, Seni yetersiz görmek demek..ama
çoook canım yanıyor, kıskançlıktan mahvolup
dağılıyorum…..canımın yandığını bir daha söyleyemem
çünkü Sen beni mutlu etmek için varsın..aynı herkesi
olduğu gibi(bu cümlenin içindeki derin kıskançlığı
anlıyorsun değil mi?)
biliyorum ki benim fıtratımda kıskançlık yok..çok ağır
bir imtihan bu..
her şeyi kolayca yağmalarım- veririm biliyorsun..hiçbir
sorumluluğa gelemem..hemen kaçarım..ben insanlardan deli
gibi korkarım…yeter ki bana yaklaşmasınlar, her şeyi
alsınlar..bir Sen kalmıştın elimde.. benim olmadığını
biliyorum aslında… sadece Seni sevebilirim. tek kişilik
kalbim var benim..ama Senin engin bir derya olan gönlün
var..
bilirim ki o deryada tek damla diğerine karışmaz ve
haberi bile olmaz diğerinden ..
anlamsızdır kıskançlığım..oysa yaşamak ne zor..bilmekse
ne kolay değil mi?
kıskançlığı reddettiğim için Seni de reddetmek
istedim..al her şey Senin olsun.. ben zaten Seninim
biliyorsun..ben uzaktan, en uzaktan seveyim
diledim..yakından dayanamam diğer damlalara…
o yüzden binlerce yıl uzağa kaçmak istedim hep, o yüzen
hep Senden kaçtım
ama dönüp dolaşıp geldiğim tek yer, ait olduğum tek
Makamdın..
ne kadar küsüp barışsam da Sen, bana aldırmadan sanatını
icra ediyorsun..
biliyorsun ki asla Senden vazgeçemem çünkü biz gönülden
bağlıyız…gönülden bağlı….
“evet “diyorum “çok inadım ..hiç söz dinlemiyorum..çok
yüksek benliğim var..bilerek yapıyorum..bugün buraya
Sizi ve sigarayı bıraktığımı söylemeye geldim..ben
yapamıyorum…”
bir şey
demiyorsun.. bakıyorum..çok güzelsin..dayanılmazsın.tüm
teslimiyetimle gülüyorum..”ama vazgeçtim“diyorum
“vazgeçtim”..ben Sensiz yaşayamam biliyorum..aslında her
gelişimde Senden bir dua istemek ti dileğim..ama nedense
bir şey, hep unutturuyor bu isteğimi..yazıyorum, amin de
olur mu?
ne olur benden evvel
gitme..dayanamam..beraber dua edersek belki..ben önce
giderim..ve seni orada karşılayan olurum..lütfen benden
evvel gitme..artık gücüm kalmadı….
Sana soru soruyorum.öylece duruyorsun cevap
vermiyorsun..bir daha soruyorum cevap
vermiyorsun..biliyor musun? ben yalana bile yalan
olduğunu bilsem de inanırım..çünkü inanmak çok kolay
geliyor bana..inanmayı seviyorum..ne olur yalanda olsa
söyle, lütfen..
bir daha soruyorum ..cevaplıyorsun..ben gülüyorum…Sen
gülüyorsun belki tüm kainat-ı cihan- alemler gülüyor..
ne
hissediyorum biliyor musun; bütün giden dostlarımız
neşeyle bizi seyrediyorlar..benim sevincime el
çırpıyorlar..
“artık gitmelisin” diyorsun..daha kaç dakika oldu
ki?”gitmicemmm “diyorum..gülüyoruz..Sen ayağa
kalkıyorsun, ben ayağa kalkıyorum..ne güzel bir andı
..gözlerin ne güzeldi..dalgınlığım ve Senin halin ne
güzeldi..”yine geleyim mi?” diyorum..”gel” diyorsun
..”ne zaman geleyim?” diyorum..”ne zaman istersen o
zaman gel…”
yine aynı his geliyor..giden tüm dostlar mutlulukla bizi
izliyor gibi……
tüm sevincimle uçarak uzanıyorum ve gözlerimi
kapatıyorum..Senin yüzünü, gözlerini düşünmek
istiyorum..
ağlıyorummm..yoksun yine yoksun..göğsünü yumruklamak
istiyorum ve tepine tepine
ağlamak..neredesin?..yoksunnnn..seni neden hiç
kaydedemiyorum?…
söyle ölüler aşık olamaz mı söyle?söyle o karanlık
kudret suretlenemez mi söyle?nerdesinn?
GÖNÜLDEN BAĞLI MASALI
Zamanın
içinde bir çocuk varmış ve çocuk bir davet almış…beş
sene evvel tanıdığı henüz bir kez gördüğü Gönül Sultanı
görecekmiş..O, çocuğun ders iznini aldığıymış.. özel bir
rica ile tabii.hala ilk girenlerin derecesinde
kalakaldığı ve dersi hiç artmayacak olan ilk sınıf
talebelerindenmiş..Gavs-ül Azam Abdülkadir Geylani
Hocasının o anki tecelligahıymış Gönül Sultan çocuk
için..beş senedir hala başlangıç dersinde olmaktan çok
mutluymuş.. hiç artmasın istiyormuş..öyle en arkada
kalsın, en sonda olsun istiyormuş..Gönül Sultan nur
içinde ışıyormuş.. Geylani Hoca bir sohbet kitabında sık
sık dermiş ki:sen hiçbir işe yaramazsın ama sensiz
olmaz, sen de gel” işte bu cümle onların en büyük
bağıymış..çocuk hiçbir işe yaramadığını bilirmiş ama Hz.
Gavs çamurun içinden adamı alıp en yükseğe
çıkartabilirmiş..izni varmış..ev sahibi çocuğa jest
yapmış ve rengarenk kristallerden bir tesbih hediye
etmiş..çocuk dakikalarca neşeyle bakakalmış o
tesbihe..bu, çocuğun olduğu gibi kabul edildiğini
anlatan bir sembolmüş aslında.. “koy hemen çantana
“demiş ev sahibesi.. “nereden bulayım herkese
ondan..”çocuk gülerek “tamam” demiş..
Ve
muhabbet- güzelleme devam etmiş gitmiş..birden Gönül
Sultan demiş ki:dostlarım, şimdiye dek size hiç
yapmadığım bir şeyi yapacağım ve bir hali nakledeceğim
..dün gece oldu ve size söylemem istendi o yüzden
anlatacağım..yoksa hiçbiriniz senelerdir benden böyle
bir şey işitmediniz,ilk olacak..dün gece Hz.
Peygamberimizin :”Benim için Vesile Cennetini isteyip
Bana dua ediniz “hadisi üzerine çook düşündüm ve onu
anlatan sureyi defalarca okuyup tefekkür ettim..ve
birden önümde bir görüntü açıldı..Hz..Rasul’ün
Hırka’sıydı bu..ve etrafında döndüm..dendi ki: bunu
cemaatine anlat ve söyle ki onlarda bu HIRKAyı ziyaret
ettiler..bunu haber ver,onlara duyur…”
çocuk gönlündeki tesirle ağlıyormuş..Şeyhi Geylani
Hocasına,Hz. Peygamberine….ve
Makam-ı Resul,Makam-ı
Hırka,Makam-ı Surete……teşekkür ediyormuş..
“Sevgilim Bir Hırka “diyormuş artık çocuk..ve
kabulleniyormuş suretsizliği..karanlığı..ve karanlığın
içindeki ışığı..
ancak
bu haberle beraber gelen hediye kıskançlığına deva
oluyormuş..nasıl mı?derdin içinde devası gizliyar mış
da ondan..
ve muhabbet bittiğinde ayağa kalıp selamlama ritüeli
için ilahi söylemeye
başlamışlar..merhaba..merhaba..merhaba……………….
tören Salavatlarla biterken, herkes birbirlerinin
ellerini tutarak gözgöze musafahaya başlamış ve çocuk
farkındalığın zirvesini işte burada yaşamış…
ferdiyeti..cumhuriyetteki ferdiyeti anlamış..işte şimdi
La ilahe illallah Muhammedün Resullullah tezahür
ediyormuş..celal –zahir ve cemal -batın birliği- İNSAN
ne güzel mana…müminler kardeştir manasını..kıskanmasının
ne korkunç bir yalan olduğunu idrak etmiş..hepsi bir..
hepsi aynı..neyi kıskanıyormuş ki?bilmek,anlamak yeter
mi sence?…ya hayata geçirebilmek?en azından bir
başlangıç…..
…………………………………………….
Not: davet edildiğim bir misafirlikte geçen birkaç
cümle ve birkaç davranıştan bazı düşünceler
hissettim..ve ev sahibesinden :bunu masal olarak
kurgulayabilir miyim? diye izin istedim.. “ne demek, çok
memnun oluruz” dediler..bu masal tüm Gavs-ül Kadiri
ağacının kollarıyla yayılan HER MEŞREB VE NEŞ’EDEN
kardeşlerimiz için olsun inşallah ve okuyan herkes o
HIRKAyı ziyaret etmiş olup KABE’nin hakikatine ersin
–gerçek HACIlardan olsun inşallah ve amin.. |