Başını abede 'nin çektiği batılı devletlerde
yerleşen Ermeni Diasporası senelerden beri 1915 yılı
olaylarının çığırtkanlığını yapmaktadır. Dünyanın
birçok ülkesinin senatolarında yaptıkları lobi
çalışmalarının kendilerince olumlu etkilerini de
görmektedirler. Ermeni Diasporası batılı güçlerce
desteklenmekte ve Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslar
arası arenada sıkıntılara maruz bırakılması için
emperyalizmin taşeronu olarak kullanılmaktadır.
1915 olaylarının bilimsel arenada kritiği çok
yapıldı. Gerek Türkiye Cumhuriyeti cephesinde
gerekse Diaspora cephesinde, bilimsel olsun ya da
kendi hezeyanlarını aksettiren tezler, anti tezler
olsun biteviye neşredilmektedir. Kimin nerede ve ne
derece haklı ya da haksız olduğuna tarih elbet karar
verecektir. Diaspora sözcüleri ve beynelmilel Ermeni
sempatizanları aynı tarihlerde Ermeni çetelerinin
Osmanlının Rus sınırına yakın topraklarında
yaptıkları mezalimlikleri görmeden ve uluslararası
arenadan da gizleyerek 1915 senesi olayları diye
timsah gözyaşları akıtmaktadır.
Abede, Kanada, Fransa ve diğer devletlerde Türkiye
Cumhuriyeti aleyhine Ermeni tezleri yanlısı
kararlara imza atılırken bunların Ermenistan
Devletine ne yararı oldu? Senelerdir devam eden
beynelmilel Diaspora faaliyetleri, lobicilik
çalışmaları Sovyet Rusya'dan bağımsızlığını alan
Ermenistan'a ne gibi kazanımlarda bulundu? Diaspora
Ermenistan topraklarında somut ne adımlar attı? Kaç
Ermeni vatandaşına sağlıklı ortamlarda iş imkânı
sağladı?
İstanbul'da Ermeni nüfusu zaman içerisinde eridi.
Anadolu'dan muhtelif sebeplerle İstanbul İzmir
şehirlerine göçen Ermeni nüfus ilerleyen nesillerde
Batı Avrupa, Kanada, Avustralya ve Abede ye göç
verdi. Bir zamanlar İstanbul'un sanat, zanaat ve
ticaret hayatında renkli yerleri olan Ermeni
vatandaşlarımız zaman içerisinde azalmaya başladı.
Bir vakitler meşhur terziler, tamirciler en sanatkâr
diş hekimleri bizim Ermeni komşularımızdı.
Sonra zaman içerisinde çevremizdeki Ermeni
varlığının yeniden canlandığını hissettim.
Ne var ki, bu insanlar bambaşka bir toplumun
mensuplarıdırlar. Kendi aralarında kulaklarımıza
yabancı bir lisanla anlaşıyorlar, bize ise kırık
dökük bir Türkçeyle meramını anlatmaya çalışırlar.
Bunlar çoğu bayan ve ömürlerinin baharlarını geride
bırakmış insanlardır. Zaman ilerledikçe bu
insanların Türkçeleri oturmaya ve bizlerle olan
münasebetleri de gelişmeye başladı.
Ermenistan'dan İstanbul'a çalışmaya gelen insanlar
geride bıraktıkları ailelere az da olsa yardım
göndermeye uğraşıyorlar. Gurbet topraklarında geçim
imkânı arayan Ermenilerin maddi durumları çok zayıf.
Elli kuruş aşağıya alışveriş yapabilmek onları mutlu
etmektedir. Hepsi candan, iyi yürekli ablalar,
teyzeler. Kimisinin kızı Yerevan'da okuyor, ona
destek olmak için İstanbul'a gelmiş. Kimilerinin
evlatları yeni evlenmişler. Geçim darlığı yüzünden
Avrupa’daki soydaşlarının karaladıkları bu ülkeye
geldiler. Aş için geldiler, daha insancıl bir yaşam
sürmek için geldiler.
İstanbul'da hasta bakıcılığı, evlere temizlik
hizmeti gibi faaliyetlerle iaşelerini temin için
uğraşıyorlar. Kazandıklarını ise gönül rahatlığı ile
harcayamıyorlar. Alış verişleri çok kısıtlı ve bu
alış verişleri genelde kendi ihtiyaçlarına yönelik
de değil. Ana vatanlarında bıraktıkları kocalarının,
evlatlarının, torunlarının ihtiyaçlarını temin için
harcama yapıyorlar.
Bir hanımın kocası Yerevan'da hasta olduğu için
çalışamıyor. Oğlu yeni evlenmiş geçinemiyorlar.
Soruyorum; Ermenistan'da fabrika, çiftlik vb. ekmek
kapıları yok mu diye? Ermeni teyze yeni oturttuğu
Türkçesiyle dili döndüğünce serzenişte bulunmakta.
Kelimelere gerek yok aslında gözlerindeki anlam,
yüzünün ifadesi sıkıntılarını zaten dile getiriyor.
Bir çift ömürlerinin en verimli yıllarında düşmüşler
İstanbul'a. Adam bir konakda bahçıvanlık yapmakla
meşgul ( hukuk mezunu) eşi ise adada yazları Ermeni
bir tacirin annesine bakıyor kışları ise Rusça ve
İngilizce dil dersleri veriyor.
Ermenistan’ın bu insanlara sunamadığı imkânları
İstanbul'da arıyorlar. Düşman bir ülkenin (!)
topraklarında düşman oldukları bir halk (!) arasında
sevdiklerinden uzaklardalar. Senelerce kendilerine
düşman olarak gösterilen insanlarla beraber yaşama
mücadelesi veriyorlar.
Bu insanların Diasporayla bir ilgileri yok. Bu
insanlar 1915 olaylarını sıkıntı yapmıyorlar. Bu
insanlar komşu bir ülkenin hoşgörüsünde ve genelde
de kaçak olarak ekmeklerini arıyorlar.
Abede'deki Ermeni
kodamanlar 1915 senesi olaylarını canlı tutarak
Ermenistan'a ne kazandırdılar? Bundan sonra da ne
kazandıracaklar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni
hasım olarak görmek Ermenistan ülkesine ne yararlar
sunacaktır. İslam ülkelerinin arasına sıkıştırılmış
bir Ermenistan Rusya'nın yayılmacı politikalarına
taşeronluk yapmak ve emperyalizmin elinde ezilmek
yerine komşularıyla ve Azerbaycan-Türkiye ikilisiyle
dostane politikalar geliştirirse daha sağlıklı bir
gelecekleri olmaz mı?
Tarihin sahifelerindeki yaraları kaşıyıp kanatmak
yerine pansuman edip iyileştirmek türlü zorluklar
içerisinde ana vatanlarında yaşayan ve maddi manevi
sıkıntılarla gurbete çıkan Ermenilere daha güzel bir
gelecek getirmez mi? |