Bir sabah yeliydi esen odamın
içinde,
Günlerdir zalimlerin yaptıkları
kanıyor ta içimde.
Okunmamıştı henüz ezanı
Muhammedî
Seccademi serdim, elimde tesbih
dilimde sübhanallah…
Tarifsiz heyecanlar, tarifsiz
acılar vardı içimde.
Beklerken okunsun diye ezanlar,
geçiverdi içim bir an
Düş müydü, gerçek miydi,
anlayamadım o an.
Çıkıverdi bir nur misali
aydınlık duvarlardan
Nur yüzlü, ateş gibi bakışlı
yiğit bir delikanlı.
Beyaz ihramlara bürünmüş Ashap
gibiydi.
Omuzlarına poşu bağlamıştı. Bir
elinde irice bir taş
Bir elinde zarif bir tesbih
vardı.
Uzattı tesbihi, "al" dedi, "bunu
çek, acıların ve umutların
ağcından yapıldı.
Kerbela'da imam Hüseyin'in
elinde dizildi bu tesbih.
Taneleri Filistin'den,
Çeçenya'dan, Açe'den Felluce'den
getirildi.
İmamesini İstanbul'da sen
bağlarsın" dedi.
Görmemiştim bu güne değin bu
kadar mübarek bir çehre.
Şeyh miydi, imam mıydı, yoksa
Ashabı güzinden bir mübarek zâd
mıydı?
Uzattığı tesbihi aldım, misk
kokuyordu,
Odam cennet rayihalarıyla doldu.
Ama kan damlıyordu.
Tanelerinden damla damla kan
damlıyordu.
"Dedelerinin kanı, Filistin'de,
Hicaz'da, Yemen'de
şehit düşen Osmanlı askeri'nin
kanı."
"Ölmediler, biliyor musun" dedi.
Elini omzuma koydu, sımsıcaktı.
Kalbimin fırlayacağını
zannettim.
Sımsıcaktı eli, yüreği gibi
yanıyordu bütün bedeni.
Onlar Gazze'de bizimle
dövüşüyorlar,
Siz gelmediniz ama dedelerin
bizimle direniyorlar.
Diz çöktü. Dizleri değiyordu
dizlerime.
"Bizi yalnız bırakmayın" dedi.
Masmavi gözleri öfkeyle
parlıyordu.
Yüzünün nuru odamı
aydınlatıyordu.
Bıraktı elindeki taşı seccademin
üstüne.
"bunu koy secde yerine,
Filistin'in öfkesini
Filistinlinin acısını koy
yüreğinin en derinine."
Kimsin diye sorabildim
kendisine.
Utancımdan bakamıyordum nur
yüzüne.
Kimsin sen, melek misin?
Ermiş mi, derviş misin?
Sımsıkı sardı beni. Sıktı sıktı,
sonra bıraktı.
Filistin'im ben, Hanzala'yım.
İşte yüzümü döndüm sana.
Arkam kavmime dönüktür benim,
Yüzüm Anadolu'ya her daim.
Umutlarımızı, yarınlarımızı
emanet ediyorum sana.
Bizler sizlerin yetim
evlatlarınızız,
Sizlerin terk ettiğiniz
insanlarız, Filistin'im ben,
Hanzala'yım.
"Eşhedüenla
ilahe illallah
Eşhedüenla ilahe illallah"
"Eşhedüenne
Muhammeden Resulullah
Eşhedüenne Muhammeden Resulullah"
Nidalarıyla doldu odam,
Şahadet sesleriyle çınladı
kulaklarım.
Ayağa kalktı, nurlar saçıyordu
her tarafa.
Ağır adımlarla giderken;
"Hayyale
hayrul amel
Hayyale hayrul amel"
Sedaları işitildi ağzından.
Bu
sabah Hanzala'yı gördüm düşümde.