Hiçbir Şey Yoktan Var, Vardan Yok Olamaz
V. Korhan Koral
 

Başlığımızı açıklamaya başlamadan önce bazı düşüncelerimizi tekrarlayalım: Allah daim bâki hep aynı kemal üzeredir, diyoruz. Çünkü Allah zamandan bağımsızdır. Dolayısıyla O'nda değişim yoktur. Fiil yoktur. Allah'ın fiilleri mana ve efal aleminde açığa çıkar. Efal alemindeki tüm fiillerin faili Allah'tır. O nedenle hayır da şer de Allahtan'dır.  Aksi de düşünülemez çünkü fiil demek zamana bağlı bir değişimin oluşması demektir ki esma aleminde yada zat aleminde değişme olmaz. Demek ki o alemlerde, Allah'ın indinde fiil, hareket, oluşum, hiçbir şey yoktur. Bunlar ancak mana ve efal aleminde vardır ve  Allah'ın indinden bir şey oluşacaksa, mana ve efal aleminde oluşur, orda varlık bulur. Ancak bu varlık buluş da geçici olarak varlık buluştur. O nedenle mutlak varlık yani geçici olmayan, varlığında yokluk arazı bulunmayan tek varlık, gerçek varlık, Allah'tır. Bunun dışında var olan her şey içinde yokluğunu yani değişimini de taşır. Bunun nedeni Allah'ın yaratmasının Zat aleminde değil mana yada efal aleminde varlık bulmasıdır. Yaratılan varlığın zat aleminde varlık bulması demek Allah'ın, ikinci bir Allah yaratmış olması demektir ki bu da muhaldir çünkü sonradan yaratılan şey Allah olamaz. Allah'ta ebedilik ve ezelilik olmalıdır. Ve o varlığın yarattığı her şey, zaman içre yaratılacaktır; aksi düşünülemez. Öyleyse Allah, zatından hariç hiçbir varlık yaratamaz; tüm varlıklar, Allah'ın zatından olmak zorundadır; çünkü hiçbir şey mutlak yokluktan var olamaz; bizim yoktan var oldu dediğimiz alem, aslında vardan var olmuştur yani Allah'ın zatında ve zatından olan şeylerdir. Buna Allah'ın sıfatları bahsinde değineceğiz.

Hemen belirtelim, yukarıdaki düşünceyi kabul etmemiz, yani Allah için "yaratamaz" terimini kullanmamız, Allah'ın kudret sıfatına bir sınırlama getiriyoruz demek değildir. Ama şu da bir gerçektir ki Allah'ın yaratamayacağı şey, ikinci bir Allah'tır. Çünkü bu muhaldir. İşte bu nedenle de yarattığı her şey geçicidir. Mana ya da efal aleminde oluşmak durumundadır. Aksi durum ezelden ebede olacak olan ikinci bir varlığın kabulüdür. Gerçi Allah, yarattıklarını kendi dilemesiyle, kendindeki vasıflarla kaim yani sürekli ayakta, sürekli var tutar; ancak bu, bunların ezelden ebede olduğunu göstermez. Bu sürekli oluş bahsine, ilerde de değinilecektir. Benzer şekilde bazı tasavvuf ekollerinde şu anekdot vardır: Allah her şeyi görür ama göremediği bir şey vardır o nedir, denir. Cevap rüyadır, çünkü Allah'ı uyku tutmaz.10 Burada da görüldüğü gibi Allah'ın yapamadığı bir şey O'nun kudret sıfatına eksiklik getirmez, ancak şu şartla ki o şeyi yaptığını düşünmek O'nun başka vasıflarına eksiklik getiriyor olsun. Rüya görmeyi yapabildiğini düşünmek O'nun "O'nu uyku tutmaz" vasfına, 2. bir Allah yaratabileceğini düşünmek O'nun tek olma vasfına eksiklik getirir, bu nedenle muhaldir. Zaten rüya görmek ya da 2. bir Allah'ı yaratmak düşünceleri insanca bakış açısından doğan, bize göre olan ya da olabilirliği düşünülebilen eksik düşüncelerdir. Bu türden bir çok yaklaşım yapılabilir: Örneğin Allah, kendisini yok edemez. Çünkü O, ölmek şanından olmayan daima hayat sahibi olandır (El Furkan 58). (Bu nedenle değil midir ki intihar en büyük günahtır; çünkü Allah'ın dahi zatı için gerçekleştiremediği bir şeyi kul, zatı için gerçekleştirmeye çalışmış demektir.) Kendisinde cehiliyeti oluşturamaz çünkü Alim'dir. Kendisinde acziyet oluşturamaz çünkü Kudret sahibidir; v.b. Bu bakış açımızdan hareketle Allah'ın dilemesinin ve hayırla şerrin Allah'tan oluşunun da açıklamaları yapılabilir. Buna, özel olarak hayır ve şerri işleyeceğimiz ilerdeki bir bahsimizde değineceğiz.

Şimdi başlığımızı açıklamaya geçebiliriz: Madem hiçbir şey yoktan var olamaz, bu mevcudat hep var mıydı? Eğer hep vardıysa, mevcudat ezelden beri vardır demektir ve bu da ebede kadar olacağını gösterir ki bu durumda mevcudat Allah olur. Eğer mevcudat yoktu da sonra var oldu ya da var edildi ise bu durumda hiçbir şey yoktan var olamaz diyemeyiz. İşin aslı şudur ki, yukarda da yeri gelip belirttik, mevcudat vardan var olmuştur yani yoktan var olmuş değildir. Bu durumda hiçbir şey yoktan var olamaz hükmü, zincirin son halkasında, mevcudatı var kılan varlık için düşünülmesi gereken bir gerçektir. Yani Allah yoktan var olamaz demektir. Zaten biz de Allah'ın ezelden beri var olduğunu söyleyerek bunu teyit etmiş oluyoruz. Allah'ın yoktan var olduğunu düşünmek, mutlak hiçlikten bir varlığın var olduğunu düşünmek demektir ki mutlak hiçlik, tanımı gereği hiçbir varlığa varlık hakkı tanımaz. Bu durumda en azından mevcudata bile bakmamız, yokluğun, daha doğrusu mutlak hiçliğin hiçbir zaman olmadığının ve bu da hiçbir zaman olamayacağının göstergesidir. Aksi taktirde hiçbir şeyin hiçbir şekilde olmaması gerekirdi. Öyleyse en küçük bir zerrenin bile olmuş olması, yokluğun hiç olmadığını, yokluğun hiç olmaması da yokluğun hiç olamayacağını gösterir. Neden yokluğun hiç olmamış olması, onun gelecek bir anda da hiç olamayacağını göstersin? Bunu da başlık cümlemizin ikinci kısmıyla açıklayalım.

Diyoruz ki hiçbir şey varken yok olamaz. Öyleyse mevcudat hiçbir zaman yok olmayacak mı? Her şeyin formu değişse bile varlığı daim mi kalacak yani ebediyen mi var olacak? Oysa ebediyen var olmak, zaman ötesi bir kavram olup, ezelden beri de var olmayı gerektirir. Bu durumda mevcudat yine ezelden ebede vardır demek olur ki bu da yukarda bahsettiğimiz gibi mevcudat Allah'tır demektir. Aksi hal ise, mevcudatın yok olabileceğini düşünmek olup, hiçbir şey varken yok olamaz hükmümüzle çatışır. Oysaki mevcudatın varlığının dayandığı varlığın, zincirin son halkasının yok olamayacağını düşünmek, hiç bir şey varken yok olamaz hükmünün doğruluğunu, ve mevcudatın gerçek anlamda varlığı olmadığı için yokluğunun da düşünülmesinin bu hükmü geçersiz kılmak olmadığını gösterir. Öyleyse Allah vardır ve yok olamaz demektir var olan hiçbir şey yok olamaz demek. Zaten biz de Allah'ın ezelden ebede varlığını kabul etmekle O'nun hiçbir zaman yok olamayacağını teyit etmiş oluruz. Mutlak hiçlik, varlığın hiçbir an var olamayacağı demek olup, varlığın şu anda var olması, mutlak hiçliğin geçersizliğini gösteriyor. Mutlak hiçlik geçersiz bir düşünceyse, geçmişte hiçbir anda ve gelecekte hiçbir anda gerçek anlamda yokluk yoktur demektir. Öyleyse yokluğun hiç olmamış olması onun hiç olamayacağının da ispatıdır.

Özetle, hiçbir şey yokluktan var olamaz deyişimizde "hiçbir şey" Allah'ın vücudu demektir diyoruz. Şimdi bu tanımdan ve başlığımızdan hareketle tekrar diyebiliriz ki Allah 2. bir Allah yaratamaz çünkü "hiçbir şey" yani Allah yoktan var olamaz, evvelinde yokluk düşünülemez. Ve yine bu başlıktan hareketle tekrar diyebiliriz ki "hiçbir şey" varken yok olamaz yani Allah var iken yok olamaz, kendini yok edemez. Ve dahi Allah'ın var kıldığı her şey yok hükmünde var olmak zorundadır. Ve Allah, mutlak yokluğu da yaratabilir değildir. Çünkü bu zatının yokluğunu da gerekli kılacağından, muhaldir.

 

 

 
 
V. Korhan Koral
İstanbul - 26.11.2008
http://www.korhankoral.com
korhan@korhankoral.com

korhankoral@gmail.com

http://sufizmveinsan.com