İnsan
sürekli gelişen bir yapı olmakla birlikte, henüz
yapısını da tam çözmüş değildir.Dün proteinden ibaret
olan yapı bugün kuantum boyutundan inceleniyor. Gelinen
ve üzerinde düşünülen nokta insanın dalga yapısı var
mıdır?
Dalga
nedir? Fizikte karşılığı nedir? hemen belirtelim; eğer,
herhangi bir nicelik zamana bağlı olarak periyodik
değişiyorsa salınım yapıyordur; zamanla bu
periyodik salınım uzaya yayılıyorsa; dalgadır diyoruz.
Dalgaların da türleri mevcuttur, su dalgası,ses
dalgası,elektromanyetik dalga,De Broglie dalgası
gibi...
Bu
makalede De Broglie dalgalarına geçmeden önce,
elektromanyetik dalgalardan bahsetmek istiyorum.Burada
elektromanyetik yazmak uzun olduğundan EM dalgalar
diyeceğiz;
EM dalgalar :
EM
dalgalar uzun dalgadan kısa dalgaya doğru şu şekildedir:
Radyo dalgaları, infrared dalgalar, görünür dalgalar,
ultraviyola dalgalar, x dalgaları,gamma dalgaları,
kozmik dalgalar şeklindedir... Enerjileri ise dalga
boylarıyla ters orantılıdır; uzun dalga boyundaki
dalgalar daha az enerjilidir,kısa dalga boylular ise
daha yüksek enerjilidir. Alttaki formülle
hesaplayabilirsiniz.
E=
h.c/λ
Enerji = [plank sabiti . ışığın hızı / dalga boyu]
İnsanla
etkileşim içinde olan bu dalgalar ise iki yönden
incelenmelidir. Birincisi, çok yüksek enerjili olanlar
insanda büyük tahribat meydana getirir. Örneğin, kozmik
ışınlar çok yakınımızda olsa anında yok oluruz eririz!
Mesela, atom bombalarını düşünün yüksek enerjilerdir.
Bir de
insan kimyası ile aynı frekansta çalışan dalga boyuna
sahip ışınlar zararlıdır. Cep telefonları üzerinde
yapılan araştırmalar insan sperm yapısının kalitesini
düşürdüğü ve spermlerin kuyruklarının daha ufaldığını
geçtiğimiz yıllarda duymuştuk. Hatta sperm sayısında
azalmalar yaşandığı araştırmalar arasında yer
almaktadır. Etkileşimin boyutlarını anlamamız imkansız,
fakat konuya birkaç örnek verelim: Camilerimiz mükemmel
bir örnek olacaktır. Sıkı durun, yeterince
geniş,yeterince yüksek bir cami düşünelim . Caminin
ortasında devasa bir avize olsun, bu avize büyük
camilerin çoğunda vardır zaten. Üstten bir demir
zincirle asılıdır. Size desem ki bu avizeyi 5 metre
yukarıya çıkarın ,ne yaparsınız? Muhtemelen 10-15 kişi
çağıracaksınız ve devasa bir enerji gerekecektir bu yükü
kaldırmak için! Bu aynı kozmik dalgalardaki enerjiye
benzetilebilir. Yani çok yüksek enerji lazımdır ki bu
işi görebilesiniz.
Şimdi sıkı
durun, biz avizenin bir zincir yardımıyla tavandan asılı
olduğunu biliyoruz, eğer ki biz bu avizeyi bir bebek
beşiğine benzetip periyodik olarak her seferinde ufak
bir itme uygularsak çok kısa sürede olmasa da, itmenin
büyüklüğüne göre, salınım yapmaya başlayan avize bir
süre sonra devasa bir yüksekliğe çıkacaktır. Avizeyi bir
beşik gibi salladık!Bu müthiş bir olaydır!!! Hayatın ta
kendisi, anlayana! İşte dalgalar da böyledir! Çok ufak
enerjili dalgalar size komik gelebilir; fakat eğer ki bu
enerjiyi sürekli ve periyodik şekilde sisteme verirseniz
sistem inanılmaz bir enerji kazanıyor! Daha da ötesi
Tusunamiler yaratabilirsiniz, depremler
yaratabilirsiniz, insan beynini etkileyebilirsiniz... Bu
aynı şu atasözüne benzetilebilir: Damlaya damlaya göl
olur! Gerçekten, bilimsel olarak böyle...
Şunlara
dikkat edelim :Son
zamanlarda hızla satılan infrared ısıtıcılara dikkat!
Bunların aslında insan kimyası için tercih edilecek bir
ısınma şekli olduğunu düşünmüyorum. Çünkü dalga boyları,
insan kimyasındaki dalga boylarına yakın olduğundan,
kısa zamanda olmasa da yukarıdaki örneği düşündüğünüzde,
uzun vadede inanılmaz olumsuz etkilere sahip
olabileceğini düşünmeniz gerekir.Türkiye’de denetleme
çok zayıf! Bugün radyo istasyonlarının bile, bilirkişi
tarafından incelenip uygun frekansta yayın yapıp
yapmadıklarının araştırılmaları gerekir. Özellikle, bu
GSM telefon operatörlerinin her yere kabak gibi baz
istasyonu dikmesinin insan sağlığını nasıl etkilediğini
biliyoruz! Mesela bal arıları bile yönlerini bu nedenle
kaybediyorlar .Uzun süre yönünü kaybeden arı, yuvasına
dönemeyince ölüyor! İşte arı ölümü! Bu dalgaların
yayılma alanı oldukça geniş olduğundan denetlemek lazım.
Kaldı ki fırınlarımızı birkaç kez denetlediler de
nelerle karşılaştık. Bunlar artık insanı hiçe sayan
teknoloji canavarları olmuşlar. Aynı trafik canavarı
gibiler .Cebime nasıl eder de üç kuruş fazla sokarımın
hesabını yaparlar, ilginçtir ki en dürüst de bunlar
gözükür! Hani duyarız TV’den; falanca adam falanca yere
şu kadar miktarda yardımda bulundu. Bir bakmışsın, o
filanca adamın kurduğu baz istasyonlarının haddi hesabı
yoktur,ayrıca yaptığı yardım vergiden bile
düşülmüştür!İşte böyle bir dünya! Bir başka örnek
Kocaeli -Tuzla arasındaki fabrikaların denize saldığı
zehir ve havaya verdiği kimyasalların haddi ne de hesabı
var.
Kırmızı alarm bölgesi neden halen boşaltılmıyor? Benim
yolum sürekli bu alandan geçtiği için orda yaşayan
insanlar için üzülüyorum. Tablo vahim! Bu nedenle midir
bilinmez, ressamların son zamanlarda çizdiği tablolarda
hep bir kavga hakim. Geçen üniversitemize asılan bir
tablo oldukça ilgimi çekmişti; tabloda resim yok! Bir
bardak mürekkep boş bir tuvale sadece ince şeritler
halinde serpilmiş hepsi bu! Aynı canı sıkılan çocukların
sahildeki kumsallara çizikler attığı gibi...
“Konumuzu
dağıttık” diyecekseniz, “yanılıyorsunuz” derim, çünkü
artık bir radyo dalgasından yola çıkarak bir De Brogli
dalgasını beyninizde ilişkilendirmeye devam edeceğim.
De Broglie
Dalgası
( Debrogli
Nobel Ödülü,1929)
De Broglie
atom parçacıklarının dalga özelliği gösterdiğini
kanıtlamıştır. Dikkat ederseniz çok küçük mertebelerde
bir büyüklük söz konusudur.1900 yıllarda ışığın parçacık
mı yoksa dalga mı olduğu karışık bir konuydu. Hareketli
parçacıkların dalga özelliği göstermesi gerektiğini öne
sürdü! Fizik de dev bir bilgiyi ortaya çıkaran De
Broglie aslında henüz keşfedilmemiş bir beyin! De
Broglie'ye göre atom etrafında dönen elektronlar da
dalga özelliği gösterir düşüncesi şu an bile tam
ölçülebilmiş değil. Çok küçük mertebede olduklarından bu
dalgaları ölçmek şu anki teknoloji ile mümkün değil.
Genel olarak formülü şu şekildedir: λ
= h/p cismin momentumunu hesaplar plank sabitine
bölerseniz De Brogli dalgasını hesap edersiniz.
Böylelikle, durgun maddeye eşlik eden bir de De Brogli
dalgasını görmüş olursunuz.
Şimdi De Broglie mantığıyla yola çıkarak bir hesap
yapalım: Sizi 75 kg varsayıyorum ve 10 m/saniye hızla
koştuğunuzu varsayalım. De broglie yasalarına göre
aslında o koştuğunuz an bir kütle ve bir hıza sahip
olduğunuz için [ m.v =p ] gereği bir momentumunuz
var.Yani siz bir dalgasınız! Mikro yapınızı
incelediğimizde de yine aynı şeyi görüyoruz. Yani
hareket etmeseniz bile sizi oluşturan atomların
etrafında devasa hızda dönen elektronlara eşlik eden
dalgalar mevcut!!!
Dalgaların ilginç bir özelliği :
Dalgaların ilginç bir özelliği de eğer dalgalar
yeterince birbirine yaklaşırsa üst üste gelerek
tekilleşiyor! Tek bir dalga halini alıyor. Lazerler de
bu mantıkla yapılmıştır. Üst üste binen dalgalar tek bir
dalga gibi davranır. Gücü artar.Benim dikkatimi çeken
bir nokta ise De Broglie’ den yola çıkarak .Hacda tavaf
kavramıdır. Tavaf ederken... Beytullah’ı tavaf
ederken...Bu hareketimizden dolayı bize eşlik eden bir
De Broglie dalgası söz konusu!
DUA
Bilmeyenler için, dua da bir dalgadır. Dua ederken bu
dalgayı dilimizle oluştururuz. Dilimizin hareketleri
havada karmaşık dalgalar oluşturur. Hava ile
yayılır.Basınç şeklinde iletilir.Mekaniksel dalgadır.
Burada duanın elektromanyetik bir dalga olarak da
yayılması gerekir. Neden derseniz? Sebebi beynimizdir,
siz dil ile birtakım dalgaları oluştururken aslında
beyninizde de milivolt düzeylerinde hareket eden
elektrik akımları söz konusu ve bu hareketleri izleyen
De Broglie dalgaları var. Bu nedenle Dua hem
elektromanyetik hem de mekanik bir dalga şeklinde
düşünülmelidir... Çünki sadece hava titreşmiyor!
Beyninizin içerisi de bir titreşim haline giriyor. Hz
Muhammed'in bana salavat getirenlerin duası bana
ulaştırılır şeklindeki düşüncesi bir hayli ilgi çekici
ve üzerinde tefekkür edilmesi gereken konudur. Bu zat,
yıllar önce insan beyninin böyle bir özelliği olduğunu
keşfetmiş bir kimyaya sahipti! Bir Rasulullah hayranı
olarak, Rasulullah’a özellikle cuma günleri mutlaka
salavat getiririm. Allah, Rasulullah'ın getirdiği Allah
inancını inşallah duada bulunanlara nasip eder, birtakım
farklı ek kapasiteler açar, nitekim böyle de olur!
İnanılmaz bir enerji yayılan bir ortamdan geçerken hiç
etkilenmemek olur mu?
Bu yönümüzle, pekala biz kimiz? Bizler evrenin dalga
üreticileri miyiz? Ne dersiniz? Ufak gözüktüğümüze
bakmayın! Ne demiştik avize örneğimizde hatırlamaya
çalışınız... Hoşça kalın. |