Kadına şiddet uygulanması anormal bir davranış
biçimidir. İnsan davranışları beyinde şekillenir.
Eğer bir erkek karısına şiddet uyguluyorsa, o
erkeğin beyin çalışmasıyla ilgili bir sorunu olduğu
kesindir.
Her erkek, eşine şiddet uygulamıyor. Bu nedenle
şiddeti uygulayan erkeğin bu davranış biçimi bir
bireysel özelliktir.
Beyin çalışma özellikleri, bireyin akıl ve kişilik
özelliklerini sağlar. Psikoloji denilen kavram
tamamen beyin çalışma özellikleri sonucu ortaya
çıkar.
Milyarlarca beyin hücresinin oluşturduğu
trilyonlarla ifade edilebilen ağ sistemi nedeniyle,
her beynin ya da her bireyin akıl ve kişilik
özellikleri kendine özgü (şahsına münhasır) ve
tektir. Bu nedenle yaşamış ve yaşayan insanlar,
genetik özellikler bakımından benzerlikler
gösterebilir ama birbirlerine tıpatıp benzemez.
Beyin gelişimine yön veren etkenler, dolaylı olarak
kişilik özelliklerini de belirler.
Beyin gelişimini etkileyen faktörler:
1.Genetik,
2.Annenin hastalığı,
3.Zor doğum,
4.Anne sütü,
5.Beyni etkileyen ateşli hastalıklar,
6.Yaşam tarzı, eğitim ve çevre etkileri,
7.Beslenme özellikleri,
8.Hafif ya da şiddetli kafa darbeleri,
9. Aşılar,
10.Genel anestezi altında geçirilen
ameliyatlar,
11. Stres,
1. Anne-babadan alınan genetik özellikler, beyin
gelişiminin temel yapısını oluşturur. Sayılan diğer
faktörler, genetik yönden belirlenen özellikler
üzerine bina edilir.
2. Annenin hamile iken içinde bulunduğu hastalık
durumu, vücuttaki kimi hormonal çalışma
bozukluklarına neden olur ve anne ile karnındaki
bebeğin ilişkisini sağlayan kordonun çalışmasını
etkileyerek bebeğin beyin gelişiminde değişikliklere
neden olabilir.
3. Doğum zorlukları sonucu bebeğin beyin kanlanması
geçici olarak etkilenebilir.
4. Anne sütü içinde bulunan kimi maddeler beyin
gelişimi için gereklidir.
5. Kimi bakteriyel ve virüsler beyin çalışmasını
etkileyebilir.
6. Beynin, insanlar için en önemli kazanılmış
özelliği öğrenmedir. Damak tadından davranış
modellerine, fiziksel etkinlikten teorik bilgilere
kadar her konu; beyin yapısına yeni ağ sistemleri
ekleyerek öğrenme işini gerçekleştirir. Beyin; doğru
ya da yanlış ayırımı yapmadan, kendine verilen
bilgileri doğrudan öğrenir. Şiddetin uygulanacağı
kişi, zaman ve ortam öğrenilen bir davranış
modelidir.
7. Gelişen teknoloji ile değişen beslenme
alışkanlıkları sonucu ortaya çıkan doğal olmayan
besinler, beyin üzerinde önemli etkilere sahiptir.
Bin yıllar boyunca doğada, doğal halde bulunan
besinlerle gelişen bünyemiz; özellikle son 50 yılda
ortaya çıkan yapay besin ürünlerine yabancıdır.
Karton kutularda bir çok işlemden geçirilerek
satılan sütler doğallıklarını tamamen
yitirmişlerdir. Ekmek; saf buğdaydan değil, özü ve
kepeğini kaybetmiş buğdaydan yapılır. Yürüyemeden,
güneş ışığı görmeden ve tek yönlü beslenme ile
yetiştirilen tavukların etleri ne derece
sağlıklıdır? Sofra şekeri (glükoz) ile hazırlanan
besinler ve şekerin kendisi, tamamen rafine edilmiş
bir üründür ve sindirim yoluyla alınması insan
bünyesine zararlıdır. İnsan vücudu; besin maddesi
olarak aldığı protein, yağ ve birleşik
karbonhidratlardan şekeri elde eder. Doğrudan alınan
basit şeker, önce insülin sonra diğer vücut
sistemlerini olumsuz yönde etkileyerek hastalıkların
oluşmasına zemin hazırlar.
Özellikle saf şeker başta olmak üzere, doğal olmayan
besin maddelerinin önemli etkileri beyinde
gözleniyor. Saf şekerin ve glisemik endeksi arttıran
hamur işi gibi diğer besin maddelerinin beyin
üzerinde uyarıcı etkileri vardır. Bu etki, çocukluk
dönemlerinden itibaren beyin tarafından öğrenilir.
Beyin çalışma özellikleri duyarlı hale geldiği
durumlarda (sinirli, üzgün, yorgun, dikkat azlığı
vb.) beyin uyarılma ihtiyacı hissederek bu
maddelerin alınmasını ister. Çayda bulunan tein,
kahvede kafein, kolada x maddesi ve şeker, sigarada
nikotin, dikkat eksikliği ve hiperaktivite
bozukluğunda kullanılan ilaçların içeriğinde yer
alan amfetamin, beyin uyarıcı özelliği olan diğer
maddelerdir. Sonuçta, beyin çalışma özelliklerinin;
hem bağımlılık yapıcı etkisiyle hem de bağımlılığın
oluşturduğu maddelerin vücut üzerindeki zararlı
etkisiyle hastalıkların gelişiminde önemli etkileri
olduğu gözlenir.
8. Beyin, kafatası içinde, etrafında su dolu bir
kesede bulunur. Kafatası içinde çeşitli kemik
çıkıntıları vardır. İvmeli kafa hareketleri, beyne
zarar verebilir ve sonuçta beyin çalışması
etkilenebilir. Beyin ön bölgesi çalışmasıyla insan
kişilik özelliklerinin önemli bir bölümü şekillenir.
Sinirli, sabırsız, dikkat eksikliği olan bir kişinin
beyin ön bölge çalışması duyarlıdır. Beyin temporal
(şakak) bölgeleri ise duyguların ton ayarının
yapıldığı bölgelerdir.
Beyin ön ve şakak bölgelerine alınan darbeler
sonucunda ortaya çıkan davranış bozukluklarından
biri de öfke (dürtü) kontrol bozukluğudur. Bu
kişilerde sıklıkla şiddete eğilim gözlenir.
9. Aşılarda yer alan alüminyum, civa gibi ağır
metallerin beyin üzerinde olumsuz etkileri vardır.
2002 yılında batıda bu maddelerin aşılardan
çıkartılmasına karar verildi. Ülkemize dışarıdan
gönderilen aşıların içeriği halen belirsiz. Üstelik
Sağlık Bakanlığı yaptığı bir açıklamada, ağır metal
içeren aşıların zararının olmadığını açıkladı.
Oysaki son 50 yıl içinde otizm, dikkat eksikliği,
ümmin sistem hastalıkları gibi durumlar, aşı
uygulamasının yaygınlaşmasıyla birlikte önemli artış
olduğu gözleniyor. Son günlerde ülkemizde tanıtımı
yapılan pnömokok aşısı alüminyum içeriyor.
Amerika’da aşılardaki ağır metallerin çıkartılması
önerilirken Sağlık Bakanlığının “zararsız”
açıklaması, aşılara karşı güvensizlik yaratıyor.
10. Bilimsel çalışmalar genel anestezinin beyin
çalışma özeliklerini olumsuz yönde etkilediğini
bildirmiştir.
11. Her bireyin sahip olduğu benzersiz beyin
çalışma özellikleri, yukarıda adı geçen etkenlerle
şekillenerek kendi duygu, düşünce ve davranış
özelliklerini belirler. Stresin etkisi bu nedenle
her beyinde farklıdır. Çünkü, her beyin farklıdır.
Kimi bir olaya çok şiddetli öfke ve saldırganlık
tepkileri verirken kimi depresyona girer. Bir
başkasında ise kalp spazmı gözlenir.
Sonuç olarak; erkeğin beyin çalışma özelliklerini
düzeltmeden, kadına uygulanan şiddetin önüne geçmek
olası değildir. Beyin özelliklerini etkileyen 11
maddeden genetik faktörler dışındaki 10’u
düzeltilebilir özellikler içermektedir.
Huzurlu bir evlilik yaşamı sağlayamayan erkek,
işinde ve sosyal çevresinde de başarısızdır. Kadına
şiddet uygulayan erkeğin bu tavrı zaten yaşamda
başarısız olduğunu kanıtlayan bir göstergedir. O,
yaşamın rekabet kurallarına uyum sağlayamamış, bu
nedenle kendinden fiziki alamda güçsüz olan eşine
üstünlük taslayan, beyin fakiri bir zavallıdır. Her
şeyden önce beyninin iyileştirilmesine ihtiyacı
vardır. Beyin çalışma duyarlılığı gösteren
erkeklerin iyileştirilmesi mümkündür. Yeni gelişen
QEEG ve nöroterapi gibi nörolojik yöntemler, beyin
duyarlılığını ölçme ve tedavi etme olanağını
sağlıyor. Önemli sorun, bu yöntemlerin halen
ülkemizde yaygın olarak bilinmemesi ve haliyle
uygulanamamasıdır. |