21Nisan 2009
“Ey
iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere,
geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev
sahiplerine selam vermeden girmeyin. Bu davranış sizin
için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye
size böyle öğüt veriliyor.” (Nur-27)
Farkında
mısınız, ayet-i kerimede resmen “kapı çalın”
buyuruluyor. “İzinsiz, kimsenin özel mekânına
girmeyiniz!” deniyor.
Kocaman
insanlara bunu söylemeye gerek var mı? Demek ki var: Dinin
“ basit” emirleri uygulamaya kalkınca ne kadar da zormuş
meğer! Kapı çalmayı akledemeyen, daha önemlisi
“edeb” edemeyen insanlar var!
İnternetin kapısı yok mu? İnternet kapısız “han”
mıdır?
Herkes
dilediği kimsenin mail kutusundan içeri paldır küldür
girebilir mi? “Girme” dendiği halde! Böyle bir hakkı
kendinde nereden görüyor? Kim veriyor ona bu hakkı? Spam
maillerle insanların vaktini çalmak kul hakkı
değilse nedir?
Bu sorun,
“spam mailler” sanıyorum, pek çoğumuzun sorunu... Kendi
aralarında “ilim” veya başka bir şey paylaşmak üzere
mail grubu kurmak hoş olabilir. Büyük bir nimet
mailleşmek! Başka insanları da bu gruplara davet
etmek uygundur. Ancak, kapısı kilitli bir eve
“ilim paylaşıyorum, din tebliğ ediyorum” diye bacadan
girmek düpedüz edebsizliktir.
“Tecavüzdür”.
Mail
kutumun ırzı da bendenizden sorulur. Mücahidim.
Tecavüzcümle evlenmem!!! Evvel Allah, en güzel
şekilde savunurum, püskürtürüm, hesap sorarım. Bir mail
kutusunu savunamayan insan neyi savunabilir bu hayatta?
“Edep,
had tanımaktır.” Hz. Ali (k.v, r.a)
İlim
paylaşmak güzel de edeb ne olacak, edeb?
Edeb
paylaşılmıyor! Ya edebli OLunuyor, veya OLunmuyor!
Gül yağı satıyorsan bir parça kendine sür, ey Gül’ün
dikeni!
Dinin
“basit” emirleri uygulamaya kalkınca ne kadar da zormuş!
Bu güçlüğe ikinci kez şahit oluyorum! Ne zormuş bir kapı
çalmayı öğrenmek! Allah, mealen “izin almadan başkasının
evine girmeyin” diye emrediyor! Bu da namaz kadar,
oruç kadar Allah’ın emridir.
Allah’ın emirlerini Allah’ın emrine uymayarak mı tebliğ
ediyoruz?
Bir ilim
lafıdır dillerde, gidiyor... Neye yarayacaksa edebsiz
ilim! Edeb-siz iblis gibi “ilimli” olmaktan
Alemlerin Rabbine sığınırız.
İsteyene
ver onları!!!
İsteyene
ver onları!!!
Kim ilim
istiyorsa, kim huri gılman istiyorsa, kim ne istiyorsa;
İsteyene
ver onları!!!
EDEB YA HÛ!
Bize Seni
gerek Seni!
***
NOT:
Bazı okurun yaklaşımı üzere şu
açıklamayı yapmak lüzumu doğdu:
Değersiz yazılarımın her hangi
bir telif hakkı, kullanım şartnamesi vs. yoktur.
Sebildir, Allah ve Resulünün (sav) rızası gayesine
matuftur.
Yazılarımın tartışılmasının,
eleştirilmesinin, kaynak gösterilerek veya hatta
kaynak gösterilmeyerek paylaşılmasının hiç bir
mahsuru yoktur. Her forum platformunda alıntı
yapılabilir. Hiç kimseye benim tarafımdan bu konuda
getirilmiş bir yasaklama yoktur ve asla olmamıştır. Hiç
bir zaman “tartışılmamak” gibi bir lüksüm de olmamıştır!
Bu tür tartışmalardan beriyim!
Kişisel tavrım hiçbir zaman
eleştiriye karşı olmayıp, daima ve sadece
sataşma, karalama ve büyüklenmeye karşı
olmuştur ve olacaktır.
İftira atılmasın,
söylediklerime yalan dolan karışmasın, saygısızlık
edilmesin; başkaca beklentim yoktur.
Yazılarımın tartışılmasına /
eleştirilmesine hiç bir zaman ve hiç bir sanal
ortamda karşı çıkmadığım gibi, tam tersi olarak,
yazılarıma “kaos çıkar” endişesiyle tartışma
sınırı getirilen, engellendiğim bazı ortamlarla yolumu
ayırıp; yoluma, düşünceye sansür uygulamayan, gerçek
anlamda özgürlükçü, her fikre kucak açan, çatı olan
anlayışlarla devam etmeyi tercih ettim ve edeceğim.
Değersiz yazılarım dün de
sebildi, bugün de sebildir; “kaosu” göze alabilen her
kişi ve platformun hizmetindedir. |