Kar ve
zarar insan yaşamının vazgeçilemez olgularıdır. Yaşam
boyunca elde ettiğimiz (bize göre) faydalı nesne, durum
vs. kazanımlara kar diyoruz, kaybettiklerimize de zarar.
Yaşamımız bununla biçimleniyor.Tüm insanlık tek şeye
yoğunlaşır KAZANMAK. Doğum anından ölüm anına kadar evde
okulda işte oyunda savaşta hep kazanmak için
yoğunlaşırız. Dünya yaşamının ana kanunları bunlar;
kazanmak ve kaybetmek. Kazanmak kaliteli rahat bir
yaşamı vaat etse de, bazen kaybederek de kaliteli bir
yaşam söz konusu olabilir. Her iki durum da insanı çok
etkiler. Kaybetme korkusu insanı hüsrana sürükler.
Kazanma benliği körükler bencilliği getirir, ölüm ötesi
yaşamı tehlikeye sokar.
Oysa kar veya zarar kaygısı sistemin ruhuna da pek uygun
değildir. Örneğin Allah’ın sistem ve düzeninde Müheymin
esması emanet emin kökünden gelir. Sistem ve düzenin
işleyişini gözetir himaye eder, hiç bir şeyde kaos
yoktur. Tüm esmalar düzen içinde yerli yerince gereğini
yapar. Çokluk boyutunda Hafiz esmasının açığa çıkardığı
kesret var gibi gözükse bile ADL ismiyle yaratılış
amacının hakkını verir. Müheymin işleyişi gözetir korur.
Kuran’a göre para mal biriktirmek ne kadar uygun
değilse, verilen rızkı değerlendirmemek de o derece
uygun değildir. Bunun anlamına dikkat etmek gerekir. Mal
ve para sahibi olmayan çeşitli zorluklar yaşar. Zira
sistem ve düzenin bir parçasıdır. Bahsedilen konu
fazlaya tamah edip hırslanarak senin kendi varlığının
aslını unutmaması gerektiğidir. Yaratılış amacın bu
değildir. Hırs insanın insani özelliklerini yok ederek
kıskançlık ve hasede yol açar. Dolayısıyla kişinin
kendine varlık vererek şirke düşmesine yol açar. Herkes
programının farkına vararak hissederek kendi hakikatine
ulaşacaktır. Kazanma ve kaybetme insanı sarhoş edecek
kadar kendini kendi özüne unutturur.
Hayatın çeşitli safhalarında değerlendiremediğimiz pek
çok şey olabilir. Varlığımızın sebebi ve gayesini fark
ederek yönelmek çok önemli bir davranıştır. Yaşam
denilen bu dünya hayatının kısacık bir an olacağı
sonsuz yaşam düzeyimizde değerlendirilecek çok önemli
bir boyut olduğu bir gerçektir. Oysa başarı bu iki
olgudan öte bir anlayıştır. Başarı
değerlendirmektir;
ne kaybetme ne kazanma söz konusudur.
BASİR
olarak kaybetme ve kazanma konusuna bakarak orta yolu
tutmaktır. Kendi hakikatinin farkında olarak yaşamı
değerlendirmek sana verilen izin kadar ( BİİZNİHİ)
gereğini ortaya koymaktır. |