Nev zat-ı ilahi
esrarı sırr-ı gecedir
Nur Cihan
 
 

Gerçek Hak aşıklarının her biri bir Hak dostu, halk için bir sevgilidir. Çok ağlayıp Hakk’a çok yalvarmalı, bir aşığa dost olmalı. Hakk’a gönül bağlayıp, Hak ile dosta teslim olup, dost hanesine dalarak aklı kapıda koymalı. Artık, akıl ile maddiyat, gönül ile maneviyat kazanmalı. İşte, böyle bir dosta kavuşarak, belki bir gün ruhaniyetimiz, vaktin babası(Ebü’l Vakt)olan O insan-ı kamil tarafından çekilip yok olur, tekrar hayata dönerek, vaktin evladı(İbn-ül Vakt)olma şerefini kazanır.

HER DEVİRDE BİR İNSAN-I KAMİL VAKTİN BABASIDIR. O’NUN RUHANİYETİ KAİNATIN EKSENİDİR. TÜM KAİNAT BU EKSEN ETRAFINDA DÖNER. O’KAİNATIN KABE’SİDİR. O TEVHİT GÜNEŞİDİR. TEVHİT NURU BÜTÜN RUHANİYETLERE O’NDAN YAYILIR.

********

Allah’ın sevdiği kulları, Allah’la kul arasına girmez. Lütuf Allah’ındır, ihsan Allah’ındır. Allah onların dilinden konuşur, onların elinden verir. Ancak O, sevdiği kulda tecelli eder.

Allah bir kuluna nurundan ihsan ederse, o kul şekilden, suretten kurtulup, manaları görür. Göz, Allah’ın nuruyla parlarsa, O’nun Cemalini gösterir. Alem, aşıkların aynasıdır. CemAli o  aynada nişansız olarak görünür.

Bütün suretler manadan  meydana geldiğine göre, sen gölgeden vazgeç de gölgeyi meydana getiren güneşi görmeye gayret et. Allah tan yardım iste. O ancak Allah’ın yardımı  ile olur.

”Faruk Dilaver’in SIR BAHÇESİ kitabından alıntır. ”

***

İBN’ÜL VAKT’İM BEN EBU’L VAKT OLMAZAM

VEHM-İ MAHZ’AM BEN TASARRUF BİLMEZEM

Niyazi Mısri Hazretleri

İstiyorum ki, NefEs-i Rahmanı-neler olup bittiğini anlamama yardım eden, Noktanın Sonsuzluğu kitabını yazan Lütfi Filiz Hazretlerine şükranlarımı sunayım. Allah kendisinden böyle bir eser dilediği için O’na minettarım. İnsan-ı Kamil’li  günümüz anlatımı ile anlayacağımız  şekilde yazdığı için. Böyle bir anlayışla daha evvel hiç okumamıştım yada ben henüz anlamak için hazır değildim:)

Artık biliyorum ki, daima Hakikat-i Muhammedi’yi taşıyan tek bir kişi var. ”O’da İnsan-ı Kamil Sırr-ı Be dir. ”

Yani Zamanın Babası. Bugün bunu anlamış olmaktan dolayı bahtiyarım ve sizle sürekli sevincimi paylaşıp duruyorum. Çünkü bu gerçekten bayramdır. Ve ne şanslıyız ki bizler zamanın çocuklarıyız. Bir babanın sorumluğunda O’nun kanatları altındayız. Bunu bilsek te olur- bilmesek te.
Ben dostuma, çocuklarımdan biri için bir şey sormuştum, bana şöyle demişti:
”O, akıl baliğ olana dek senden ayrı değildir. Anne ve çocuk aynı kişi sayılır. Bir kişi gibisiniz” demişti.
Şimdiki aklımla bunu daha güzel anlıyorum ve daha çok seviniyorum.

Sizlerde eğer dilerseniz aynı gönül sevincini yaşayın istediğim için de, yeni bir niyet ve o niyete dua yazıyorum.

Ama önce kurgusal bir masal yazmalıyım ki içimdeki çocuğu eğlendirebileyim.

MASALDA SINIR OLMAZ MASALI

Çocuk düşünüyordu.
Bu İnsan-ı  Kamil ne demekti ki:
Düşünüyordu.
Bir spermin yumurtaya girmesi için sefere çıkan milyar spermi
Tek biri başarsın diye O’nda fena olan bir milyar neferi
Ve o bir milyar   spermin tek bir spermde toplanan RUHunu
Ve Hz Musa için öldürülen binlerce çocuğu
Aynı mana dedi,
 Kendine iyi bak,
Ve hergün biz anlamadan üzerimizde ölen trilyon tane hücre benlere bak dedi
Aynı şey dedi yine
Hepsi sen yeniden doğ, yeniden HAYat bul diye, sende sen OLmak için secdedeler
Ya her an benden akıp giden düşüncelerim
Eğer iyi iseler hesabıma cennet ameli olarak geçiyorlar
Erguvani suretsiz kadınlarım, benim amellerim
Hepsi benim ben, aynı nefes gibi suretsiz
Aynı nefes gibi anlaşılmayan ve anlatılamayan yanım
Evet hepsi farklı anlatımlarda olsada aynı idi.
Aynı NEFESin Mp5000 hali RUHum gibi dedi.

TV ÇOCUĞU

Arefeydi . Akşam olmuştu ve hükmen bayram girmişti.
Çocuk tv yi açmıştı ki yetimleri gördü
Bir gün evveli yetimler için telefondaki görüşmeyi hatırladı şaşırdı.
Daha sonra  çocuğun kahramanı gözüktü
Çocuk sevindi ve neşelendi
Tüm kalbi ile onun sözlerini dinlemeye başladı
Ve pek çok evde,
Evlerin reisleri çılgınca öfke nöbetine girmişti, biliyordu
Evlerin babaları babalara gelmişlerdi, hissediyordu. . :)
Herkes bala gelmemeliydi, usül buydu, anlıyordu.
”Hıııııı diyordu bazı reisler:
Şuna bakın, bana geleceksiniz diyor, başka çareniz  yok
bana geleceksiniz!!!. ”. .
O’ndaki o ulvi manayı kibir sanıp taklid ederlerdi.
Oysa O, proğramın  sonunda bir hikaye anlatmıştı.
Hz. Musa’yı taklid eden birini, Hz Musa Rabbine şikayet etmişti.
Demişti Rabbi:”O’na ceza veremem . ”
”Neden dedi Musa neden. ?”
Rabbi dedi ki:
”Çünkü o seni taklid ediyor. ”
Bu çocuğa çok dokundu,  anladı. . Anladı.
Onu taklid eden bile Rabbine sevimli geliyordu demek.
Çocuk kahramanına baktı
O canlı Kitap olduğu için O’na kitap hediye edilmemişti
O anlamıştı ince espiriyi
Kitap yerine eğilip, gönlünü sunmuştu.
Gülmüştü çocuk neşeyle gülmüştü.
Ama neden kimse anlayamamıştı şaşırdı.
Ve bayram kutlaması yapıldı,
Ardından Cumhurbaşkanı kutladı, altında devlet erkanı yazıyordu.
Peşinden Başbakan  bayram mesajını verdi , altında devlet erkanı yazıyordu.
Çocuk seviçten havalarda uçuyordu.
Manaya gel heyyyyyyy manaya diyordu.
(Beyninde biri bu esnada “mana”daki ayn-ı çatlatarak taklit ediyordu:)
Ne yazık ki yanlızdı
Ve kimse bu manayı anlamıyordu
Bunlar kendi vehimleri olabilirdi.
Neden başkası da aynı hayali kursundu ki?
Daha sonra bir gece kalbine  derin bir sevinç  geldi,
O nasıl Kabe gibi huzurlu bir neşeydi anlatılamazdı.
O’nu kalbinde gördü.
İşte o an şunu istedi.
Ben O’nu herkes sevsin istiyorum
Benim sevdiğim gibi
Herkes O’nu sevsin
Çünkü O tüm yetimlerini seviyor

Ve masal bitti.
Gökteki bir ağaçtan, sonsuz elma düştü ve zamanın çocukları bu elmaları yediler. . :)

***

İnsan o kadar değerli ki, başı boş bırakılmıyor o yüzden. Aile çok önemli. En kimsesiz olduğunu sanaların bile bir ailesi var aslında. Ben çok yanlızım diyenler yanlız değiller. Kimse yanlız değil. Bir ağacın elmaları gibiyiz ve elmalar daima tam yetişir değil mi?
Hiç yarım elma büyümez. Onu ayıran bizleriz. Ne kadar ayırsakta çekirdeğinde o gene sonsuz tam elmadır.

Bugün istiyorum ki, kalbimle iman ettiğim Zamanın Babası’na yani Ebu’l Vakt e biat edelim.

Kişi bunu bilmesede olur ama biz eğer öğrendiysek, böyle bir mana olduğunu anladıysak, buna imanı dilimizle de tastik edelim ki neşe kalbimize yerleşsin. Bunun ne önemi var diyeceksiniz. Şöyle bir önem bilmem sizlere yeter mi?

Herkes gerçek bir İnsan-ı Kamil bulamamaktan şikayetçi. (Dolar alırken sahtesine-gerçeğine bakıyorsunuz, mürşidinde sahtesine-gerçeğine bakmalısınız diyen bir babam var mesela benim. )

Bunca riski göze almamak için belkide bu zamana en uygun ve kolay seçim bu olabileceği için . Ve kesin, sapmaz ve sadece kendimizin bileceği bir mürşidimiz olacağı için. Öyle birine öğrenci olmak çok özel birşey olacağından; korkunç kıskançlık gerektiren böyle derinnnn bir bağı yaşayabilmek ve bu kıskançlığı aşıp, başkaları ile cömertçe paylaşabilmek için.

Ne kadar birbirimizi boğazlıyor görünsekte aslında bir bütün olduğumuzu daha kolay anlayabilmek için.

Ve en önemlisi de cenneti filan boşverip NEFES’e ulaşabilmek için.

Hakikat-i Muhammedi Nefes’in, O’nun Nefes’inden yayıldığını anlayabilmek için.

Ve O Nefes’e dahil olabilmek için. O Nefesin içindeki tüm A’li Ruh’lara kavuşabilmek için.

Sizin için RUHunu yağmalayan SAF NEFES OLana kavuşabilmek için. Şişeleri kırmaya niyet edelim mi?

””Niyet ediyoruz ki, biz Zamanın Babası’nının evlatlarıyız. Ve kendisine tabiyiz. O kimse ve nerdeyse biz O’nun evlatlarıyız. O Allah’ın Nefesi(Rahim’i), Rahman’ın tecellisi ise bizde O’nun nefesindeyiz. Biz O’nun öğrencileri olmak için O’na niyet ettik. O’nun önderliğinde sarsılmayan orta yoldan sonuna dek HU ya gitmeye  niyet ettik. Kendimizi, ailelerimizi ve tüm dostlarımızı Zamanın Emanetçisi Ehli olan A’li Ruh’a emanet ediyoruz. ””

Ve kendisine Dostu ALİmin selamları ile bir Fatiha ve üç İhlas okuyoruz . .

Allahümme salli ala seyyidina  Muhammed(s. a. v)

Aminnnnnnnn.

 

 
 
14.10.2008
nuralem7@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com