Niyet Hayır, Akibet Hayır…
Nilay Caki
 

Etraf aynadır…

Ve aynalardan şahsınıza dair bazı yorumlar yansır zaman zaman…

Bazen olumlu, bazen olumsuz.

Bazen iltifat eden, bazen tenkit eden.

Bazen onaylayan, yücelten, bazense kınayan, yeren…

O duyduğunuz iyi sözler, güzel iltifatlar sizi birimselliğe itecek, egonuzu yükseltecek

aslında geçmeniz gereken imtihan sahneleridir… Büyüklerimizin tavsiyesi, böyle durumlarda özümüzde var olan asla yönelerek yolumuza devam etmemizdir.

Ve tenkitler, kınamalar (doğru bildiğiniz yolu engellemek üzere dahi olsa bile), sizin kınayanın aslını fark edemeyip birimsellik çukurunda kalmanıza neden olacak sınav halleridir.

Tıpkı uzun süre bir aynanın karşısında kaldığınızda, kendinizi aynada gözüken suretle sınırlamanız, görüntüde  takılı kalmanız gibi… Ya da sürekli aynalara bakıp, ondan yansıyan birimselliğinizi bilincinizde tekrar tekrar şekillendirmeniz gibi…

“İltifat edilirse egoya prim yaptırmayın, tenkit gelirse öfkenize yenilip nefsinizi azdırmayın.” diye tavsiye edilir.

Tabi haklı değerlendirmeler veya doğru itirazlar, tenkitler de yok mudur? “Onlara da mı aldırış etmeyeceğiz, beşer halimizi hak kabul edilene göre düzenlemeyeceğiz!” diyeceksiniz…

İşin püf noktası “niyet”.

Siz verdiğiniz tepkilerde niyetiniz nedir, en iyi bilensiniz… Yerli ya da yersiz dahi olsa övgü karşısında  nefsinize paye veriyor, haklı ya da haksız  dahi olsa tenkit edilince size karşı tepki konuldu diye düşünüp egonuza yeniliyorsanız, “niyet” hükmünden “yandınız” demektir.

Böyle zamanlarda başta Efendimiz (s.a.v.) olmak üzere O’nun varisleri olan Hakk aynalarına döndürmek lazım yüzümüzü!

Onlar insanı  birimselliğe itmez, tam tesine Hakk’ın yansımasıdır onlar bize hep özümüzdeki hakikatı hatırlatan…  Ve her ne ortaya koyuyorsa sadece “Allah için” olan…

Niyetlerimizi “BİR”leyebilmek,  hak yolunda sabit kalarak yürüyebilmek duasıyla…

 

 

 
 
Nilay Çakı
21.10.2008
ncaki2007@yahoo.com

http://sufizmveinsan.com